Başlıyorduk. Nasıl ve niçin sorularına en güzel şekilde cevap vermek için .
Yol uzun azık da azdı . Bu yolda en güzel yapacağımız şey tevekküldü bakalım onu ne kadar becerebilecektik.Hastane koridorlarında çığlık sesi geliyordu , sesin geldiği yöne doğru gidince acı bir tablo ile karşılaşmıştım . Sedyede kendinden geçmiş yaşayıp yaşamadığı dahi belli olmayan genç ve delikanlı biri . Şaşkınlıkla olup bitenleri izlerken arkadaşımın beni dürtmesiyle kendime geldim : Nur ne yapıyorsun hadi acele etmemiz lazım . Hastanın tüm tetkikleri yapıldıktan sonra geçirdiği rahatsızlığı öğrendik 100000'de bir görülen ve modern tıp literatüründe tedavisi olmayan bir hastalık , neler yapılabilirdi bilemiyorum . Aslında bir şeyler yapılabilirdi ama bu hastalıkta ne kadar başarılı olabilirdik bilemiyorum. Tek düşündüğüm o acı çığlık , o acı çığlığın sahibinin duasını almak istiyordum daha doğrusu bu hastanın ve onun gibi diğer hastalarında şifasına vesile olmak istiyordum ama nasıl ? Elbet bir yol vardı O'nun(C.C) katında , o yolu bulmak için tek tek arşınlamak gerekiyordu bu koca dünyayı ama o kadar zaman da imkan da yoktu . Ama yine de umut beslemek gerekiyordu . Çünkü bizler Müslümandık(elhamdulillah) ve bizler asla umudumuzu kesemezdik .
Hastamız yoğun bakımdaydı günlerdir bu şekildeydi neler yapılırdı bu şekilde bilemiyordum . Verdikleri ilaçlar onu ileştirmiyor daha çok zehirliyordu bunun farkında ve bilincindeydi bu yüzden o hasta için dualar ediyor ve kendisine gelmesini bekliyordum daima yanına gidiyor , kendisini kontrol ediyordum . Kendine gelmeye başlamıştı bir hafta sonra daha doğrusu ellerini kıpırdatmaya başlamış söylediklerimize elleri ile tepki vermeye başlamıştı. Bu hasta neden bu kadar beni kendine bağlamıştı bilmiyorum o acı çığlık mı yoksa henüz gencecik bir delikanlı olduğundan mı bilemiyorum .
Gün geçtikçe iyi olmaya başlayan hastamız Doğan ( İnşaAllah ismi gibi tekrardan doğan olur ) artık gözlerini açıp konuşmaya bile başlamıştı ama biliyordum ki onun ve ailesi için asıl zorluk şimdi başlıyordu . Ailesi ile konuşup kendisinin modern tıp ile şifa bulmasının zor olduğunun şu sentetik ilaç denen illetin sonun gelmediğini söylemiştim . Onlara modern tıp ve geleneksel tıbbın birleşimi şeklinde yardımda bulunmak istediğimi söylemiştim . Bunu kabul etmediler ve bünün üzerine kalkıp beni hocama şikayet ettiler . Hocamda kalkıp : Onun saçmalıklarına inanmayarak en iyisini yapmışsınız ,dedi . Alışıktım bu cümleye ama yılmayacaktım ve yılmamalıydım da . Ne yapabilirdim ki yoluma devam etmeliydim .
Haftalar geçmiş ve hastamız Doğan daha iyi olmuştu ama dış görünüş olarak . Hatta taburcu dahi edilmişti ama bir ton ilaç yazılarak ama ilk zamanlarda 2 haftada bir sonraki zamanlarda da ayda 1 koşuluyla .
Ahhh bir şeyler yapamamak gücüme gidiyordu. Hele ki hastalara ilaç yazmak tabi ilaç yazmıyordum ben o ayrı bir mesele . Hocamızın olmadığı zamanlarda oturup hastalara yapması gerekenleri anlatıyordum çoğu beni takmıyordu ama o tuttuğum birkaç kişi dahi benim için birer Elmas değerindeydi onların : Doktor hanım hamdolsun daha iyi oldum kendimi hiç bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyorum, demesi sanki bana cennetin en güzel köşesini vermişler de ben de orada yaşamaya başlamışım gibi bir sevinçti.
TUS sınavına girdikten sonra Onkoloji bölümünü seçmiştim . Türkiye'de en çok ihtiyaç duyulan bir bölüm ve hasta sayısı da çok olan bir bölüm. Kanser hastaları ile ilgilenmek herkesin kaldırabileceği bir yük değildi bu yüzden etrafımdan çığ gibi tepkiler aldım ama yine de vazgeçmeyip devam ettim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSLAM HEKİMESİ
Teen Fictionİnsanları helal ve tayyibe davet etmek için bu yola çıkmış ve azmetmişti . Tüm şer odaklarının dikkatini ilk başta çekmese de insanlarımızın uyanışı ile hepsinin dikkatini üzerine çekmişti . Bakalım neler olacak tıp okurken ve doktor olduktan sonra...