6. BÖLÜM-HANGİ ALANDA

631 27 1
                                    

Bölüm şarkısı;
İndila - Tourner Dans Le Vide

Hukuk öğrencisi olmak ve iki arkadaş olarak bir evde yaşıyor olmak zordu. Çalışıp para kazanmamız gerekiyordu ama derslerimizden dolayı bulabildiğimiz işler yalnızca anketörlük ya da garsonluk tarzı işlerdi. Akşamın serinliğinde mesainin son saatlerini doldururken yürümekte olan siyah giyimli bir adamın yolunu kestim.

"İyi bir insan mısınızdır?"

Şöyle bir baktı yüzüme. Ardından düşünür gibi cevapladı.

"Hangi alanda?"

Ufak bir yalpaladım. Dudaklarımı büktüm.

"Bilmem, genel anlamda işte. İyi bir insan mısınızdır?"

"İyiliğin tanımı nedir?" diye sorduğum soruyu andıran bir soru yöneltti bana.

Bir yandan acelesi varmışcasına koşar adım yürümeye hazır duruyor, diğer yandan sanki iki kelime konuşmaya ihtiyacı varmış gibi sorduğum soruya kulak kesiliyordu.

"İyilik;" dedim, "güzel olan her şeydir bana göre."

"Mesela?" dedi yüzünde en çok burnunun keskinliğine dikkat çeken siyahlı genç.

"Yani örnek verecek olursak..." biraz düşündüm. "Size bir hikaye anlatayım." dedikten sonra cevabını beklemeden başladım anlatmaya.

"Birbirinden bir haber insanların oluşturduğu kalabalıkla kaplı sokağın kıyısında, soğuk esen rüzgarın verdiği titremeyle, her tarafı yırtılmış eski ceketinin ve kirlenmiş fötr şapkasının içine sığınan bir adam düşünün." dediğimde bütün bunları tek nefeste söylemiş olmanın verdiği yorgunlukla derin bir nefes aldım. İlgisini çekmiş olmalı ki, kaşlarını kaldırdı ve yönünü biraz daha bana döndü.

"Soğuktan kıvranan ayaklarının hemen yanında, içine para atılması için konulmuş lakin hemen hemen kimsenin ilgisini çekmeyip konulduğuyla kalmış karton bir kutu. Düşündünüz mü?"

Elini sergiler biçimde öne doğru uzatıp çekti. Bu; devam et, seni dinliyorum demekti. Boğazımı temizledim.

"O esnada yanında küçük kızıyla karşıdan karşıya geçmek için hazırlanan bir kadın. Adamın ne kadar tiksinç göründüğünü düşünmekten kendini alıkoyamaz. Aniden fırtına gibi esen rüzgar zavallı adamın şapkasını savurduğunda küçük kız panikle şapkanın peşinden yola atlar."

Bileğindeki saatini kontrol etti adam. Pek vakti olmadığını düşünerek hızlanma kararı aldım.

"Küçük kız uçup giden şapkanın peşinden yola atladığında annesi tozlu rüzgarın kapattığı gözlerinden, durumun farkına dahi varmaz. Yalnızca duyduğu korna sesleriyle gözlerini açtığında kızını göremeyip korkuyla çığlık atarken, kızını o adamın kolları arasında görür. Ufaklık adamın giden şapkası için derin bir üzüntü yaşayıp ileride çok çalışıp ona ayakkabı ve şapka alma sözü verir. Kadın, kızının feci bir kaza geçirmesine engel olan adamın az önce elleri kirli ve nasırlı diye tiksindiği adam olması karşısında büyük bir mahcubiyet yaşar. Hem ufaklığın bu zavallı adam için yakınması sonrası hem de teşekkür maiyetinde ona bir yemek ısmarlamak ister. Adam güç bela kabul ettiği bu yemekten sonra onlara bir not bırakır. Bugün kendimi öldürecektim, sizin sayenizde vazgeçtim. Kötülüklerle dolu bu dünyanın hâlâ yaşanılabilir bir yer olduğunu gösterdiniz bana. Teşekkür ederim güzel insanlar."

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin