Her sabah olduğu gibi bu sabah da altıda uyandım. Alışkanlık haline gelmişti.Oyalanmadan kalkıp tuvaletten çıktıktan sonra mutfağa gittim. Yediye kadar güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamam gerekiyordu. Kahvaltı en sevdiğim öğündür. Bu yüzden önem veririm.
Maalesef sabahları bana kahvaltı hazırlayan bir annem yok. Kendinden başka kimseyi düşünmeyen bir annem var sadece. Ona da anne denilirse tabi...
Omlet olunca onu da tabağa koydum. Omlete bayılırım. Sabah öğlen akşam yiyebilirim. Eh güzel de yaparım tabi.
Ayran doldurduğum bardağı da masaya koyunca geri çekilip sofraya baktım. Harika gözüküyordu.
Yukarı odama çıktım hemen. Saate baktığımda 6:40'tı. Yarım saatte yıkandım ve üstümü giyindim. Hazırdım. Siyah bir pantolon ve siyah bir bluz bir de deri ceket!
Evet siyah rengini severdim. Çoğu eşyam siyahtır. Ama bir çoğunun aksine siyah rengini havalı gösterdiği için sevmem. Ya da asil gösterdiği için. Karanlığı severim doğal olarak da siyahı. Gece insanıyım. Güneşi sevmem mesela. Aydınlık ortamlarda rahatsız olurum.
Hazırladığım sofraya oturup kahvaltımı ettim. Omletim yine çok güzel olmuştu. Elim lezzetlidir.
Bugün okulun ilk günü. Yeni bir yıl ve yeni bir okul. Yeni insanlar. Başka bir şehir.
Değişiklik. En sevmediğim şeydir. Yeni şeyleri denemeyi sevmem.
Ama her zaman aynı kalmıyordu hiçbir şey. Hiç kimse.
Şimdi kapısında durduğum ilk kez gördüğüm bu okul beni hemen boğmuştu bile.
İçimi kaplayan siniri yatıştırmaya çalışarak okul binasına doğru yürüdüm.
Cebimdeki telefon titreyince bir an irkildim.
Mesaj gelmişti. Mesaj Ankara'daki tek arkadaşım, dostum olan Yiğit'ten gelmişti.Herşey yolunda mı? Yeni okulun nasıl? En önemlisi sen iyi misin?
Hiçbir şey yolunda değil. Yeni okulum desen şimdiden beni boğmaya başladı. Ve ben... İyi değilim.
Herşey yolunda. Yeni okulum güzel gözüküyor. Ve ben iyiyim. Ya sen? Var mı bir sıkıntı?
Beni falan boşver. Gerçekleri söyle Gece'm. Kalıplaşmış cevaplara karnım tok biliyorsun...
İnanmazdı zaten. Beni benden daha iyi bilir ve tanırdı.
Şu an nasıl olduğumu veya herşeyin yolunda olup olmadığını da biliyorsun zaten Yiğit. Kalıplaşmış sorulara karnım tok biliyorsun...!
Ve zafer!
Bak bak. Senin aksine benim sorduğum sorular samimi ve gerçekti küçük hanım.
'küçük hanım'? Aynı yaşta olduğumuzu sanıyordum.
Konuyu değiştirmede üstüne yok bakıyorum da.
Her zaman! Neyse sonra konuşuruz. Malum yeni okul yeni sınıf falan.
Tamam sonra konuşuruz. Seni seviyorum Gece.
Ben de seni seviyorum.
Telefondan başımı kaldıracağım sıra da birine çarptım. Kafamı kaldırdığımda bir çocuk eliyle tişörtünü tutup uzaklaştırıyordu. Sanırım çarpıştığımızda elinde kahve ya da çay vardı. Ya da başka bir şey. Aman neyse önemli olan ne döküldüğü değil sıcak bir şeyin çocuğun üstüne dökülmüş olması.
Çocuk eliyle tişörtü kendinden uzaklaştırırken bana sinirli sinirli bakıyordu.
Soğuk ve rahat bir şekilde özür diledim.O ise bu tavrımla daha da çok sinirlenerek üstüme geldi. "Lan senin yüzünden yanıyorum kızım. Üstelik kaç paralık tişörtüm çöp oldu senin yüzünden. Ve senin şu rahatlığına bak!"
Sesini yükselterek konuşunca sinirlendim ama belli etmedim tabi ki. Ben de bana doğru salladığı elini tutup indirdim. " Bir o sesini alçalt. Karşında sağır yok. İkincisi senden düzgün bir şekilde özrümü diledim. Ne bu tavır, bağırma? Ve de çöp olan tişörtün umrumda değil. " Dedim sakince ve onu sol elimle çekerek yüzüne bile bakmadan yürümeye başladım.
"Bunu sana ödeyeceğim. Göreceksin. Bakalım bu sefer kim rezil olacak?" Diye arkamdan bağırdı.
Sadece güldüm. Bu salak kendini ne sanıyordu? Böyle sadece komik oluyordu o kadar. Korkutmuyordu yani. Belki başkalarını korkutuyordur orasını bilemem. Ama sahip olduğu şeylerin sadece egosu ve kibri olan biri beni korkutamazdı.
Benim korktuğum şey hata yapmaktır. Yaptığım hatanın sevdiklerime zarar vermesidir. Pişmanlık duymaktır.
Ben Dolunay Ayevi Saral. Yalnızca bunları yaşamaktan korkarım.
Yeni bir kurgu ile karşınızdayım.
🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Novela JuvenilKarakterinden ve çizgisinden asla vazgeçmeyen bir kız Dolunay. Değişiklik sevmeyen ama sürekli bir şeyleri değiştirmek zorunda kalan biri. Pişmanlık duymak tam nefret eder. Bu yüzden asla hata yapmamak en büyük amacıdır.