Elimdeki kalemi sıkıntıyla kutusuna koyup boks torbalarını pataklayan gençleri izlemeye başladım. Aslında, sadece Stefan'ı. Kaydını 2 ay önce yapmıştı ve fazla sevimli bir şeydi. Kumral, düz saçları anlından iniyordu. Terlemişti ve bedeni ter içindeydi. İç çekerek su şişemi kafama diktim.
"Seni o kumral kafaya bırakmam Ana." Şişeyi bırakıp kıkırdadım.
"Kapa çeneni Christian." Kollarını biribirine dolayıp masaya eğildi ve kafasını bana çevirdi. Evet, evet. Biliyorum. Hepiniz aynısını düşündünüz.
"Ama, sence de bir şansı hak etmez mi?" Dedim en sevimli halimle. Dudaklarını büzüp kafasını Stefan'a çevirdi. Bense hemen ardından yüzümü ellermle destekleyip sırt kemiklerini süzmeye başladım.
"Hayır. Asla."
"Lanet olasıca." Kıkırdayıp kolunu omuzuma attı ve saçlarımın arasına dudaklarını bastırdı. Kollarımı etrafına sarıp kokusunu içime çektim. Kokusunu seviyordum.
"Şimdi, gidip müziği değiştir." Onu onaylayıp kollarından ayrıldım. Bir liste daha bitmişti ve klübün kapanmasına 20 dakika vardı. Bu rahatlatıcı düşünceyle son sarkı listesini de açıp ritmin kulaklarıma dolmasına izin verdim. Burayı tam gece yarısı kapatırdık. On ikide. Christian okulu bitireli çok olmuştu ama benim daha iki senem vardı. Bu yüzden öğleden sonra, okulum bitince bıraya geliyor, Christian'ın birazda olsa yükünü azlatıyordum. Çünkü erkeklerin dövüşüp takıldığı bir yerde tek kız olarak, genelde en kolay ayak işlerini yapmamı daha uygun görüyordu.
Kendimi onun kollarına atıp fotoğraf makinemi kavradım.
"Hayır Ana, şimdi değ-"
"Sadece bir tane Chris." Gözlerini devirip izin verdiğinde hızlıca yanağını öptüm ve poz vermesini bekledim. Herzamanki pozunu verdi. Kısık gözler, büzük dudaklar. Kıkırdayıp kamerada doğru açıyı yakaladım ve çektim. O tuhaf ses çıktığında, resmi kavrayıp salladım. Görünür olması uzun sürmemişti.
"Her zamanki gibi seksisin."
"Buna alışmalısın bebek." Omuzuna bir yumruk atıp arkamızdaki panoya ilerledim ve resmi oraya astım. Bu arada bir çok kişi burayı terk etmiş, ya da hala birkaç yumruk sallamakla meşguldu. Son oldukları belliydi. Eski koltuğuma döndüğumde, Stefan'ın hala orda olduğunu gördüm. Tişörtünü kafasından geçirip anlındaki teri havlusuna sildi. Dudaklarımı ıslatıp kafamı iki yana salladım. Christian beni fark ederse, kesinlikle dalga geçerdi.
"Hey, Anastasia." Dedi Christian. "Stefan'ın kayıdını devam ettirip ettirmeyeceğini sorar mısın?" Dil çıkarıp elindeki kayıt defterini aldım. Böyle bir kural vardı. Her ay kaydını yenilemelisin. Sıkıntılı birkaç adımla yanına ilerledim ve boğazımı temizledim.
"Mm, Stefan."
"Ah, hey Anastasia." Gamzelerini göstererek gülümsediğinde defteri daha çok sıkıp karşılık verdim.
"Kaydını devam ettirecek misin? Onu sormak için-"
"Bu ay değil. Son sınavlarım var ve çalışmalıyım. Diğer ay, kesinlikle evet." Omuzlarımı düşürdüm. Artık izleyeceğim bir Stefan'ım olmayacak mıydı?
"Peki, sınavlarında başarılar Stefan."
"Stef." Gülümsedi ve el sallayıp cekedini üzerine geçirdi. Tek yaptığım arkasından bakakalmaktı.
"Demekki bu kadarmış bebek. Şimdi, o salyalarını topla. İğrenç görünüyorsun." Bileğimi ağzıma götürüp akan salyalarımı sildim. Ardından defterleri Christian'ın eline sıkıştırıp üzerimdeki önlüğü çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fight Club ~ZaynMalikFanFic~
FanfictionBir kız, arkadaşı yüzünden dövüş klübünde çalışıyor. Christian, o dövüş klübünün işletmecisi. Christian, Anastasia'nın tek gerçek arkadaşı ve ailesi. Yıllar önce, ailesi Anastasia'yı ona bırakıp gitmiş. O zamandan beri kardeş gibiler. Peki, Anastasi...