Efrüz 17

468 17 42
                                    

(Medya: bölüm şarkısı dipsiz kuyum) dinleyerek okuyun...

Arkadaşlar öncelikle bi duyuru yapmak istiyorum.

ÖNEMLİ!!!!

Arkadaşlar kitabımın ismini değiştirdim. Önceden ağır intikamdı. Ama araştırmadan koyduğum için biraz sorun çıktı.
Bu ismi başka bi kullanıcı kendi kitabında kullanmış ve bunu resmileştirmiş. Bu sebepten dolayı ismini değiştirmek zorunda kaldım. Kurguda hiçbir değişiklik olmayacaktır.
Kitaba kaldığım yerden devam edeceğim..

Bu arada oy sayısı sınırı geçmedi bu yüzden üzgünüm ama ben yinede bölüm atıyorum..

Evet yeni bölümle karşınızdayım..

İyi okumalar..

Yazar'dan devam;

Orada öylece gözlerinden akan yaşlarla dizlerinin üzerine çökmüş Ağlayan rüzgar sadece sevdiği kadının ellerinden kayıp gidişini izledi. İçi yana yana kalbi ağrıya ağrıya sadece gidişini izledi.

Omzuna dokunan elle hızla kafasını o yöne kaldırdı rüzgar bi umut bi umut gitmemiş olmasını diledi içinden ama omzuna dokunan kişi elisyadan başkası değildi.

Elinde tuttuğu bi zarfla rüzgara bakıyordu elisya.
Rüzgar yavaşça çöktüğü yerden kalktı. Ve "gitti öyle değil mi?" dedi. Yaşlı mavi gözleriyle elisyanın yüzüne bakarken. Elisya üzgün bi şekilde kafasını aşağı yukarı salladı ve elindeki zarfı uzatarak "bunu sana bıraktı." dedi.

Rüzgar elisyanın ona uzattığı zarfı zor bela eline alarak boğazına düğümlenen yumru ile "nedir bu" dedi.
Elisya "bilmiyorum sadece sana bunu vermemi istedi galiba içinde sana yazmış olduğu bi mektup var." dedi.
Elini kaldırarak rüzgarın omzunu sıvazladı ve zor bela bi gülümseme sundu. Daha sonra arkasını dönerek hızla oradan uzaklaştı. Giden elisyanın arkasından yavaş adımlarla kendide çıkan rüzgar yavaşça arabasının olduğu yöne ilerledi elindeki zarfa bakarken arabasına geldiğinde önünde durdu ve arabasına bindi. Kendi sürücü koltuğuna otururken
Elindeki zarfı yanındaki koltuğa bıraktı. İçinde yazanları her ne kadar merak etsede burada okumak istemiyordu. Sevdiği kadının ona bıraktığı son şeydi o mektup bu yüzden onu efgalle birlikte oldukları kısacık sürede sürekli gittikleri tepeye sürdü arabasını..

...

denize dönük olan tepeye geldiğinde arabayı durdurdu ve zarfıda alarak arabadan çıktı.
Yavaş adımlarla arabanın önüne geçti. Kocaman mavi denize baktı o an aklına yine sevdiği kadın gelmişti.

Geçmiş zaman;

'Ya hadi rüzgar'diyerek kolundan tutup çekiştiriyordu. Sevdiği adamı.

Denizin kenarına geldiklerinde sevdiği adamın kolunu bırakarak denize döndü ve "bu adam beni seviyorrr" diyerek bağırdı.

Adam sevdiği kadının bu çocuksu haline gülerek sevdiği kadını yanına çekti ve sıkıca sarıldı.

Kadın aklına gelen soruyla hemen sevdiği adamın kollarından ayrıldı.
Ve "hangi rengi seviyorsun" dedi.
Karşısındaki adama kocaman gülümsemesini sunarken.
Adam hiç düşünmeden "mavi" dedi.
Kadın tekrar "neden" dedi.
Adam sevdiği kadının gözlerine bakarken "çünkü senin gözlerin mavi ve ben senin mavilerine aşığım" demişti.
Kadın duyduğu şeyle yanakları kızarırken hemen gözlerini kaçırmıştı.
Adam,tekrar sevdiği kadının bu haline gülerken kafasını tuttu ve kendisine bakmasını sağladı.
Kadın ona gülümserken "utandırıyorsun ama" dedi.
Adam sevdiği kadının dudaklarına yapıştı. Ve o tadına doyamadığı dudaklarını kana kana içmeye başladı.

İntikamın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin