Basit bir hayat,zor seçimler. Kendini bulamayanlar için zordur bu dünya hayatı. Kimisi diğer aleme layık görür insanı, kimisi bu dünyanın bataklığından çıkaramaz kendini. Her gece partilerden kendini kaldıramamak mı? Yoksa karanlık alemleri ziyaret etmek mi? Bense ''karanlık alemleri ziyareti'' seçtim. Benim hikayem çok küçükken başladı ve zorlaştı. Ama çokta tuhaflaşmıştı. Aile şiddeti olan bir familya da büyüdüm. Kendimi hep kötü sonlara hazırladım. Şimdi sıra bendeydi, şimdi benim oynama sıramdı...
Gece saat 03:00 ve ben uyandım. Neden uyandım; kimse yoktu ve gayet geç uyumuştum. Beni uyandıran da neydi. Odamsa hücre gibi küçüktü de. Bir an yanım da, ayakta dikilen biri vardı. Karanlıkta kaybolmuş ama kendini hissettiriyordu, enerjisi çok baskındı. Kuru bir sessizlik vardı odam da. Ben de sesimi çıkaramıyordum. Her gece uyumaya çalışırken zihnim de sesler belirirdi ve şu an ayakta dikilen o karanlığa kaybolmuş kişi, zihnim deki sesin sahibiydi. Erkeksi, kaba ve ürkütücü. Uzun siyah abası vardı.
Ürkek bir ses ile sordum; ''Sen kimsin''?
O da ; ''neden korkuyorsun'' dedi. ''Ben seninle, hep konuştum şimdi neden korkuyorsun'' dedi.
Küçük yaştayken sobalı bir ev de büyümüştüm. O zamanlar dada duyardım hayal mayal hatırlardım. Meğer O imiş.
Sordum; ''ne istiyorsun'' diye.
O da; ''senden sadece kendin olmanı istiyorum'' dedi ve kayboldu.
Ben hayalci ama aynı zaman da empat biriydim. Empat olmam, sezgilerimi çok güçlendiriyordu ve rüyalarım da daimi savaşlar, hayatlar ve diğer alemleri görüyordum. Bense günlük işlerden dolayı onları görmezden geliyordum. Eğer bir kere görmezden gelirseniz o sıranızı atlamış olursunuz. O ise benim o sıraya katılmamı istiyordu.
Ahh uyumam gerekliydi. Saat 03:15 yarın işe kalkıcaktım.
Saat 06:15 telefonum sanki canlanıp hadi uyan der gibi uyandırdı beni. Battaniyemi kaldırdım ve sağ tarafım dan doğrulup kalktım. Renkleri açığa dönmüş kahverengi peluş terliklerimi giydim. Bir kaç sarhoş adımla odamın kapısını açıp banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkadım ve kendime baktım ayna da. Gözlerim de farklı bir şey vardı. Kendimi çok güçlü hissettim aynı zaman da korktum. Kahvaltı edip çıkmam gerek artık. Protein dolu kahvaltımı ettim. Kumaş pantolonumu ,bordo gömleğimi giyip durağa çıktım.
Saat 06:55 , servis doluydu benimse uykum vardı. Fabrika güzargahın da ilerliyoruz ve ben bahçeli bir apartman sitesin de bir kadın gördüm. Garibime gitti. İyice baktım fakat sonra kayboldu. Günümün tuhaf olduğunun farkındaydım. O iş günüm boyunca siyah gölgelerde hayvanlar gördüm. Sesler duydum.
Saat 20:00 evdeydim. Çok şükür. İçim de bir savaşçı vardı sanki o günden beri. Sanki etrafım da birileri dolanıyordu. Ve bana güç veriyorlardı.
Nefes egzersizi zamanım gelmişti. Yatağımın üzerine oturdum ve gözlerimi kapattım yine konusuyordum birileriyle. Bir an da zihnime yıldırım düştü sanki ve bayılmıştım. Kalktığım da Saat 22:00 dı. Uyandığım da ise çok yorgun hissettim.
Ama durum ne olursa olsun uyumam gerekliydi. Uyumalıydım... Ama odamdaki varlıklar artmıştı. Bir ihtimal daha var; odanızda olmayan insanları görüyorsanız Ölüm çoktan sizin için harekete geçmişti. Şu var ki çokta yorgundum ve gerçekten uyumam gerekliydi. Yatağıma yattım telefonuma baktım saat 22:30 ; gözlerimi kapattım ve Yine oldu.