~ 34 ~

136 53 14
                                    

...

Ruhun huzura kavuşmasının ardından tam iki gün geçmişti ve bu sessizlik korku duymama sebep oluyordu. Yaralı kurt tamamen iyileştiğinde sözünü tutarak Duru'nun yanına onu koruyabilmek için gitmişti. Buray bugün içinde yanımızdan ayrılarak iki günlüğüne iblisin canavarlarını bu savaşta karşı karşıya kalmamamız için ikna etmeye gitmişti. Her ihtimale karşı bazılarını ikna ederek yanına olabildiğince destekçi arayacaktı. 

Karan ve ben yalnız kaldığımızda ikimizde sessizce olacakları bekliyorduk. "Sence bir şansımız var mı?" dediğinde başımı iki yana sallayarak "Emin değilim." demiştim. Gülerek "Önümüzde uzun yıllar olması gerekirdi." dediğinde "Belki birimizin bir şansı olabilir." demiştim.

Karan "Azelya.." adımı söyleyerek dizleri üzerinde durduğunda şaşkınlıkla ona bakmıştım. "Neden dizlerinin üzerinde duruyorsun?" sorduğum soruyla kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Dizlerinin üzerinde olması düşündüğüm şey olamazdı değil mi?

Karan "Birbirimizi sadece kısa zamandır tanıyor olmamıza rağmen dizlerimin üzerinde durmama neden olan tek kişi sensin.. Daha önce bir ilişkim olmadı dersem sana yalan söylemiş olurum. Olmuş olması da pek övülesi bir şey değil!" dediğinde araya girerek "Açıkçası bu konuşma pek iyi yere gitmiyor." diyerek yüzümü ekşittim. 

Kaşlarını kaldırarak "Kısa kessem iyi olur! Seni ilk gördüğüm zaman ikimizde sadece siz olarak karşılaşmıştık. Ama şimdi benim hayatımda ikimizde sen yani biz olduk. Kulağa biraz saçma geliyor gibi görünse de benim romantik yönüm ancak bu kadar ağır basıyor." diyerek duraksamış ve elini cebine götürmüştü. Küçük lacivert bir kutuyu çıkarttığında ona bakarak konuşmasına devam etti. "Bunu senin için aldığımda ikimiz için pekte iyi bir zamanlama olmamıştı. Çünkü o gün hayatında yeni bir acı daha doğmuştu. Ben Karan'ın ve senin Lema'nın ruhuna sahip olman yüzünden seni seviyor değilim. Ben bu kısa zaman zarfında seni sen olduğun için seven biriyim sadece. Ben hayatında sadece Pars olarak yer almak istiyorum. Seni seviyorum Azelya.." diyerek kutunun kapağını araladığında ellerimin arasına bırakarak "Benimle bu kısalan ömrü paylaşır mısın?" diye sormuştu. Bir elimi dudaklarıma kapatarak "Pars.." dediğimde gülerek "Sanırım hayır diyecek olursan kalbimden yaralana bilirim. Dizlerim üzerinden bir daha da kalkmaya bilirim." demişti. 

Dudaklarımın arasından dökülecek o kısacık cümleyi merakla bekliyordu. Bense heyecandan konuşmayı unutmuş bir vaziyette yüzüğe bakmaya devam ediyordum. Gül deseninin ortasında yer alan pırlanta narin bir güzellikle yüzüğü süslüyordu. Gülü birleştiren iki yaprak deseninin sivrilen uçları gümüş halka üzerindeydi. "Ben.. Ben de seni seviyorum." dudaklarımdan zorda olsa dökülen kelimelerle Pars ayağa kalkarak yüzüğü parmakları arasına aldığında "Bu evet demek mi?" diye sormuştu. Şaşkınlıkla başımı sallayarak "Evet." dediğimde gümüş halkayı sol parmağıma takmıştı. Dudaklarıma küçük bir dokunuşta bulunarak geri çekildiğinde sol ellerimizi birbirine kenetleyerek "Seni ömrümün sonuna kadar seveceğime yemin ederim." dediğinde bende onun gibi "Seni son nefesime kadar seveceğime yemin ederim." demiştim.

Kenetlenmiş ellerimize bakarak "Bu yüzüğün yeri burası çünkü kalplerimizin birleştiği yer. " demiş ve tekrar dudaklarıma dokunmuştu. Pars ile yaşayacağım en ufacık şeyden bile pişmanlık duymayacağımı biliyordum. O ve ben artık bir bütündük..

Kar taneleri üzerine düşen ilk kan damlası

Gözlerimi araladığımda onun kolları arasında olmanın hissettirdiği şey mutluluktu. Sevmekten pişmanlık duymamak aşkın en doğal haliydi. Aşk size kötü şeyler yaptırmazdı aksine kalbiniz gibi tüm bedeninizi ele geçirerek dengesizleştirir. 

XIII Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin