Bu Kız Kim?

3.2K 116 3
                                    

Yatağımın üstünde duran kıyafetlere bakıyordum. Bugün Bang PD beni çağırmıştı. Bana sürprizi varmış öyle dedi. Sonunda ne giyeceğime karar kıldıktan sonra hızlı bir şekilde giyinip makyaj yapmak için banyoya geçtim. Elime geçen ilk ruju alıp sürdüm ve saçımı tarayıp banyodan çıktım. Benim genelde makyaj anlayışım rujdan ibaretti. Gerekli şeyleri çantama koyduktan sonra kapıyı kapatıp şirkete gitmek için otobüs durağına gittim.

Yaklaşık 20 dakika sonra şirkete gelmiştim. Kapıdaki güvenlik beni tanıdığı için geçmeme izin verdi. Hızlı bir şekilde Bang PD odasına gittim.
"Efendim, geldim." beni görünce selam verdi. Bende ona selam verdim ve oturmam için koltuğu işaret etti. Oturduktan sonra konuşmaya başladı. "Hoşgeldin mi rae. Seninle konuşmak istediğim bir konu vardı. Daha çok senin için güzel bir haber." Bang PD içten bir şekilde gülerken bende ona karşılık olarak gülümsedim. "Ne diyeceğinizi merak ediyorum efendim." kafasını sallayıp konuşmaya başladı. "Biliyorsun mi rae, küçük yaştan beri yanımdasın. Şarkı söylemeyi ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Sesinin güzel olduğunu da. Zaten bu sayede seninle tanıştım. Aklımda kız grubu çıkarmak vardı ama daha kimseyi bulamadım. Bu yüzden bende seni başka bir gruba üye yaptım. Gruptan sadece lider biliyor diğerleriyle şimdi tanışacaksın." ben gerçekten artık bir idol mü olacaktım. Küçüklüğümden beri istediğim şeyi yani. Ayağa kalkıp Bang PD sarıldım. Ayrıldıktan sonra kapı çaldı. Bang PD "Girin" dedikten sonra kapı açıldı ve içeri 7 kişi girdi.

Ben ilk başta algılayamadım ama sonradan sonraya algılamıştım.
Gelenler bts'ti. Rm "Merhaba PDnim bizi çağırmıştın." PD kafa sallayarak söze başladı. "Sana daha önce bahsetmiştim namjoon. Yeni üyeniz Kim Mi Rae." herkesin tek tek yüzüne baktım. Şaşkınlardı  ve biraz da sinirli. Aslında tek sinirli duran jimin di. Park Jimin. Onun 8. Bir üye istemediğini biliyordum. "Anladım efendim" namjoon konuşunca dikkatimi ona verdim. Kahve tonlarındaki saçı ve yanağındaki belediye çukurunu andıran gamzesi onu çok tatlı yapmıştı. "İsterseniz pratik odasına gidin ve tanışın." namjoon kafa sallayınca tek tek dışarı çıktılar bende PD selam verip çıktım. Arkalarından giderken bir odaya geldik ve hepimiz içeri girdik. Herkes tek tek yere oturunca bende bi yer bulup oturdum. "Merhaba mi rae ben taehyung yani V. Tanıştığıma memnun oldum." taehyung'un samimi gülüşüyle bende ona gülümsedim. "Biliyorum taehyung-si
hepinizi tanıyorum." jungkook ordan konuşmaya başladı. "Kaç yaşındasın?" evet güzel bir soru. "19 yaşındayım jungkook-si" resmi konuşuyordum çünkü onlara nasıl hitap edeceğimi bilemiyordum. "Evet maknae ben değilim artık" jungkookun sevinci beni ve grup üyelerini güldürmüştü. Suga ve jimin hariç. "Nerelisin mi rae?" jin oppaya dönüp "Orası biraz karışık jin-si" "Lütfen bana oppa de. Ayrıca nasıl karışık?" kafamı sallayıp konuştum. "Aslında annem Türk babam Koreli ama annem ve babam ayrılıp babam yeniden evlenince her iki taraf da koreli oldu jin oppa." kafasını sallayıp anladım dedi.




Üyelerle biraz daha konuştuktan sonra PD bts'in yurdunda kalmam gerektiğini söyledi. Yeni üye olduğum için alışmalıymışım. Tae ve jungkook ile evime gidip eşyalarımı topladık. Yurda geldiğimizde saat akşam 8'di.
Jungkook tek yattığı için onun yanına yerleşmiştim. Jin oppa yemeğin haz8r olduğunu haber verince jungkook'u dürtüp aşağı indim. Mutfağın kapısından geçerken jungkook gelip saçımı bozdu ve gitti. Saçımı düzeltireken jimin de omuz atıp yanımdan geçti. Aşırı duygusal olduğumu size söylemişmiydim. Söylemediysem şimdi söyleyeyim. Ufacık bişeye hemen gözlerim dolard8 ve olur olmadık.yerlerde ağlardım. Ve şuanda da.gözlerim dolmuştu. Ellerimi yıkamadım bahanesiyle banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Ve evet gözlerim kızardı. Şu özelliğimden nefret ediyorum. Hızlıca mutfağa indim ve boş olan yere oturdum karşımda tae, onun yanında jimin onun yanında hoseok oppa, benim yanımda namjoon oppa, onun yanında suga oppa, onun yanında ise jungkook vardı. Jin oppa en başta oturuyodu. Yemek yerken tae sürekli komik sorular sorup beni güldürmüştü ve ben gülerken jimin de bana ters ters bakmıştı. Hoseok oppa "Mi rae rapper mısın vokal mi?"
Ağzımdaki lokmayı yutup cevap verdim. "Aslında her ikisini de söyleyebiliyorum ama vokal hoseok oppa" kafasını sallayıp güldü. Yemekler bitince masayı topladık ve salona gittik. "Maknae, git ve atıştırmalık bişey getir." "Hyung artık maknae ben değilim mi rae" kafamı sallayıp ayağa kalktım. Mutfağa vardığımda arkamdan adım sesleri geldi. Arkamı dönüp bakacakken, arkamdaki kişi kolumdan tutup mutfağın kapısını kapatarak beni kapıya yasladı. "Bana bak bücür. Sakın yanlış bişey yapayım deme. Bizimle ilgili haber yayma ve kardeşlerimle aramızı bozma. Yoksa sonuçlarına katlanırsın!" suga oppanın sözleri ve bileğimi sıkması gözlerimin dolmasına yetmişti. "Ben asla size karşı kötü bişey yapmam!" bileğimi bıraktı ve "Gözüm üstünde, hata yapma sakın!" dedi. Kapıyı açtı ve gitti. Bende hızlıca kaselwre atıştırmalık koydum salona gidip ortadaki sehpaya koydum ve kimsenin gözüne bakmadan "Ben yorgunum size iyi geceler" diyip yukarı çıktım.




Canım yanmıştı, hem fiziksel hem de psikolojik. Aslında fiziksel olarak pek yanmamıştı. Bundan daha fazlasını da görmüştüm. Hatta kendim yapmıştım. Annem ve babam ayrıldığında camlarla bileğime şekiller çizerdim. Acırdı ama geçerdi. Gözyaşlarım tek tek firar ederken daha fazla dayanamdım. Ben ona bişey yapmamıstım. Ve yapmayacaktım. Hıçkıracağımı anladığım zaman elimi ağzımla kapattım ve odanın içindeki banyoya girdim. Banyoda küçük aynayı görünce yere attım ve parçalanmasını izledim. Yerin ıslak olduğunu cam parçalarının üstüne düşünce farkettim. Amacım bu değildi ama bu sefer gerçekten ağrımıştı. Avcumun içi kanıyodu. Ayağa kalkarken banyonun kapısı açıldı ve jungkookla göz göze geldim. Gözlerimden sonra avcuma bakınca bağırmaya başladı. "Mi rae noldu eline! Hyung! Hyung! Koşun mi rae eli kanıyo!" jungkook bağırırken ben de onu susturmaya çalışıyordum. O ara odanın kapısı açıldı ve ilk namjoon oppa ondan sonra ise diğerleri girmeye başladı.




İlk önce elimi yıkamış avcumun içinde kalan cam parçalarını almış sonrada sarmıştık. Suga oppanın sürekli gözlerime bakması da beni bi hayli germişti. "Nasıl oldu bu olay?" suga oppa gözlerime bakarak sormuştu. "Şey, elimi yüzümü yıkıyım dedim, o ara elim cama çarptı yerde de su varmış ayağım kaydı düştüm." yere bakarak anlatıyordum. Son kısmı doğru olsada başı doğru değildi. Ve suga oppa bunu anlamıştı...

Selam ARMY'ler ve okuyucular. Umarım seversiniz. İyi okumalar.




8.Üye mi? ~BTS~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin