12- |katil|

1.3K 101 32
                                    

Medya:Efe

***

Kolumu Efe'nin koluna geçirip zıpladım, kendimi durduramıyordum. Geldiğimizden beri saçma sapan hareketler yapıp kendimce dans ediyordum. Efe rezil olduğumu anlamış olacak ki yanıma gelip normal insanlar gibi dans etmemi sağlamıştı. Kaçıncı shot olmuştu, bilmiyordum ama masadaki bardağı diktim kafama. Diğerleri masada kendi hallerinde takılıyor, arada sırada bize bakıyorlardı. Efe'nin yanına geri dönüp zıplamaya devam ettim, esnedi. Ona garip garip baktıktan sonra elimde olmadan ben de esnemeye başladım, bulaşıcıydı. İçim kıpır kıpırdı ama birden üstüme bir ağırlık çökmüştü, uykum gelmişti. Sanırım Efe'nin özel uyutma gücü vardı, acaba dişleri de keskin miydi? Uzanıp ağzını zorla açtım ve dişlerine baktım, köpek dişleri normale göre biraz daha uzundu. Gözlerimi kısıp geri çekildim ve bileğimi ona uzattım.

"Çabuk beni de vampire dönüştürüyorsun!" bana Mahmut Tuncerle Tarkan'ı öpüşürken görmüş gibi bakıyordu.

"Salak mısın Durucum, vampir olsam sizin gibi eziklerle takılır mıydım? Zengin kadınları telkin edip hem paraları emcüklerdim hem de çıtırları" bana göz kırpınca karşımda sümüklü Efe değil de Damon Salvatore varmış gibi hayal ettim. Kafamı iki yana sallayıp hızlıca o düşünceden kurtuldum, Efe'nin ırzına geçmek istemezdim.

"Kıçımın kenarına bak, sen vampir olsan ne yazar? Bir orijinal olmadığın sürece her zaman ezik kalırsın, bebeğim" ona öpücük atıp kıkırdadım. Gözlerimin önüne Niklaus ve dudakları gelince başım döndü, Efe'ye tutundum. Muhtemelen içkilerden dönüyordu ama Klaus'un da bir etkisi vardı tabii ki.

"Tamam, en büyük The Originals fanı sensin. Sus!" göz devirdim. Zaten uykum gelmişti, onunla laf yarıştırmaya üşeniyordum.

"Aman Ya Rabbi! Urazcığım geldi!" ışık hızıyla arkama döndüğümde bu tarafa doğru havalı bir şekilde ilerleyen Uraz'ı gördüm. Yutkunarak onu baştan aşağı süzdüm, beyaz gömlek giymişti. Ağzım açık kaldı, beyaz gömlek giymişti! Saçları dağınık, dudakları pespembeydi. Ayrıca beyaz gömlek giymişti. Klubün rengarenk ışıkları profiline vuruyor, onu nefes kesici gösteriyordu. Beyaz gömlek giymişti demiş miydim?

"Hoş geldin, tatlişkom. Yine mükemmel görünüyorsun, neye borçluyuz bunu?" diyip göz kırptı. Uraz Efe'yi umursamadan bana baktı, elimde olmadan sırıtmaya başladım. Kaşlarını çatıp Emre'ye döndü ve kafasıyla çıkışı işaret etti. Birlikte uzaklaşırlarken merakla onları izledim, sanırım dayanamayacaktım. Diğerlerine çaktırmadan peşlerinden gitmeye çalıştım ama Efe koluma ahtapot gibi sarıldığından sendeleyip yere düştük. Sersem hareketlerle ayaklanıp boğazımı temizledim.

"Amcamı tuvalette unuttum ben ya, gidip bir bakayım en iyisi" sırıta sırıta onlardan uzaklaşırken ben ilerledikçe onların üzerimdeki bakışları azalıyordu. Sonunda çıkış kapısının önüne varabilmiştim, her şey dönüyordu. Birkaç metre ileride Uraz ve Emre hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı, birazdan yapacağım şey için mantığım bas bas "yapma!" diye bağırıyordu ama merakım ve adrenalin dürtüm onu ele geçirmeyi başarmıştı. Omzumu silkip saklana saklana onlara yaklaştım, seslerini duyabilmek için daha da yaklaşmam lazımdı ama o zaman da apaçık ortada olacaktım. Yutkunup oturur pozisyona geçtim ve ellerimi ayak bileklerimin üstüne koydum. Birkaç adım öyle ilerlediğimde sesleri daha net geliyordu.

"Şerefsiz, ortadaki tüm kanıtları nasıl yok edebildi?" kimden bahsettiklerini anlayamamıştım, gerçi kafam böyle güzelken anlayamamam gayet normaldi.

"Adnan'ın şoförünü konuşturdum" Adnan da kimdi be? Kendimi Hollywood aksiyon filmlerindeymişim gibi hissediyordum.

"Hadi be, gerçekten yaptın mı bunu? Kaça mal oldu?" yok artık. Neler dönüyordu lan burada?

petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin