on dokuz

16.8K 1.7K 405
                                    

aralid

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

aralid.k: çünkü zirvedekiler daima yalnızdır @taha.ilgin

256 beğeni • 32 yorum

taha.ilgin: bu gidişle zirvede olmadan da yalnız kalacaksın ama sen bilirsin tabi..
    
       aralid.k: kes lan

yusufuzunn: kuinim mükemmelsin yine ama @damlasimsek kadar değil üzgünüm
    
        aralid.k: düşüyor mu böyle?
    
        damlasimsek: düşmüyor be..

emirgezginmis: ben olsam o sandalyeden düşerdim
    
     aralid.k: düştün ya geçen gün dnxjsknx

     emirgezginmis: aa vallahi doğru hatırladım şimdi

iremg: ya siz nasıl Taha'yla sevgili değilsiniz?
 
    aralid.k: çünkü bizim sevgimiz bambaşka bir boyut değil mi yavrum? :) @taha.ilgin
   
    taha.ilgin: :D?? @iremg @aralid.k

"Ay Ginger fotoğrafımı beğenmiş!" oturduğu salıncaktan çığlık atarak kalkan Dilara'ya gülerek baktım. Birinden hoşlanınca normalden çok daha salak olması sadece ona özel miydi yoksa her insanda oluyor muydu?

"Kıza da senin yüzünden Ginger diyorum ha." dedi sakinleşerek yerine otururken. Ben ise kafamı oturduğum salıncağın zincirine yaslamış ve ayaklarımla kendimi hafifçe sallıyordum.

"Ginger çünkü." 

Hava çoktan kararmış, saat de on civarı olmalıydı. Dilara'nın evinde otururken sıkılmış eve gidecekken vaz geçip buraya gelmiştik.

"Onu bırak şimdi Savaş ne oldu?" Benim aksime kendini hızla sallamaya başladı. Dalgalı saçları at yelesi gibi arkasından uçuyordu ve yüzünde aptal bir gülümseme vardı. Onun bu hâline güldüm. 

"Bir şey olduğu yok ne olsun?" Hafif baygın çıkan sesimle konuştum. Yorgun hissediyordum nedense. 

"Yalan söyleme bana... Gözlerin anlatıyor her şeyi..." dedi melodiyle. Bir yandan da sallanmaya devam ediyordu. Keyfi oldukça yerindeydi. 

"Öpüştük." Daha fazla üstelememesi için hatırladığım anı söyledim. Elbette ki salıncaktan düşmesini beklemiyordum. Şaşkın bakışlarım bir acı içinde inleyerek yere oturur vaziyette düşmüş Dilara'ya bir de tekrar dönüş yapmak üzere olan salıncağa gitti. Hızla yerimden kalktım ve salıncağı zinciriden tutarak durdurdum. Geç kalsaydım kafasına çarpan salıncakla beyin kanamasından ölebilirdi.

"Salak mısın?" Elimi ona uzattım. Kafasını hızla yukarı kaldırarak sinirli bakışlarıyla bana baktı. 

"Ne demek öpüştük ya?" Çığırarak konuşunca havada kalan elimi cebime soktum ve yerime geri geçtim. "Dalga mı geçiyorsun?" 

Yüzümü buruşturdum. "Niye dalga geçeyim ya?" 

"Yaparsın sen." Sinirle yerinden kalktı ve salıncağa geri oturdu. "Hadi düzgünce anlat şunu." 

"İçmiştik aniden oldu işte. Çok sarhoştu öptü beni." 

"Ha bir de o öptü?" Önce şaşkınca sorduğu soruyu sırıtarak bitirmişti. Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. 

Keyifle bana öpücük attı ve sallanmaya devam etti. "Oldu bu iş." 

"Ha?" Salıncağımı durdurdum ve ona döndüm. Ardından devam ettim. "Hatırlamıyor gibi davranıyor zaten. Yanlışlıkla olduğu çok belli."

Sırıtarak bana bakmaya devam etti. "Oldu bu iş diyorum Taha Kerem!" 

Güldüm. Olur olmadık yerlerde şu ikinci ismimi kullanması hoşuma gitmese de umursamadım.  "Ne bağırıyorsun lan?" 

"Bağırırım ulan!" Yine hızlanarak sallanmaya başlamıştı. Bu kadar mutlu olmasının sebebi elbette ki ben değildim. Muhtemelen Ginger'dı, benim olayımı duyunca da daha çok sevinmiş olabilirdi. 

O bu kadar mutluyken neden keyfimin çok da olmadığını sorguladım. 

Resmen kendimden sıkılmıştım. 

Dilara da bunu anlamış olacak ki telefonundan bir şarkı açmıştı. 

Dilara sürekli dinlediği için hemen tanıdığım Troye Sivan'ın şarkısının sesi boş parkta yankılandı. Kişisel olarak çok dinlemesem de severdim şarkılarını, akılda kalıcı bir yanı vardı.

Kalktım ve bu sefer hafif hafif sallanan Dilara'nın kolunu tutup onun da kalkmasını sağladım. Gülerek bana uydu ve yavaşça dans etmeye başladı. 

Eh, bu ruh hâlinden kurtulmam için iyi bir girişimdi.

Eliyle görünmez mikrofonuyla şarkıya eşlik etmeye başladı.

Dilara'nın elini tutup etrafında dönmesini  sağlarken bir yandan da şarkıya eşlik ediyorduk. Benim sesimi saymazsak Dilara'nın sesi çok da fena değildi. 

Elimi bırakıp ilerideki çocukların kaydığı direğe gitti. "Direk dansı!"

Direğe koala gibi yapışıp dans etmeye çalışınca büyük bir kahkaha attım.

O da benden daha fazla gülerek yanıma tekrar geldi ve bağırarak şarkıyı söylemeye devam etti.

Ariana'nın kısmı gelince klipteki gibi saçlarını savurarak yanıma geldi. Şimdi de onu taklit etmeye başlamıştı. Gülerek Troye olmayı kabul ettim.

Boş sokakta seslerimiz telefondan gelen şarkıyla karışıyordu. O Ariana'yı söylerken ben de Troye'ya katılıyordum.

Aptal gibi dans etmeye devam ediyorduk, Dilara arada ayrılıp koşuşturuyordu. Şarkı kahkahalarımız eşliğinde biterken duyduğum sesle kaşlarım çatıldı. 

"Taha?"

Merakla arkama dönmemle çattığım kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

"Savaş?"

itiraf | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin