Jennie
Bakışlarımı etrafta gezdirerek gizli bölge denilen yerin nasıl bir yer olduğuna bakıyordum. Fakat siyah dışında hiçbir şey yoktu. Beklenildiği gibiydi işte.
Kapı sesi gelmesiyle bakışlarım yavaşça o tarafa kaymıştı. Jimin'i görmemle göz devirmem bir olmuştu. Sinir bozucu gözlerinin üzerimde dolaştığını hissediyordum tabi orası ayrı.
Kafamı dikleştirerek konuşmaya başladım.
"Ya jimin-ssi!"
Kahverengi gözleri hızla gözlerime sabitlemişti. Bedenimde ani bir titreşme geçti. Başımda ki ağrı daha çok artmaya başlamıştı. İçimdeki sorgulayan sesi bir kenara atarak Jimin'e doğru konuşmaya başladım.
"Planlarınız mütişmiş gerçekten. Başından beri o adi herifle birlikte olmanız gülünç. Karşı karşıyaydınız ve puff birden yan yana oluverdiniz. Hala inanamıyorum biliyor musun? O adamla her ne kadar yakın olmasakda sizin tarafınızda olabileceğini hiç düşünmemiştim."
Gözlerimin yandığını hissediyordum. Kapatarak biraz bile olsa hafifletmeye çalıştım. Jimin denen gerzeğin yanında asla ağlayamazdım.
Adım sesleri hissetmemle aniden gözlerimi açtım. Jimin bir adım uzağımda duruyordu. Acı çekiyor gibi bir hali vardı. Aklımdaki düşünceye alayla güldüm. Böyle ruhsuz insanlar acı çekebiliyor mu ya?
"Jennie sus ve bekle tamam mı? Her şeyi zamanında öğreniceksin güzelim."
Ufak bir tebessümle odadan çıktı. Kalbimdeki ağrı yavaş yavaş çoğalmaya başlamıştı. Neden ağrıyordu? Jimin acı çektiği için mi? Sanmıyordum. Kızlar yanımda olmadığı için mi? Olabilirdi.
Derin bir nefes bırakarak gözlerimi yumdum. Ellerim bağlı ve tahta sandalyede ne kadar rahat olabiliyorsam o pozisyona geçtim. Yarına belimin ağrıyacağını biliyordum ama başka çarem yoktu.
Lisa
Karanlık odada etrafa mal mal bakışlar atıyordum. Zaten başka yapabilicek bir şeyim yoktu.
Çok boş hissediyordum. Nasıl bu duruma geldiğimizden haberim yokmuş gibiydi. Biz galipdik ama sonra işler tam tersine geçmişti. Nasıl olmuştu bu konudada hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim ise sonumuzun ölüm olmasıydı galiba...
"Ne düşünüyorsun?"
Yoongi anlamdıramadığım bakışlarla bana bakıyordu. Omuz silkerek konuşmayacağımı belli ettim. Söylemeyi unuttumda kendisi odaya alındığımda beri yere oturmuş beni izliyordu. Arada konuşmaya çalışsada ona cevap vermiyordum. Oda sesini kesiyordu zaten.
Susmasıda işime geliyordu.
Kapı sesiyle ikimizde o tarafa döndük. Tanımadığım bir çocuk anlamsızca yoongi'yle bana baktı. Anlamsız bakışlara son vererek konuşmaya başlamıştı sonunda.
"Başkan çağırıyor. Kızı alda gel Yoongi."
Yoongi başını sallayarak çocuğa onay verdi. İlk ellerimi ardından ayaklarımı çözdü. Arkasından bir kelepçe çıkararak elime taktı. Ve beraber odadan çıktı. Tabi tepinmelerimle birlikte.
Chaeyong
"Sizin varya ebenizi s*kicem oğlum! Bir burdan çıkıyım görüceksiniz siz! Park Chaeyong'la uğraşmak neymiş. Bok torbaları."
Önüme gelen saçları üfleyerek görüş alanımdan çekmiştim. Taehyung ve Jin bi kova suyla beni uyandırmıştı. Neden uyandırdıkları ise piç herif çağırıyormuymuş neymiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polisler VS Hırsızlar
Fanfiction"Sizi bir gün yakalayacağım" Jennie elinde ki kağıdı hırsla yırttı. Kızlar ise jennie'ye katıldığını belli eden sesler çıkartıyordu. Asıl şimdi "kaçan kovalanır" oynayacaklardı. Boy×girl Bangtanpink Küfür içerir. [Tamamlanmış hikaye]