Bölüm 4

109 5 2
                                    

Bu işin burda bitmeyeceğini biliyordum zaten. Onu tüm okulun önünde rezil etmişti Tolgar. O bunun altında kalmazdı.

Arabanın sahibi Can'dı. Öfkesini ayaklarına yansıtmış gibiydi. Gaza o kadar yükleniyordu ki motor ses çıkarmaya başlamıştı. Arabalar şimdi aynı hizadaydı. Sevgilimin elinin avuçlarımda kıpırdandığını hissettim. Huzursuz olmuş , sinirlenmişti. Aynı tepkileri ben de gösterdiğim için onu anlayabiliyordum. Başımı omzundan çekip , elimi elinden kurtardıktan sonra neler olucağını düşünmeye başladığım sırada Can'ın arabası arabayı önümüze kırıp durdurdu. Tolgar kaza yapmamak için öyle ani fren yapmıştı ki bir an arabadan fırlayarak çıkacağımı düşünmeme neden olmuştu. Biz fren yaptığımız sırada Can çoktan arabadan çıkmış kendinden emin bir şekilde arabamıza doğru yürüyordu ki beklenen oldu ve Tolgar da arabadan çıktı. Tam çıktığı anda Can sabah ki yediği yumruğu ödetmek istermişçesine Tolgar ' a güçlü bir yumruk indirdi. Tolgar savunmasız kalmıştı ve o da bu boşluktan yararlanarak daha güçlü yumruklar savurmaya başlamıştı. Arabadan çıkmak ve dur demek istiyordum ama gördüklerim karşısında hareket edicek gücüm bile kalmamıştı. Bacaklarım titriyor oturduğum yerden kalkmamı engelliyordu. Tolgar yumruk yemekten güçsüz kalmış , yere düşmüştü ama Can hala tekme atmaya devam ediyordu. Can ' a korkuyla bakan gözlerim onun vahşi gözleriyle buluştu. Adi bir sırıtmayla oturduğum yere doğru yaklaştı ve kapıyı açıp kokumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı. Çığlık atmayı başarabiliyordum ama onu durdurmayı başaramamıştım. Yerde yarı baygın yatan sevgilime beni kurtar dercesine bakıyordum. Doğrulmaya çalıştı ama başaramadı. Sadece ağzından " seni bulduğum yerde öldürücem " cümlesi çıkmıştı. O da o kadar kısık çıkmıştı ki olduğumuz yer çok ıssız olmasa duyulmazdı. Tabii ki o bunu duymuştu ama bu sadece pis sırıtışının biraz daha büyümesini sağlamıştı.

Beni yan koltuğun kapısı açarak resmen koltuğa itti ve kaçmama fırsat bile vermeden arabaya binip hızlı bir şekilde u dönüşü yapıp sürmeye başladı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum , bana ne yapıcağını bilmiyordum.

Tolgar ' la beni tek gecelik ilişkisi yüzünden aldatıp ayrıldığımızda aşırı üzgündüm. Sığınacak bir liman arıyordum kendime , dayanıcak bir omuz. İşte o anda Can çıkagelmişti. Tolgar 'ın açtığı kalbimdeki yara çok derindi ama Can yaramı az da olsa hafifletiyordu , bana iyi geliyordu. O sıralar beraber vakit geçirdiğimde tek eğlendiğim insandı. Ve biz kısa da olsa bir süre çıkmaya başladık. Bu süreçte Tolgar nerdeyi dediğinizi duyar gibiyim. Tolgar ayrılığımızdan sonra altı aylık İngiltere ' de eğitim alma kararı almıştı. Aslında o gittiğinde herşey daha kolay olmuştu. Gözden uzak olunca gönülden de uzak olur derler ya tam o olmasa da biraz da olsa yaramın acısı hafiflemişti ve bir de üsütüne Can eklenince kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Sonra o çıkıp gelmişti. Onu görmeden geçen altı ayın sonunda anladım ki yara hiç kapanmamış , acısını azaltmamıştı. Can bana ağrı kesici gibi gelmişti sadece. Ama ağrı kesiciler de belli bir süre sonra etkisini yitirir. İşte ben Tolgar ' ı altı ay sonra yeniden gördüğümde ağrı kesici etkisini yitirmişti. Böylece Tolgar'la tekrar sevgili olmaya başlamıştık. Ama bu süreçte Can beni takıntı haline getirmişti ve peşimi bırakmıyordu. Bugün de peşimi bırakmamıştı.

Gözyaşlarımın arasından bunları düşünürken benim kapım açıldı ve eli kolumu sıkıca kavrayıp beni ahşap eve soktu. Neler yapabileceğini tahmin etmek dahi istemiyordum.

Aşıkların OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin