Dudaktaki uçuk sadece korkudan çıkmazmış baba, bu sabah şiş gözlerimle baktığım aynada öğrendim.
Sabahlara kadar dökülen gözyaşları da sebep olabilirmiş dudaktaki koca yaraya.
Baba, hani hep öğüt verir gibi konuşursun ya bana, bir kere de ben sana öyle konuşmak isterdim. Alıp karşıma seni, korkmadan, gözlerinin en karanlık yerine bakıp
"Senin eserinim."
Demek isterdim..
Çocukluğumun en güzel köşelerindeki sahip olduğum en kötü anılar..
Bana güvenmediğin her an..
Bana inanmaz bakışlar attığın her saniye..
Bana "yapamazsın" dediğin her gün..
Başka çocuklara özenmeme sebep olduğun her dakika
Geçmişimden kurtulamadığım her salise..
Peşimde sürüklediğin her şey..
Güvenemediğim her insan..
"İzle" demek isterdim sana baba. Güvenemediğim her insanı, yalnız başıma olduğum her ânımı izle.Fakat baba, biliyor musun? Zihnimdeki en kötü anımızı, tüm detaylarıyla bilen iki insan var.
O günkü seni, beni tanıyan iki insan var.
Karşısında hıçkırarak ağlamaktan korkmadığım insanlar var.
Baba, sen bana yalnız olmayı öğretmiştin. Baksana, yalnız değilim.
Ben, baba.
Ben, güvenebiliyorum artık.
Ben. Bana öğrettiğinin aksine, ağlamayı öğreniyorum.Ben, iyileşiyorum baba.
Sen, hastalandığımı düşünsen de, ben iyileşiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Right Now
Non-FictionHiçbir şeyi düzeltemesen de, yanında sunduğum tebessümler sahte değildi.. Bu yüzden, daima sana minnettar kalacağım...