Uçaktaki cırtlak sesli hostesin anonsuyla Kore'ye geldiğimizi anlamam hiç zor olmamıştı. Uçaktan inip havalanın çıkışına doğru yürümeye başladım. Rosé'nin bahsettiği kızla konuşmuştum. Bugün hastanede çok yoğun olduğu için beni almaya gelemeyeceğini ama Bobby adında asker bir arkadaşını göndereceğini söylemişti. Etrafa bakınıp tarif ettiği çocuğu bulmaya çalıştım. Ben çocuğu ararken onun beni bulması işimi kolaylaştırmıştı. Ne yalan söyleyeyim bu kadar tatlı birini beklemiyordum.
Yanıma yaklaşıp sıcak bir gülümsemeyle elini uzattı.
B; Merhaba! adım Bobby, Jisoo zaten söylemiştir. Sen de Lisa olmalısın. Kore'ye hoş geldin. Jisoo'nun tanıttığından daha güzelsin bu kadar beklemiyordum. :)
L; Hoş buldum. Evet Jisoo söylemişti. Tanıştığıma memnun oldum. Çok teşekkür ederim.
B; Ben de çok memnun oldum. Duyduğuma göre seninle aynı yerde çalışacakmışız.
L; Aa evet doğru duymuşsun. Çok ama çok heyecanlıyım.
B; Ben elimden geldiğince sana destek olurum hiç merak etme. Bi bakıma Jisoo yokken bana emanetsin.
L; Teşekkür ederim. Güvenebileceğim birinin yanımda olması benim için çok iyi olur.
B; Ne demek benim için büyük bir zevk.
Havaalanından çıkış yapıp Bobby'nin arabasına bindik. Yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuk sonunda askeriyenin önüne geldiğimizi anladım. Sohbet ettiğimiz için zamanın nasıl geçtiği pek anlamamıştım. İçeriye giriş yaptıktan sonra görevliler komutanın yanına gitmemiz gerektiğini söylenmişlerdi. Askeriyenin içerisinde biraz yürüdükten sonra komutanın odasına geldiğimizi anladım. Kapıya tıklayıp "gir" sesini duyunca içeriye girdik.
K; Kore'ye ve yeni mesleğine hoş geldin Park Lisa.
L; Hoş buldum Komutanım.
K; Bobby seni odana yerleştirsin sonra hazırlanıp çalışma bölgesine gel. Bugün seni biraz test edelim bakalım buraya gelmeyi gerçekten hak etmiş misin.
L; Emredersiniz Komutanım.
Bobby gülerek komutanın odasının kapısını açtığında yüzüne neden güldüğünü anlamak için baktım.
L; Ne oldu ya? Komik olan ne?
B; Komutan şirin gibi duruyor ama seni bugün fena yoracak. Ne kadar dayanacaksın merak ettim. Bu yüzden güldüm.
L; Of ben de içeride yanlış bir şey dedim sandım.
B; Ne yani yorulacağına inanmadın mı?
L; Beni yaşadığım hayat yormamışken Komutan ne kadar yorabilir? Beni henüz tanınmıyorsun yakışıklı.
B; Vay vay vay yaralı bir tavşanımız var. Hikayeni dinlemeyi çok isterim minik tavşan.
L; Zamanı geldiğinde anlatırım belki.
B; Ne zaman istersen.
L; Jisoo'yu nerede ve ne zaman bulabilirim?
B; 1 gün önce bi savaş oldu duymuşsundur. Çok sayıda yaralı olduğunu duymuştum. Onlar birkaç gün yoğun olurlar. Müsait olunca mutlaka görüşürsünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Love Is An Agent // JenLisa
Fanfiction"Madem aşıksın bana ama aşkımız gizlilik gerektiriyor gizlilik senin en iyi yaptığın iş değil mi? Öyleyse bana sadece sevgini bahşet gerisini bana bırak, bırak ki seni ve aşkımızı özgürlüğe kavuşturmak için her şeyi yapayım. Mesela gel kaçalım burad...