Hepiniz yarın ne olacağınızı bilmeden kuruyorsunuz hayallerinizi. Bugün "Günaydın" mesajına alışan aşıklar, yarın ki "Artık Konuşmak istemiyorum" adına atılmayacağı meçhul bir mesajı kalbinize sokmuyorsunuz.Zikrinizden bağımsız yaşatıyorsunuz kalbinizi.Hele akıl ve kalp ikilemesi tam da aşka yakışır hareket. Akıl kalple aşkı arada bırakacak öyle bir şey der ki bütün duygu düşünceler sise boğulur. Çünkü aşkın tek gayesi,bugüne tutkulu bırakmaktır kendini. Velhasıl Aşk anı yaşamaktır! Onca aşık kelebeklere neden düşkün zannedersiniz? Hoş ya! Çünkü aşıklar bugüne aşıktır. Kelebekler gibi sadece bugünü düşünürler. Aşk,acı değil koskoca bir izdir. Hiçbir ozan küçümseyecek kadar alt görmez aşkı fakat adına yüreğinde taşıdıklarının ismini verip noktayı koyabilecek kadar aşkı tanımlayabilirler. Çünkü aşk,insanı içmeden parça parça sarhoş edebilecek kadar alkollü,edasına matem edebilecek kadar sabırlıdır. Bazen öyle bir julide kafaya sokar ki sizi, hela olan yolda bile hissettirir varlığını.
Aşkı küçümsemiyorum! Küsüm zaten onunla. Onca insanın muzip yüzüne de bakmayın. Nice yıkık kalpler bilirim içi enkaz olan...Hoş! Kimse gülümsediği kadar mutlu ağladığı kadar üzgün değildir. Kaç insan vardır, adını çok tiz sesli birinden duyduğunda ağlamamak için yumruğunu sıkan. Ve kaçını bilirim ki sahnede rolü bitinceye kadar üzgün masum insan ayaklarına yatan.
Aşkı yaşamasını bilen,aşktaki o püf noktayı yakalayan kahramanlar,gerekirse bir ömür çiçek açtırır solmuş bir kalbe.Fakat aşk, ortalarda aşk aşk diye gezinip daldan dala atlayan kolpadan kalplere değil de aşkını kalbine zunhur gibi hapsetmiş insanlara yakışır.
Eğer içinizdekiler aşksa koyun elinizi sol tarafınıza "bekle" deyin gelip masal olacağınızdan değil de yaşayıp roman olacağınızdan... Aşk belki sevgi kadar derin değildir ama hissetmesi öyle zor öylle zorlayıcıdır ki... Kafanın en güzel,kalbin en saf,vicdanın en temiz yeriyle aşk aşk olmak ister.Çünkü o bir kalpte kalabalıklığı sevmez.Oysa ne çok ister aşıklar; bir sahil kasabasında manzaraya karşı park edilen arabanın içinde karton bardaklarla yudumlanan kahvenin radyodan çalan her şey seninle güzel şarkısına denk gelmeyi...
Aşıklar...İyi okuyun burayı..
Önünüzde bir yol bir yol ki her tarafı yaprak dökmüş ağaç. Bir yok ki her yanı karanlık. Ve daha da ötesi nice çıkmaz sokak. Takılı kalmayın bunlara. Eğer içinizdekiler aşksa, her şeyi göze alın. Kırmadan dökmeden incitmeden YORMADAN sevin! Aşk bazen taşlarla dolu upuzun yoldur. Küçükleri ezip geçerken büyük taşları alelade olarak görmeyin, görmeyin ki hırpalanmadan büyüsün aşk.
Ne iyi ki aşk:
Aşık Veysel'den ihaneti,
Atilla İlhan'dan kederi,
Cahit Sıtkı Tarancı'dan caresizliği,
Mevlanadan sabrı ve
Cemal Süreyya'dan aşkı dinlemek gibidir!
VE SEN! BUNU OKUYAN!
EĞER SOL TARAFINDA KALP DİYE TAŞIDIĞIN YERE BİRİNİN İSMİNİ KOYDUYSAN...EĞER KALBİNİN RİTMİNİ DEĞİŞTİREN VARSA SÖYLE!KORKMADAN MERTÇE! ÇÜNKÜ BAZEN ÇOK GEÇ OLUYOR VE GERİYE PİŞMANLIKLAR KALIYOR.VAKİT VARKEN AÇ KALBİNİ DE GEÇ OLMASIN.
Ha birde... Mutlaka bir kaç kitap okuyun. Bir sürü uçan balonu yüksek bir binadan gökyüzüne salın.Dans edin.Veee mutlaka aşık olun...Aşk sizi benliğinizden alıkoyan yepyeni sayfalarda baş karakter yapar ❤
AŞKLA KALIN.
