ilk kez bir bölümü yazarken bu kadar memnun kaldım, çok severek yazdım umarım sizler de beğenirsiniz.
-
Luke, iş arkadaşı James'e kocaman gülümseyip küçük bir 'iyi akşamlar' mırıldandıktan sonra önlüğünü çıkartıp, siyah kot ceketini üstüne geçirdi.Küçük krem rengi pastaneden dışarı çıkıp birkaç adım atmıştı ki koluna dolanan el yüzünden durmak zorunda kaldı.
Merakla geriye dönerken, karşısında gün batımının ışığı ile eşsiz görünen Michael Clifford gördü.
Sarışın gergince ve biraz da şaşkınca söyledi,
"Hey?"
"Hey."Luke parlak yeşil gözlere bakarken birkaç duygu aradı, eskiden kendisine özel hissettiren bakışlar şu an fazlasıyla normal hissettirmişti, buna katlanamayacağını fark eden Luke bakışlarını yere indirdi.
"Uhm, biraz konuşmak ister misin, Luke?"
Mavi gözler tekrar Michael'ın yüzüne doğru tırmanırken yarım ağız mırıldandı gözlerin sahibi.
"Ne hakkında?"
Michael hiçbir şey demeden, Luke'un arkasından geleceğini bilerek biraz ilerdeki çocuk parkına doğru adımlamaya başladı.
Düşündüğü gibi Luke arkasından gelirken, boş olan salıncaklardan birinin üstüne oturdu.
Sonbahardalardı, hava soğuktu ve kimse bu havada oyun parklarına gelmezdi.
Michael uçuşan kahverengi yaprakları izlerken yanına oturan sarışına baktı.
"Bana ne kadar kırgınsın Luke?"
Hafifçe sallanmaya başlayan Luke, sorulan soru karşısında birkaç saniye sessiz kaldı.
"Sana kırgın değil, kızgınım Michael. Sana kızgınım çünkü beni kendine aşık etmek için o kadar uğraştıktan sonra hiçbir şey olmamış gittin. Beni yok sayarak hayatına devam ettin, beni bir kere bile düşündün mü?"
"Düşündü-"
"Sakın yalan söyleyim deme, umrunda olsaydım gitme dememe rağmen gitmezdim."
Michael yavaşça iç çekti.
"Kendimi affetirmemin bir yolu var mı?"
"Hayır, hayır kesinlikle yok. Kalbimi o kadar kırdın ki Michael, her nefes aldığımda parçalar göğsüme batıyor öyle ki bunun için nefesimi kesmeyi bile denedim."
Michael'ın eli ensesine giderken içine yayılan hisse karşı berbat hissetti, kız arkadaşı onu sıcak evlerinde beklerken kendisi burada eski sevgilisi ileydi.
Luke yavaşça ayağı kalkarken Michael'a baktı.
"Sana bir tür vicdan azabı olduğum için özür dilerim, bana uzun süre sonra küçük bir heyecan ve umut yaşattığın için minnettarım."
-
Luke gittiğinden beri orada öylece duran Michael karanlık oyun parkına baktı, Luke'u düşünüyordu ve bunun farkındaydı ama umursamak istemedi. Luke güzeldi ve aklını doldurmasından fazlaca memnundu siyah saçlı çocuk.
[flashback.]
Yazın sıcak havasına karşı derince ofladı lila saçlı oğlan, kalçasını arabasına yaslamış muhtemelen hayatının aşkı olan, tanrısını bekliyordu.
Luke küçük pastaneden çıktığında gözündeki güneş gözlüğünü başına takıp sarışını süzdü.
Çapkınca ıslık çalıp mavi gözleri üzerine çekti daha sonra yavaş adımlarla Luke'un üstüne doğru yürümeye başladı, sarışının kendisine göz devirmesine aldırmadı.
Luke'un dibine girmişken kendisine kararlı bakan mavi gözlere karşı erimemek için kendini zorladı Michael.
"Sizden bugün bir randevu koparabilecek miyim Bay Clifford?"
Michael çapkınca bakarken sarışının elini nazikçe kavradı pamuk kadar bir yumuşak bir öpücük bıraktı onun ellerine.
"Soyadım Hemmings."
"Şimdilik. Soruma cevap ver güzelim."Luke sinirle iç çekti, Michael'ın çok tatlı olduğunun farkındaydı, ona karşı koymak git gide daha da zorlaşıyordu.
"Bir soruya cevap vermelisin öncelikle."
Michael'ın gözleri heyecanla parlarken hevesle Luke'a baktı, başını olumlu bir şekilde salladı.
"Eğer seninle randevuya çıkarsam ve sonunda erkek arkadaşın olmayı kabul edersem, beni hiç bırakacak mısın?"
Michael yutkunup Luke'un az önce öptüğü elini tutup kalbinin üzerine bıraktı.
"Burası şu an tamamen sana ait, ve senin için atıyor Luke, bundan 10 sene sonra da senin için atacak, sen benim hayatımın aşkısın."
Luke'un yanakları kızarırken şımarıkça güldü, Michael'ın yanağına küçük bir öpücük bırakıp lila saçlı çocuğun nefesini kesti
"Beni saat 7'de evimden al."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
burn + muke
Fanfiction"oturacağım ve içimde başlattığın yangın ile arabanın yanışını izleyeceğim." [billie eilish watch şarkısından esinlenilmiştir.]