#Jungkook#
"Jimin?" siparişimi alması için garsona seslendim. Eski işine geri dönmüştü. Eski heyecanıyla işini yapıyordu.
"Siparişiniz nedir?" dedi flörtöz bir sesle. "Acılı tavuk kanadı." dedim.
Siparişi karaladığı defterden başını kaldırıp gülümsedi ve yanımdan ayrıldı.
Yemeğimi bitirdim. Bitirdim bitirmesine ama oturduğum yerden kalkmadım. Bir sürü müşteri geldi, gitti o gün. Saatler birbirini kovaladı. Oturup sadece onu izledim. Yoongi hyungun yaptığı gibi...
İki kırık kalp birbirini tamamlardı. İki yarım elma birbirini tamamlardı. Eksik olan şeyler, diğerinin eksikleriyle tamamlanırdı. Benim eksik yanımı Jimin tamamlıyordu. Ve ben de onun eksik yanını tamamlamaya çalışıyordum.
Mesaisi bitince yanıma geldi. "Bütün gün boyunca burada oturup beni izledin?" dedi karşımdaki sandalyeye otururken. Belki de şimdi söylemeliydim...
"Çünkü senden fena halde hoşlanıyorum." diye mırıldandım duymasını umarak. Gözleri dolarken beni seyretti uzun uzun.
Cevap vermedi, cevap da beklemedim zaten. Sadece itiraf ettim. Ve o gün yine kalbi kırık minik kuşu kucakladım. Kucaklaşmadan nefret etmeme rağmen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hug Me °Jikook°
Fanfiction"Sarıl bana." Sarılmaktan nefret eden ben, o an hiç tanımadığım o adama sarılmıştım...