Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Ben Sende Tutuklu Kaldım.
"Sevgimle nefretimi teraziye koydum, sevgim daha ağır bastı."
...
Sessizlik...
Ne de güzel bir kelime. Bazen insan bıkıyordu seslerden. Kendi sesi bile bir zaman sonra dayanılmaz bir hâl alıyordu. Sesten kaçıp, sessizliğe sığınıyordu insan. Sessizlikteki çığlıkları dinliyordu. Dinlemek istemiyordu ama zorundaydı. Çığlıkları bastırmak için slow bir müzik açıp dinliyordu.
Şu an sanırım o zamanlardaydım. Ev boştu, dışarıda yağmur yağıyordu. Annemin 'komşuya gidip geleceğim' demesinin ve gelmemesinin üstünden tam olarak 6 sene geçmişti. Abimle yaşıyordum. Abim işte olurdu genellikle. Bende oturur, o gelene kadar dışarıda gezinen insanları izlerdim. Sessizlikteki çığlıkları dinlerdim. Tek kurtulma yolum vardı.
Müzik dinlemekti.
Sezen Aksu, Ali Kınık, Koray Avcı, Manuş Baba, Sertap Erener, Kayahan.. Sessizlikteki çığlıklardan kurtulmamı sağlayan sanatçılardı saydıklarım.
"Ben sende tutuklu kaldım.."
Ne de güzel demiş Sezen Abla. Acaba benim de tutuklu kalabileceğim bir adam olacak mıydı hayatımda? Olsa bile abim gebertirdi ki onu. Çok kıskanç bir abim vardı. Hoş, hayatındaki tek kız ben değil miydim? Benim hayatımda ki tek adam da abimdi. Abisine âşık olan kızlardandım. Biz birbirimize dayanak olmuştuk. Abim hem okuyor, hem çalışıyor, hem de bana sevgi gösteriyordu. İşten geldiğinde ne kadar yorgun olursa olsun, sürekli benimle ilgilenir, sevgi gösterirdi.
Onyedi yaşında sevgiye aç bir kızdım ben. Abim ise yirmi-üç yaşında olmasına rağmen ruhu otuz-üç yaşında olan bir gençti. Amcamın galerisinde çalışıyordu. Baba tarafım çok zengindi. Aşırı zenginlerdi hatta. Ama zengin olmalarına rağmen, abime hakkı olan maaşı vermiyorlardı. Bu yüzden soyadımın sahiplerinden nefret ediyordum. Babamdan da nefret ediyordum, amcamlardan da. Babam orada katlı katlı villasında şarabını içip üvey annemden olan kardeşlerime sevgi gösterirken, benim abim galeri de çalışıp bana bakmaya çalışıyordu.
Amca, baba yarasıdır demişlerdi değil mi?
Bana göre bu söz külliyen yalandı. Benim babam abimdi, benim annemde abimdi, arkadaşım da, dostum da, hocam da abimdi. Abim benim her şeyimdi.
Müzik bittiğinde, yaşlı gözlerimi camdan alıp telefonuma çevirdim. Telefonu elime aldım ve tuş kilidini açıp, rastgele bir şarkı açtım.
Ali Kınık - Son Bir Defa'ydı açtığım şarkı.
Ben, Ayşegül Dağdelen. Kısa boylu, ne fazla zayıf, ne fazla kilolu bir kızdım ben. Kızıl saçlarım, kahverengi gözlerim, beyaz bir tenim vardı. Dış görünüşümü beğeniyordum. Öyle Aham Şah bir tipim de yoktu. Normal bir kızıldım işte. Pek depresif değildim, okuldaki arkadaşlarımın yanında deli dolu, eğlenceli, samimiydim. Genellikle haftasonları evde yalnızken bir depresiflik çökerdi. O da geçer giderdi zaten. Tek tük arkadaşlarım vardı. Çoğu da dostum gibiydi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6166 Kilometre - textingimsi.
Novela Juvenil'Uzak mesafe ilişkisi yürümez...' diyenlere. . 27 Haziran Cumartesi, saat 17:22. Tüm hakları saklıdır.