Vampir Karım

Hayatım ne kadar değişik olursa olsun seviyorum. Ama bir yandan da korkuyorum, ona zarar veririm diye. Beni bu dünya da dinleyecek tek bir kişi var, o da büyücüm Lady. Ben kim miyim? Ben Bella Gray. Ta ki Halton Blue ile karşılaşana kadar. Ünlü iş adamına aşık olmuştum ve birden Bella Blue olmuştum. 

Babam vampir annem insandı. Birbirlerini çok seviyorlardı. Babam annemi sevse bile evlendiklerinde ona zarar vermekten korkuyordu. Çünkü bir vampir akıl alamayacak kadar sinsidir. Annem ısrar etmiş ve babamla evlenmişti. Çok mutlulardı. Ta ki ben doğana kadar. Ben doğduğumda annem maalesef öldü. Bir vampir bebek bile anne karnında veya doğduğu an kana ihtiyaç duyar.  Annem benim insan olacağımı düşünmüştü. Hamileliğinde canın yandığını bilmesine rağmen insan olmam için kan ihtiyacımı karşılamamıştı. Ama ben annemin karnında resmen kanını emiyordum. Yani annemin ölümü benim yüzümden. Ben annemin katiliyim. Annem ölünce babam beni 12 yaşıma kadar bir vampirin öğrenmesi gereken her şeyi öğretti. Sonra beni büyücü Lady'nin yanına götürdü ve hayatıma oradan devam ettim. Vampirler hakkında bilinmesi gereken bir şeyde belli bir yaştan sonra aileler vampir çocukları bırakır ve onlar kendileri büyürlerdi. Büyücü Lady benim yarı insan ve yarı vampir olduğum için beni insan hayatına alıştırmaya başladı. İnsanlar gibi yaşamayı, onlar gibi yemek yemeyi, öğrenmek gibi bir çok şeye alıştım. Ama bir şeyden korkuyordum bende babam gibi olurum diye. Bu hiç uzun sürmedi. Yani aşık olmak.

Bir gün hayatımı düzene sokmak için ve insan kişiliğime uygun hareketler yaparak, her normal birey gibi iş aramaya başlamıştım. Bulduğum bir şirkette aynı zamanda aşkı da aramış oldum. Halton Blue hayatıma girdi ve birbirimize tutulmuştuk. Onu gördüğüm andan itibaren kendimi unuttum. Ben Artık Bella Gray değildim. Benim adım Bella Blue...