Onur büyük bir ses ile uyandı, kaltığında kapının açık olduğunu ve kapının önünde ki üç kişiyi gördü. Hepsi çok garip tiplerdi 2 kişi içeri daldı biri Kızdı nereden baksan 17 18 yaşlarındaydı saçı omzuna kadar geliyordu ve beyaz rengindeydi gözlerinin de beyaz olması onu korkutmuştu aslında braz kendisini gördü. Kendisi mavi saçlı ve kırmızı gözlüydü ama işi gereği kahverengine boyayarak kontakt lens takıyordu. Diğeri ise yaşlı bir dedenin tekiydi ama yaşlı olmasına karşın çok kaslı ve güçlü gözüküyordu saçı beyazlamıştı. Kız, "Onurcuuuk" diye bağırdı ve yanına gidip kaldırdı, üçüncü adam en garipleriydi tüm vücudu kırmızıydı ve yeşil saçlıydı. Kapının önüne geçip kollarını bağladı ve "Ona yaklaşmayın" dedi. Yaşlı adam, "Hadi ordan öğrencimi kesinlikle geri götüreceğim" dediği anda kapının önündeki adam elini cebine soktu ve bir küp çıkarttı küp siyahtı ama ışıldıyordu boyutu 3 5 santimdi. Yaşlı adam, "Hadi ordan anılarını mı çaldın" dedi kapının önündeki adam "evet" dediği anda elini sağa kaldırdı elinde tam olarak 20-30 metrelik bir kılıç oluştu ve evin ortasına geçirdi. Onur ne olduğunu anlayamamıştı tek gördüğü yıkıntılardı. Sürünerek yıkıntılardan dışarı çıkmaya çalıştı ama çok ağırdı. Nefes alamıyordu ve en sonunda bayıldı, gözünü açtığında arkasına baktı ve yıkığın yandığını gördü elinde o garip adamın kafasını boğuyordu. Ardından yere düştü ufak tefek hatıralarla adama baktı, "İsmosh?" dedi kim olduğunu çıkaramıyordu ama ismini biliyordu. İsmini bildiği tek İsmosh değildi oradaki kızın ismi Mangolu ve yaşlı adamın ismi ise Buhrish ti. İsmosh yerden kalktı "demek hatırlıyorsun senin sadece anılarını çaldım hepsi bu küpün içinde ama yok edersem kötü olacak sanırım" dedi. Onur yerden kalktı elinde bir anda kılıç oluşturdu bu kılıç kırmızı alevlerdendi. Bir anda savurdu ve küpü tutan elini kopardı. Küp yere düşmeden tuttu Ismosh ise yere düştü fazla kan kaybediyordu. Onurcuk küpü tuttuğu anda doğumundan - şimdiye kadarı tekrar yaşadı koca 17 yılı. Geri dödüğünde hala Buhrish ve Mangolu olduğu yerde duruyordu "Ne kadar oldu?" dedi Onur Mangolu, "Salak ne ne kadar oldu" dedi. Aslında her şey bir salisede gerçekleşmişti.