BBTD kitabımız 2M olmuş. Şimdiye kadar benimle beraber olan herkese teşekkür ediyorum. Mediaya kendi üretimim olan kek pasta koydum sknsnsbs. Ne? Tabiki marketten aldığım kekleri yan yana dizmedim hepsini kendim yaptım sksnsn
Sınırımız 450.
İyi okumalar...
ADA
İşaret ve orta parmağımı hemen önümde duran siyah boyaya batırdım. Ardından yanaklarıma ikişer tane çizik atıp başıma kasketimi geçirdim.
"Her şey hazır Adaşkım. Sen ne zaman istersen operasyona başlayacağız."
Üzerimdeki asker üniformamı düzelterek hemen arkamda konuşan askere döndüm.
"Bundan sonra Adaşkın yok, komutanın var asker." dediğimde Jungkookaşkım eliyle bana selam vererek hazırola geçti.
"Emredersiniz komutanım!"
Sırıtarak elimi kaldırdım ve hemen önümüzde duran evin bahçesini işaret ettim. Sütlü hıyarımın eskiden kaldığı evin önündeydik. O zamanlar grubuyla bu evde kalırken onunla bahçeye çoraplarını gömerdik.
Neden mi? Çünkü biz psikopattık. Nihahahahahahaha...
"Göreve başlayalım mı komutanım?!"
Bana bağıran Jungkookaşkıma sırıtarak elimi kaldırdım ve hemen önümüzdeki bahçeyi işaret ettim.
"THİS İS THE SPARTAAAAAAAĞĞ!!! ALLAH ALLAH ALLAH..."
Ben Allah Allah nidalarıyla bahçeye doğru koşarken Jungkookaşkım da bana ayak uydurarak hemen peşimden koşuyordu ve o da benim gibi bağırıyordu. Çünkü o da en az benim kadar imanlıydı. Bir dahaki programımızda ona kesinlikle abdest almayı öğretecektim.
Bahçe demirinin üzerinden atlayarak içeri girdiğimiz vakit karşımıza bir teyze çıkmıştı. Kaşlarımı çatarak Jungkookaşkıma döndüm.
"Asker! Güvenlik için teyzeyi buradan uzaklaştır!" bağırmamla Jungkook 'emredersiniz komutanım' dedi ve teyzenin koluna girdi. O sırada teyze Jungkooktan kurtularak bastonunu kaldırdı ve elinde usta bir şekilde döndürerek sırıttı.
SEN KİM KÖPEK?!
"Büyükannenizin altın gününden kankası olarak bu evin muhafızlığını yapıyorum. Giremezsiniz!"
Evet... Bunu beklemiyordum.
Boğazımı temizleyerek Jungkookaşkımın yanına gittim ve elimi göğsüne koyarak onu birkaç adım geriye ittim.
"Bana bırak bebeğim. Bu bunak benim dilimden konuşuyor." dedim ve belimden boncuk tabancamı çıkararak kadına doğrulttum.
"Hala geçirmemekte kararlı mısın yaşlı kurt?" dedim ve kahkaha attım. Yaşlı kurt silahıma bakarak kahkaha attğı sırada dişleri yere düştü ancak o hala kahkaha atmayı bırakmamıştı.
İşte bebeğim aradığım savaşçı ruhu bu!!
Kahkahası bittiğinde yerden dişlerini alarak geri taktı. "Senden korkmuyorum sarı cadı. Hadi hünerlerini görelim."
Tek gözümü kapayarak elimdeki tabancayla kadına ateş ettiğimde kadın bastonunu elinde çevirerek attığım mermilerden ustaca kurtuldu. Tekrar ateş ettiğimde ise matrix filmindeki gibi geriye yatmış ve mermiler üstünden geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS'in Başı Türklerle Dertte 2
FanfictionGece'nin Kaybedenleri, bu kitapta kazanabilecekler mi?