-Yavrum sen derse uyumaya mı geliyorsun?Duyduğum sesle birlikte ne zaman sıraya bile koyduğumu bilmediğim kafamı kaldırdım. Hocanın bana baktığını gördüğümde gözlerimle sınıfı taradım. Herkes bana bakıyordu. Gözlerim domates kafayla birleşince bunların bir rüya olduğunu anladım. Zaten her şey o kadar hızlı ve saçma sapan bir şekilde gelişmişti ki rüya olmaması garip olurdu. Yüzümü buruşturup görünmez kız olmaya karar verdim. En önemli kural: Laf atışması yok.
Ama insanın damarına basıyorlar.
Kafamı iki yana sallayıp tahtada bana kızgın bakışlar atan hocaya döndüm.
"Madem böyle rahatça uyuyabiliyorsun demekki konuyu biliyorsun.Tahtadaki soruyu her gelen öğrencime yazarım eğer bilirlerse bu dönemki tüm yazılılarını 100 vereceğimi söylerim. Hadi bakalım sahne senin."
Hıh aldın mı başına belayı şimdi?
Kafam eğik tahtaya bakmadan ilerlerken sorunun nasıl bişey olabileceğini düşünüyordum.Tabi ki biraz özel ders almıştım ama yazılıları bile 100 verdirecek türden zor bir soruysa bitmiştim.
Tahtanın önüne gelip kafamı kaldırdığımda gördüğüm soruyla şok geçirdim.Bu muydu yani çözemedikleri soru? Bunun çözüm formülünü biliyordum.Soruya biraz bakıp kafamda çözdüm.Daha sonra hiç düşünmeden cevabı söyledim.
"46"
Hoca biraz şaşırarak nasıl çözdüğümü sordu bende hızlıca soruyu tahtaya yazıp yerime oturdum. Hoca "Aferin 100." dediğinde kafamı salladım. İnek durumuna da düştük iyi mi?
Neyse diyerek uyumaya devam ettim zaten bundan sonra bana bir şey diyeceğini de sanmıyorum. Yanlız uyku falan diyince biz şimdi yanımdaki kızlada tanışmadık sonuçta olanlar rüyaydı.
Dersin bittiğini söyleyen zil çaldığında yanımdaki kıza döndüm.
"Derste uyuduğum için özür dilerim umarım rahatsız etmemişimdir."
"Yok ya sorun değil onu bunu bırakta soruyu nasıl çözdün baya zekiymişsin."
"Şey bunun formülünü biliyordum. Ders almıştım da."
"Tamam neyse tartışmaya korkuyorum. Ben Lilly."
"Yok artık!"
"Ne oldu ya?"
"Ben rüyamda senle tanışıyordum adın Lilly'di."
"Hadi canım!"
"Ve biz en yakın arkadaş oluyorduk, benim hiç arkadaşım yok da o yüzden herhalde rüyamda böyle görmüşüm."
Biraz utana sıkıla bunları dedikten sonra Lilly gülümseyip bana sarıldı. Başta anlamasamda ayıp olmasın diye bende kollarımı ona doladım. Ne kadar da sevecen bir kızdı böyle.
"Şey ben ani sarılmamdan dolayı özür dilerim.Benimde hiç arkadaşım yok. Aslında buraya ilk geldiğimde popüler gibi bir şeydim ama sonra Katie beni tüm okula rezil edip beni ezik kız durumuna düşürdü. Zaten hala da benle uğraşır laf falan sokar. Zaten anlamışsındır o gün bugündür arkadaşım yok ilk arkadaşımsın."
Gülümseyip bu sefer ben sarıldım.Çok tatlı kız ya.
"Ben bir şey sormak istiyorum. Katie kim?"
"O mu? Sınıfta kızıl saçlı biri var ya o Katie işte."
"Bizim domates kafayı diyorsun. Zaten biliyordum onda bir şey olduğunu rüyamda da sana laf attı diye dövdüm kendisini."
Bunu dedikten sonra bir sanatçı havasıyla saçlarımı geriye savurdum. Lilly bu haraketimle kahkahalara boğuldu.
"Yani sen şimdi beni mi korudun?"
Bunları dedikten sonra o da taklidimi yapıp "Rüyanda" dedi. Bu hareketiyle bende kıkırdadım. Hatta o kadar çok gülmüştüm ki sıramdan düşüp yere yapıştım ama umursamayıp devam ettim. Lilly benim yere yapışmamla kahkahalarını arttırdı.
Koridorlar bizim gülüşmemizle yankılanırken bizi gören deli görmüş gibi bakıyordu. En sonunda gülüşlerimizi durdurduğumuzda kıpkırmızı olmuş yüzlerimizi yıkamak için tuvalete gidiyorduk. Telefonumu sıramda unuttuğumu fark edip Lilly'e gitmesi için işaret verdim.Bende sınıfa döndüm. Sınıfa girdiğimde gördüklerimle birlikte şok geçirdim.
Popüler grubundan olduğunu tahmin ettiğim çocuk benim telefonumu karıştırıyordu. Buna nasıl cürret edebilirdi?
Hızlıca yanına gidip telefonumu elinden çektim. İyiki şifrem vardı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen telefonumu karıştırma hakkını sana kim verdi?"
"O senin telefonun mu? Yani böyle giyinen bir eziğe göre son model bir telefon fazla değil mi?"
Sinirlenmemeliyim. Sinirlenmemeliyim. Bize sakin olmamız için kraliyette öğretilen şarkı yöntemiyle kraliyet şarkılarından birinin melodisini mırıldanmaya başladım.
O çocuk benim mırıldandığımı duyunca gözlerini büyüterek bana baktı. Eyvah anladı mı ki? Yok canım nereden anlasın.
"Ne mırıldanıyosun sen?"
"ııı...ı..sey ŞARKI evet evet şarkı."
Kafasını iki yana sallayarak sınıf kapısına yöneldi.
"Haa bu arada unutmadan söyliyim de telefon kilit ekranına kendi resmini koymalısın güzel kızları değil."
Bunu söyledikten sonra göz kırpıp gitti.
Ahh hadi ama ya o bendim. Gerçek halim!
Beni güzel bulduğuna mı sevinmeliydim yoksa laf soktuğuna mı ağlamalıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Prenses
Teen Fictionİki kraliyet. Gizli olan bir prenses ve gizli olan bir prens. Erica Alexis ve James Jack. Güzeller güzeli prensesimiz kendini o olduğu için seven birini bulmak umuduyla tüm güzelliğini makyaj ve salaş kıyafetler arkasına gizler. Onun tersi olan pr...