Kızkardeşine Merhaba de Tony!

Bucky?

Tony Stark

dikkatlice duvara ilerlerledim.
her yerde özenle yerleştirilmiş resmimlerim vardı. dergilerden kesilmiş fotoğraflarım.. babam howard stark ın notları.. stark fuarının krokisi..
benim bilgilerim.. pepper ın bilgileri.. peter ın bilgileri.. herşey.

elimi üzerlerinde gezdirirken istemsizce zırh tasarımlarında durdu.
mark 1 den, mark L ye kadar.. ve daha fazlasıyla hepsinin talimatları yazıyordu.
şaşkınlıkla dudaklarım aralanırken arkamdaki sesle irkildim.

- asla söz dinlemiyorsun değilmi tony?

yavaşça arkamı dönüp kolları bağlı bir şekilde bana bakan mia ya baktım.
bir elimle resimlerimle ve bilgilerimle dolu duvarı gösterip konuştum.

- bunlar ne mia?

bıkkınca nefes verip yanıma geldi.
gözleri bir duvara bir bende gezdi.

- dersimi iyi çalıştım.
fury bana senden bahsettiğinde yaptığım ilk işti bu.
herşeyini araştırdım.
cidden senin hakkındaki bilgileri sorarak mı öğrendim sanıyordun?

- bütün bu bilgilere ulaşmak imkansız
sen nasıl ulaştın?.. nasıl zırhımın tasarımları sende olabilirki?!

elimle saçlarımı geriye attım. tedirgince bana bakarken nerden başlıyacağını bilemiyormuş gibiydi.
bıkkın bir nefes verip dönen sandalyeye oturudu.

- jarvis aktifleş.

sorarcasına ona bakıp yanındaki tabureye oturdum.
alışık olduğum ses kulaklaruma dolarken bu kısa sürede jarvisin bilgilerine ulaşıp, nasıl kullanabildiğini merak ediyordum.

- sizi görmek güzel bayan stark. ve sizide bay stark.

'bayan stark'.. bunu duymak iyi gelmişti.
mia bana hiçbir zaman abi dememişti. yada kendi ismine soyadını eklememişti. bunu jarvisten duymak tuhaftı. oldukça..

- bayan stark mı? kendimi tony ile evli gibi hissediyorum jarv.
birdaha bana öyle seslenme.

- ama bayan mia stark, size öyle seslenmemi siz istemiştiniz.

elini sertçe alnına vurdu mia. bana kısa bir bakış atıp yutkundu.
demek kendisine stark diye seslenilmesini istiyormuş?

- evet. bu konuyu inkar edersem, önceden istediğimi söyleme de demiştim, ama anlaşılan bir kaç civatan gevşemiş.

- pekala bayan stark? konumuza dönelim.

konuşmamla bana kafa sallayarak cebinden yansıtıcısını çıkarıp alnına taktı.
görüntülerin tarihini ayarlarken merakla onu izliyordum.

- jarv. 'ukala dahi' duvarını anlatmaya başla.

ukaka dahi? pekala bu ismi yadırgamıycam.
ve hologramik görüntü başladı.

- hay içine!

diye bağırırken heryerin karla kaplı olması ve hala yağıyor durumda olmasına küfretti kız.
o hastalıklı işkence merkezinden yeni kaçmıştı ve motor pekte kullanışlı değildi. ne kadardır yolda olduğunu bilmiyordu.
uzaktan seçilebilen ışık patlamaysıyla gözlerini o yöne çevirdi.
ışık git gide ona yaklaşırken motor durdu ve o da mecburen kendini yan tarafa attı.
o şey her neyse motoruna çarparken çıkardığı sesi duymuştu.
bozuk sinirlerinle bir kahkaha patlattı ve ellerini iki yana açarak kafasını gökyüzüne kaldırdı.

- böyle kaderin gelmişine geçmişine sokayım ben! (-dkdkdkdk-)
bana bak tanrı bozuntusu. benle ne alıp veremediğin var bilmiyorum ama sırf çürük zevkini tatmin etmek için hayatıma sıçıyorsan bil ki muhteşem bir işçilik çıkarıyorsun!