Kulaklarıma dolan rahatsız edici alarm sesiyle gözlerimi açmadan huysuzlandım.
"Cem, kapat şunu!"
Ses kesilmeyince sinirle gözlerimi araladım. Yanıbaşımda uzanan, kaşları çatılmış, siyahlarını üzerime dikmiş katilimi görünce nerede olduğumu fark etmem uzun sürmedi.
"Cem mi? Bana Cem ismini mi yakıştırdın?" dedi beğenmezce.
"Hayır." dedim gözlerimi ovuşturarak. "Sana söylemedim onu."
Kaşlarını mümkünmüş gibi daha da çattı. "Cem kim? Kocan mı?"
"Evli değilim ben." dedim şaşkınlıkla gözlerim büyürken.
"Biliyorum." Omuz silkti.
"Ne diye soruyorsun o zaman?" Sabah sabah hiç çekilmiyordu bu adam.
"Emin olmak istedim."
Ben daha söylediği şeyi sindirememişken o konuşmaya devam etti.
"Sevgilin o zaman?" dedi onay almak ister gibi. "Aynı evde kaldığınıza göre..."
İlk defa, sorularıma binbir çabamla verdiği cevaplar veya emir kipli cümleleri dışında konuşuyordu benimle. Şaşkındım.
"Kocam değil. Sevgilim hiç değil. Sadece bir arkadaşım. Aynı evde de kalmıyoruz." diye açıkladım.
Bana cevap verme zahmetine girmeden yataktan kalktı. Ve soyunmaya başladı.
Bir dakika. Soyunmaya mı başladı?
"Ne yapıyorsun?" diye sordum şaşkınlıkla. Biraz yüksek çıkmıştı sesim. Ona bakmamak için kafamı duvara çevirdim.
"Neye benziyor?" dedi çok normalmiş gibi.
Yatağın bir tarafının çökmesiyle ona doğru kaçamak bir bakış attım. Sadece üstünü çıkartmıştı. Pantalonu yerli yerinde duruyordu. Soyunmasına verdiğim tepkiye rağmen vücudunu incelemekten alamadım kendimi.
Yapılı bir adamdı. Öyle kas kas bir vücudu yoktu, tam kıvamındaydı. Vücudunu alıcı gözle süzerken göğsündeki sargı bezini fark ettim. Söylediği gibi göğsüne pansuman yaptırmıştı. Ve sanırım soyunmasının nedeni de pansumanını değiştirecek olmasıydı.
Herifin benim için soyunduğu falan yoktu. Tam bir yeni yetme gibi davranmıştım. Durumu telafi etmek adına ani bir kararla yataktan kalktım. Katilim yatağın ucunda oturuyordu. Yanına gidip önünde diz çöktüm. Ne var dercesine bir bakış atınca elindeki sargı bezini ve diğer malzemeleri alıp kendi önüme koydum. Hiç tepki vermeden sadece beni izliyordu.
Göğsündeki sargıyı yavaş olmaya dikkat ederek çıkarttım. Ve kendi eserimle karşı karşıya kaldım. Katilim hiçbir acı belirtisi vermemiş olmasına rağmen yarası çok kötü gözüküyordu. Fark etmeden yüzümü buruşturdum. Suratımın aldığı ifadeden olsa gerek "Kendim yaparım." diye çıkıştı.
Onu dinlemeden yarasını temizlemeye başladım. Dokunuşumla ilk başta gerilse de her dokunuşta biraz daha bıraktı kendini bana. Siyahlarına bakmaktan özellikle kaçınıyordum. O ise gözlerini dikmiş her hareketimi aklına kazımak ister gibi izliyordu.
Vücudu tüm heybetiyle ellerimin altındaydı. Yakındık. Fazlasıyla yakındık. Nefesleri nefesime karışırken bir an önce bu anın bitmesini istiyordum. Ondan etkilenmemek elde değildi. Nefesi her dudaklarıma çarptığında öpüştüğümüz o an aklıma geliyordu.
Dudaklarımı kavuran dudakları...
Yutkundum.
Bir katilin dudaklarının bu kadar lezzetli olması adalet miydi?
"Aklından ne geçiyor acaba?" diye söylendi. O kadar mı belli ediyordum?
Sen beni kaçırdın, neredeyse öldürüyordun, hala da öldürme potansiyelin var ama benim aklımdan dudaklarını öpmek geçiyor, diyemedim.
Yeni sargı bezini de güzelce sarıp tam dizlerimin üzerinden kalkıyordum ki kolumdan tutup kalkmamı engelledi.
"Cevap ver." Emir kipi kullandı herzamanki gibi.
"Seni bıçakladığım an." diye yalan söyledim. Aslında çok da yalan sayılmazdı. Sonuçta öptükten sonra bıçaklamıştım.
"Bir dahaki sefere bıçağı göğsüme saplamak yerine boğazıma daya. Arkadan saldır." dedi sanki yemek tarifi verir gibi. Gerçekten de ciddi mi diye suratıma uzun uzun baktım. Ciddiydi. Onu nasıl öldürebileceğimi açıklıyordu.
Bir şey söylemeden yerden kalktım. Duşa girip kendime gelmem gerekiyordu. Tam banyoya doğru birkaç adım atmıştım ki tekrar konuştu.
"Bu arada," dedi ve yerimde çakılıp kalmamı sağlayan o cümleyi kurdu. "Bıçağı saplamandan önceki anı düşündüğünü biliyorum."
Yerin dibine girmek için harika bir zamandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açelya Katili
FantasyBu bir yazarın hikayesi. Kendi yazdığı hikayeye hapsolan bir kızın hikayesi. Kurbanını öldüremeyen bir katilin hikayesi. Kendi elleriyle yarattığı katilin kurbanı olan bir kızın hikayesi.