Gece çalan kapı sesiyle uyandı Jeongin. Kapıya bakmak için gitti ve delikten baktı. Dışarıda yine kimse yoktu. Kapıyı açtı. Yerde bir valiz vardı. Jeongin valizi içeri almadan Seungmin'i çağırdı.
Ağır bir valizdi. Açtıklarında gördüğü şey karşısında Seungmin şok olmuş, Jeongin ise çığlık atıp bütün evi toplamıştı.
Valizin içinde Minho'nun babasının parçalara ayrılmış cesedi duruyordu. Üzerinde de bir not vardı.
"Bu hediyeleri kime verdiğimi ve kim olduğumu bilmiyorsun. Ama şundan emin ol; Sana ve sevdiklerine zarar verenleri yaşatmam. Bu sana ikinci hediyem."
Seungmin notu sesli bir şekilde okurken Minho hala hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Chan Minho'ya destek olmak için yanına çömelmiş ve sırtını sıvazlıyordu.
Woojin polisi aradıktan 5 dakika sonra polisler eve gelmişti. Seungmin ve Jeongin ifade vermek için karakola gittiler. Gelen ambulans da valizin içindeki cesedi alıp götürmüştü.
*****
Seungmin ve Jeongin polis arabasına bindiler. İkisinin de her tarafı titriyordu. Jeongin Seungmin'e sarıldı.
Jg: O gerçekten Minho hyungun babası mıydı?
Sm: Hayır demek isterdim. Ama babasıydı meleğim.
Jg: O her kimse iyi biri değil. Korkuyorum. Ya birimize zarar verirse? Tamam ben alışkınım ama size bişey olmasına dayanamam. Özellikle sana.
Sm: Korkmana gerek yok. Birimize zarar veremeden polisler onu tutkular. Bize bişey olmayacak. Özellikle sana.
Jg: Sana inanıyorum.
Karakola geldiklerinde sorgu odalarına alındılar. İkisi de ifadelerini verdikten sonra eve döndüler. Evdeki herkes salonda ikilinin gelmesini bekliyordu. Geldiklerinde ise ses etmeden uyumaya gittiler.
~SABAH~
Öğrenciler kalkıp hazırlandı ve okula gittiler. Woojin şirketine gitti, Minho ve Chan ise kafeye gittiler. Kısacası normal bir sabahtı. Minho önlüğünü alıp mutfağa gitti. Canı hala acıyordu ama daha katlanılabilirdi. Mutfaktaki yerine geçip bisküvi hazırladı. Yemekleri tabağa koyup garsonların en yakışıklısı olan Chan'a verdi ve işine geri döndü.
Chan boş tabağı bulaşık bölümüne götürdükten sonra Minho'nun yanına gitti.
Ch: Bebeğim canın hala acıyor mu?
Mh: Daha az acıyor. Al.
Minho Chan'ın ağzına bir tane bisküvi yerleştirdi. Yuttuktan sonra da tabağı verdi. Chan gitmeden önce Minho'nun kulağına yaklaşıp fısıldadı.
Ch: Altımda inlerken çok güzeldin.
Minho'nun yüzü kızarırken Chan tabağı götürmeye gitti.
*****
Js: Haksızlık ama! Sizin yanınızda sevgiliniz var birtek benim sevgilim yanımda değil!
Jisung kucak kucağa oturmuş ChangLix çiftine çemkiriyordu.
Cb: Yav zaten son senem benim de. Bir bırak da sevgilimle oturalım dimi?