Omuzlarımda bir sıcaklık hissedince o yöne döndüm. Ceketini omuzlarıma koymuştu. Ona baktım.
"O kadar da üşümüyordum."
Gülümseyip omuz silkti.
"Sen üşümeyecek misin?" dedim.
Sanki önemli bir espiriyi kaçırıyormuş gibi baktı.
"Ben üşümem."
Olduğum yerde kalakaldım. Kaşlarım endişeyle çatıldı.
"Hiç mi?"
Kaşlarını hayır anlamında yukarıya kaldırdı.
"Hiç."
Sınıf kapısının önündeydik.
"Neden?"
Biraz yaklaştı ve gözlerimin içine baktı.
"Sanırım genetik bir şey. Ama üşümemek gerçekten güzel bir duygu. Böylece centilmenlik de yapabiliyorum."
Göz kırptı. İstemsizce güldüm. Oldukça sempatik biriydi. Acaba ciddi miydi diye düşünmeden edemiyordum. Saçmalama Katie. İyice paranoyaklaştın. İç sesim kesinlikle haklıydı. Derin bir nefes aldım.
"Hadi içeri girelim."
Başını salladı ve birlikte sınıfa girip yerlerimize oturduk.
"Eee?"
Sesin geldiği yöne döndüm. Angela meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Hala anlatmadın. Kimdi o çocuk?"
Gözlerimi bayarak baktım.
"Bir arkadaşım, Angela."
Ya tabi tabi, der gibi baktı. Önüme döndüm.
"Her sıradan arkadaş gibi seni her gün okula getirip, okuldan alıyor değil mi?"
Gülerek dudağımı ısırdım.
"Hadi ama."
Bıkkınlıkla nefes verdim.
"Gerçekten, arkadaşız Angela."
Tam konuşacakken sözünü kesip ekledim.
"Lütfen ısrar etme. Gerçekten arkadaşız."
Sırdaşız. Dostuz. İçimden ekledim. Cama baktım. Bunca olan şeye rağmen, hala yanımdaydı. Benim aksime delirdiğimi düşünmüyor, bana inanıyordu. Dudağım yukarı kıvrıldı.
"Bayan Katie?"
Hocanın sesiyle yerimden sıçradım.
"Efendim?"
Hoca dik dik bana bakıyordu.
"İyi misiniz?"
Başımı salladım.
"Evet, evet iyiyim."
Hoca duruşunu dikleştirdi.
"O zaman derse katılabilirsiniz?"
Başımı salladım.
"Elbette, affedersiniz."
Hoca önüne dönüp derse devam ederken nefes verdim. Kolumdan dürtüldüğünü hissettim.
"Neyin var?"
Gülümsemeye çalıştım.
"İyiyim. Neden?"
Kaşlarını çatıp biraz eğildi.
"Durgunsun. Endişeleniyorum."
İçten bir şekilde gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI SİLÜET
VampireKanla boyanmış hayatlar, hapsolmuş bedenlerin kül kokusunu taşımakta... Sürgün yemiş karanlık bir ruh, birbiri ardına sıralanmış cesetleri sarmalıyor... İfadesiz, soğuk suretler, anlatıyor aslında gerçekleri... Hakikat mi yoksa rüya mı? Kim bilebili...