yirmi iki

16K 1.6K 881
                                    

Elmalı sodasını masanın üzerine koydu. Öfkeyle elindeki pizza tosttan bir ısırık daha aldı. Çiğnediği her lokma yüzünde sanki ona silah zoruyla yediriyorlarmış gibi bir ifade oluşturuyordu. Sodadan bir yudum daha alıp koymadan önce bana bir bakış attı.

Bu bakışı iyi tanıyordum.

Yüzümde sinsi bir sırıtış oluşurken elindeki tuhaf tostu bırakarak ayaklandı. Kahverengi dalgalı saçlarını savurarak sandalyenin üzerine çıktı.

"Ah Romeo Romeo, neden Romeo'sun sen?" Bağırarak tüm kantinin dikkatini çekmeyi başarabilmişti.

Kaşlarımı kaldırarak yaslandığım yerden doğruldum ve ayağa kalktım. Demek Romeo ve Juliet'ten giriş yapmıştı.

Repliğinden sonraki hatırladığım uzun replikleri es geçtim ve direkt konuya atladım. Fazla uzatmaya gerek yoktu.

"Sevgilim, şu kantin masalarının üzerini süsleyen kutsal tost üzerine yemin ederim ki…"

Ben de bağırarak konuşunca artık tüm gözler bizim üzerimizdeydi. Bazıları kıkırdamaya başlamıştı bile.

"Yemin etme kararsız tost üstüne sakın, her hafta fiyatı zamlanan tost gibi değişken olur sonra senin de aşkın." Elini kalbine koyarak üzgün bir ifade yaptı.

"Ne üstüne yemin edeyim öyleyse?"

Omuz silkti. "Hiç yemin etme; ama ille de edeceksen, o ucuz bilip aldığın, sevimli çubuk kraker üstüne et yeminini."

"Eğer yüreğimdeki sevgi..."

"Dur, yemin etme yine. Çubuk krakerin ucuzluğu bana sevinç veriyorsa da, sevinç duyamıyorum bu kantindeki fiyatlardan. Tatlım, iyi geceler! Bu ekonomi isyanı, öbür görüşmemizde, yazın olgunlaştıran soluğuyla dönüşebilir güzel bir indirime.
İyi geceler! İyi geceler! Yüreğimdeki isyan ve öfke, dolsun senin gönlüne de!"

Dramatik bir şekilde elini bana uzatarak sandalyeden inen Dilara'yla herkes birden alkışlamaya başlamıştı.

Rolümden çıkıp gülmeye başladığımda Yusuf bağırarak dikkatleri hâlâ üzerimizde olan öğrencilere isyan etti. "Arkadaşlar şu gördüğünüz kıytırık tost iki lira zamlanmış. İki lira olur beş lira, o da olur on lira! Bu ne ya!" Sinirle tostu masaya geri koydu. Yine herkes gülmeye başlamıştı.

Genelde tostumu birilerinden otlandığım için beni çok bağlamamıştı ancak onların öfkesi tüm ekonomiyeydi. Hâlâ gülmeye devam ederken sandalyeme geri oturdum. Vişne suyum bittiği için Dilara'nın elmalı sodasından bir yudum aldım.

Gözlerim kantinde gezindi. Çoğu kişi yavaş yavaş işine dönmeye başlamıştı. Hâlâ bizim masaya bakan Ginger'ı gördüm ve ona kocaman gülümseyerek el salladım. Biraz uzaktaydı ancak Dilara da olduğunu fark ettiğim bakışları beni buldu ve yine utangaç ifadesiyle gülümsedi.

Onu görünce geçen gün unutup gittiğimiz olay geldi aklıma. "Dilara biz Ginger'ın sınıfına gitmedik lan."

Kaşlarını kaldırdı ve kantinde bakışlarını gezdirdi. Yine Dilara'ya bakan Ginger'ı görünce hızla tekrar bana döndü. "Hassiktir bana bakıyordu."

Sırıttım. "Diyorum ki hani ben olduğunu söyleyecektik ya sınıfına gidip."

Heyecanını üstünden atan Dilara 'hee'leyerek arkasına yaslandı. "Bilmiyorum ki sen istersen gideriz yani."

"Gidelim bi ara." Bu sefer Yusuf'un muzlu kekinden bir ısırık aldım. "Bir sürü olay oluyor bu aralar unutmuşum." diye ekledim bir yandan parmağımda kalan minik kek parçasını ağzıma götürürken.

"Lan." Dilara yine bana eğilerek kaşlarını çattı. Bir şeyin farkına yeni varmış gibi bir hâli vardı. Kafamı iki yana salladım ne oldu dercesine ben de ona yaklaşırken.

"Siz dün nereye gidiyordunuz Gamze'yle?"

Onu tekrar hatırlayınca çenemi elime dayadım ve sıkıntıyla bir nefes verdim. İstemdışı kantinde onu arayan gözlerim en uzak köşede üzgünce arkadaşıyla konuştuğunu görünce orada takılı kaldı.

"Dün benden hoşlandığını söyledi."

Dilara tekrar kaşlarını çattı. "Onu tahmin ettim de sen buna niye bu kadar sıkıldın? Biliyordun zaten?"

Burnumu kırıştırdım ve bakışlarımı Gamze'den çekip tekrar Dilara'ya döndürdüm. "Öptü de beni."

"Siktir." Ağzı şaşkınlıkla açıldı. "Bu kadarını beklemiyordum."

"Ben de." diye onayladım onu.

"Yaa kıyamam ama çok tatlı bir kızdı."

Omzumu yapacak bir şey yok dercesine silktim.

"O değil de kaç gündür seni öpen öpene, pilav boy oldun." İğrenmeyle gülmek arasında kalan suratına göz devirdim.

"Demişken," Çenesiyle kantin kapısını işaret etti. "seninki geldi."

Yine göz devirdim ancak merakıma yenik düşüp hafifçe yan dönerek arkamda kalan kapıya baktım. Birkaç arkadaşıyla birlikte yürüyordu. Keyfi pek yok gibiydi. Gerçi onu arkadaşlarıyla takılırken gülerken görmüyordum pek. Dışarıdan soğuk duruyordu.

"Savaş!" Dilara elini sallayarak onu adını haykırınca derin bir nefes verdim.

Aklınca benim onu Ginger da yaptığım gibi bizi yakınlaştırmaya çalışıyordu ancak bizim aramızda öyle bir şey yoktu.

Düşündüklerimi duysaydı 'nah' diye suratıma tüküreceğini tahmin edebiliyordum.

Dilara'nın seslenmesiyle bize dönen Savaş önce Dilara'ya sonra bana baktı. Gözlerimiz birkaç saniye birbirinde takılı kalırken bakışlarını ilk kaçıran o oldu.

Her zamankinin aksine daha tuhaf görünüyordu. Daha... Üzgün?

Sonra Dilara'ya hafifçe gülümsedi ve arkadaşlarına geri döndü.

Dilara da benim fark ettiğimi fark etmiş olacak ki kaşları çatıldı. "Keyfi yok gibi, gelir sanmıştım."

"Arkadaşları var Dilara, niye gelsin?" Rahat görünmeye çalışsam da ben de yanımıza geleceğini düşünmüştüm. Arkadaşlarıyla pek eğleniyor gibi durmuyordu.

Dilara biraz dudağını büzerek düşündükten sonra Damla'nın ona bir şeyler demesiyle ona döndü.

Yusuf da bir şeyler anlatıyordu ama dinlemek isteyesim yoktu.

Bakışlarım tekrar Savaş'a kayarken onun da bu tarafa baktığını fark etmiştim. Gözlerimiz kesişince tekrar bakışlarını kaçırdı.

İçimde anlam veremediğim bir sıkıntı oluşurken derin bir nefes verdim ve tek ayağımı karşı sandalyemde uyuyan Emir'in bacaklarının üzerine koydum. Biraz homurdanarak kıpırdansa da ayağımı itmedi.

Elim istemdışı kulak mememe gitmişti. Dalıp giden gözlerim üzerimde hissettiğim bakışlarla odağını geri kazandı.

Kaşlarını çatarak bana bakan Dilara'ya baktım. Bir kulağındaki parmaklarıma bir de bana baktı. Kaşları daha da çatıldı.

Yüzündeki 'bunu sonra konuşacağız' ifadesini görmezden geldim.

Çünkü sadece canım çok sıkkınken istemsizce kulak mememi çekiştirdiğimi bilen tek kişiydi.

Saçma bir huylarım bazen kendi kafamı bile karıştırmaya yetiyordu.

Neden Savaş'ın benden kaçırdığı gözleri ve keyifsiz ruh hâli canımı bu denli sıkmıştı ki?

Selamlaar💚

Yavrularım karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Taha'yı bir de dış gözden anlatmayı düşünüyordum bu da onu en çok tanıyan kişi Dilara'dan olur, ne dersiniz Dilara'nın ağzından bir bölüm gelsin mi?

Neyse çok konuştum bb

itiraf | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin