Beril ellerini yanaklarına koydu. Şimdi ne yapacaktı ?
Bundan sonra ne yapmalıydı ?
Hiçbir şey bilmiyordu. Daha önce hiç kimseye karşı böyle şeyler hissetmemişti ki.
Düşündü. Düşündü.
Sezin'den hoşlanıyordu.
Beril koridorlardaki sandalyelerden birine oturdu.
"Ben ondan hoşlanıyorum!" dedi heyecanla.
İlk kez birinden hoşlanmanın mutluluğu vardı içinde. Ama hoşlandığı kişinin ondan nefret ettiğini düşündüğünde hüznü daha ağır basıyordu.
Kendini toparladı.
Bundan sonra ne olacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Bildiği tek şey Sezin ile daha yakın olmak istemesiydi. Aralarında geçen her şeyi unutup, yeni bir sayfa açmak kolay olmayacaktı. Ama deneyecekti. Denemekten vazgeçmeyecekti.
Koridorda ilerleyip sınıfa girdi. Gözlerini Sezin ile buluşturdu. Onun mavi denizinde kaybolmaktan korkuyordu. Ama ileride o denizin kendi yaşam alanı olacağını bilmeden, habersiz bir şekilde yerine oturdu.
Çantasından kitabını çıkardı. Bir şeylerle oyalanmanın iyi olacağını düşündü.
Gözlerini kitapta gezdirdi. Okuduğu cümleleri anlamıyordu. Sanki hiç bilmediği bir dil gibiydi.
Kitabı sıranın üstüne bıraktı.
Sınıf kalabalıklaşmıştı. Bir süre sonra öğretmeni gelince kendini derse odaklamaya çalıştı.
Ders bittiğinde eşyalarını çantasına yerleştirip ayağa kalktı. Sezin'i yanında görmeyi beklemiyordu. Heyecanlandı.
Beraber sınıftan çıktılar. Fakülteden çıkıp salona gittiler. Yan yana sessiz bir şekilde yürüyorlardı. Beril arada Sezin'e bakmayı unutmuyordu. Bir ara yine sakarlığı tutup ayağı takılacakmış gibi olunca Sezin onu kolundan tutup düşmesini engellemişti.
Salona gelene kadar mesafe kısa da olsa ikisi de hafif yağan yağmurdan dolayı ıslanmıştı. İçeri girdiler.
İmay koltuklarda oturmuş senaryoya çalışıyordu. Kapının açılma sesini duyunca başını önündeki metinden kaldırıp gülümsedi.
"Ben de sizi bekliyordum."
Beril İmay'ın gülümsemesine karşılık verirken Sezin montunu çıkartıp, çantasıyla beraber koltuğun üzerine bıraktı. Beril ve İmay'ın yanına geldi. Tiyatroda rol alan bir kaç kişi daha vardı.
"Başlayalım mı ?" diye sordu İmay.
"Evet hava kararmadan önce çalışmamızı bitirirsek iyi olur." diye onayladı Sezin. Sol elini kaldırıp saatine baktı. Dörde beş vardı. Kış olduğu için hava bir iki saate kararırdı. Gözlerini saatten çekip Beril'e çevirdi. Sahnedeki ikili kırmızı koltuğa oturmuş elindeki dosyayı karıştırıyordu.
Sezin çantasına yöneldi. İçinden kendi dosyasını alıp Beril'in yanına gidiyorken İmay'ın ondan önce davranıp Beril'in yanına oturduğunu görünce durdu. Yönünü değiştirip başka bir yere oturdu.
Beril yanında İmay'ı görünce dosyasından onunla beraber çalışacağı sayfayı açtı.
Önündeki metinden kendi karakterine ait olan kısmı sesli bir şekilde okumaya başladı. Sıra İmay'a geldiğinde Beril gözlerini dosyadan çekip Sezin'e çevirdi. Başını öne eğdiği için saçları önüne gelmiş, yüzünü kapatmıştı.
Bir süre daha beraber çalıştıktan sonra Beril İmay'ın yanından ayrılıp sahnedeki merdivenlerden indi. Sezin'in yanındaki koltuğa oturdu.
Sezin başını dosyadan kaldırıp Beril'e çevirdi.