on beş:

1.6K 145 6
                                    

"-dans yarışmasına isimlerini yazdırmak isteyenleri odama bekliyorum."

"Ne?" diyerek gözlerimi bir anda yanımda duran Sehun'a çevirdiğimde kafasını eğerek bana bakmaya başlamıştı.

"Her sene ilkbaharda olan liseler arası dans yarışmasını bu sene kışın yapacaklarmış. Müdür yarışmaya katılacak kişilerin adını istiyor, eleme yapıp oraya birkaç kişi göndereceklermiş."

Kaşlarımı çattığımda düşündüğüm şeyi anlamış gibi omuz silkti. "Kai katılmayacaktır."

"Onu biliyorum," diyerek saçlarımı omuzlarımdan geriye iteledim. Bunu biliyordum. Jongin'in dans ettiğini bilen neredeyse hiç kimse yoktu, küçüklüğünden beri dans ediyor olmasına rağmen sahnelerden nefret ederdi. "Ben katılsam nasıl olur diye düşünüyordum."

"Bayadır dans etmiyorsun ama," diyerek elini kafama koydu. "Çok yorulursun bir anda. Bir de bu sene sınav senemiz, gerçekten istediğine emin misin?"

"Sadece denemek istiyorum," diyerek omuz silktim ve kafamdaki elini çektim. "Lay nerede kaldı?"

"İkinci derse anca gelirmiş," diyerek kolumu omzuma attı ve merdivenlere yöneldi. Sınıfa çıkmaya başladığımızda hâlâ dans yarışmasını düşünüyordum.

Dans konusunda kendime güveniyordum çünkü önceden Jongin'le beraber dans çalışırdık. Kim Jongin, hiç kimse bilmese de ciddi bir dans makinesiydi.

Birkaç gün önce ise Jimin'le dans çalışmaya başlamıştık ve bu da tamamen tesadüf eseri olmuştu. Aramızda geçen bir konuşmada tekrar dans etmek istediğimi söylediğimde beraber çalışabileceğimizi söylemişti ve beraber çalışmaya başlamıştık.

Ah, Park Jimin'in de Jongin'den aşağı kalır yanı yoktu. Çok iyi dans ediyordu.

Sınıfa girdiğimizde köşede, en arkada oturan Jongin'i görerek gözlerimi kaçırmıştım. Sehun'a baş selamı vermiş ve ayağa kalkarak yanımıza gelmeye başlamıştı.

Cam kenarına çantamı bırakarak oturdum ve yanıma oturan Sehun'la çantamdan kulaklıklarımı ve telefonumu çıkarttım. Dersin başlamasına on dakika kadar vardı, müdür konuşmasını çabuk bitirmişti.

Jongin yanımıza geldiğinde Sehun'la selamlamışlardı. Birbirlerini özlediklerini biliyordum, en yakın arkadaşınızı kaybetmek kolay olmazdı sonuçta.

Sehun, "Siz..." diyerek bir bana bir de Jongin'e bakmaya başladığında omuz silktim.

"Tanıştığımızı zannetmiyorum."

"Jennie-" diyen Jongin'le tek kulaklığımı takarak müziğin sesini açtım.

"Ya iki yabancı ya da iki düşman, dedik, Kai," diyerek diğer kulaklığı da elime aldım. "Seçmeni bekliyorum. Eğer iki yabancı olmak istemezsen seve seve iki düşman olabiliriz."

Dişlerini sıktığını daha da belirginleşen çenesinden anlayabiliyordum. Diğer kulaklığımı da takarak gözlerimi Jongin'in üzerinden çektim ve esneyerek camdan dışarıya bakmaya başladım.

Sehun'la Jongin'in konuştuklarını kulaklığıma rağmen gelen hafif seslerinden anlayabiliyordum ancak duymamak için kulaklığın sesini artırmıştım.

tamam yeter, aktifliği düşürcem, günlük bölüm atıyorum taslak bitiyorşfşwlfprşşefşşflwşfşwşf

when u touch me [jenniexkai]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin