Multi: Bora
"Nasıl bir şey yapsak acaba?"
"Düşünmem lazım anne." Bugün abimin doğum günüydü ve farklı bir şeyler yapmak istiyorduk.
Biraz düşünüp aklıma gelen fikir ile çığlık attım. "Buldum."
"Ne buldun kızım?"
"Mükkemmel bir fikrim var ama sonunda abim ölürse beni suçlamayın."
***
Çağrı'dan
Çalan telefonumu beklemeden açtım. "Seni çok seviyorum ama bunu yapmak zorundayım bu yükü daha fazla kaldıramam, bu yaptıklarım için lütfen bana kızma olur mu abicim elveda."
"Miray ne diyorsun saçmalama. Ne yükü? Miray! Lan cevap ver." O an telefonun çoktan kapandığını anladım.
NE DİYOR LAN BU?
Miray'ı birkaç kere aradım açmayınca annemleri aramaya karar verdim.
"Anne Miray nerede?"
"Yarım saat önce yürüyüşe çıkıyorum demişti hala gelmedi. Noldu oğlum bir şey mi var?"
"Yok bir şey anne." Onu da endişelendirmek istemedim.
Telefonu kapatıp kaldırımda yürümeye başladım. Kendine zarar vermemiştir di mi lan? Yok canım yapmaz herhalde öyle bir şey.
Telefonum tekrar çalınca gördüğüm 'MİRAY' yazısı üzerine derin bir nefes verdim.
Telefonu açtığımda tanımadığım bir ses benimle konuşmaya başladı.
"Şey merhaba ben bu telefonu yol kenarında buldum ve en son size ulaşılmış acaba sahibini nerede bulabilirim?"
Telefonu kapatıp yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Birkaç dakikanın ardından koşarak eve gittim.
"Çağrı bu halin ne böyle?"
"Anne, baba. Miray kendine zarar vermiş, kendini öldürmüş." Tekrar ağlamaya başladım.
"Kim ölmüş ya?"
"Sen ölmüşsün."
"Benim niye bundan haberim yok?"
"Miray? Ölmemişsin." Afallamış bir halde ona bakarken bana sarıldı.
"Doğum günün kutlu olsun. Umarım çok korkutmamışımdır." Gözyaşlarımı elinin tersiyle sildi.
"Ben korkmadım da senin korkman lazım. Lan, tek gecelik! Kaç yoksa ben yakalarsam çok kötü olur."
Miray koşarken ben de onun peşinden koşuyordum.
"ABİ VALLA DOĞUM GÜNÜN OLDUĞU İÇİN ŞEYETTİM."
"BEN SENİ BİRAZDAN ŞEYEDECEĞİM." Yerdeki yastığın üzerinden atlayıp koşmaya devam ettim.
"BABAĞĞ YARDIM ET. BİRİCİK KIZINI GERÇEKTEN ÖLDÜRECEKLER."
"Oğlum yeter kovalama kardeşini. Doğum gününü farklı bir şekilde kutlamak isteyen bizdik."
"Bu seferlik yırttın ama bir dahakine kurtulamayacaksın."
"Kurtulurum. Her zaman olduğu gibi." Göz kırpıp yanıma geldi.
"Tek gecelik."
"Efendim döl israfı?" Yanıma yaklaşana kadar bekledim. Yaklaştığında tutup koltuğa yatırdım ve gıdıklamaya başladım.
"Sarma adamlar seni s-hahahah sevsin."
***
Miray'dan
"Bora sarma mı sen mi diye soracaksan cevabım ilk otuz altı cevabımla aynı."
Oflayıp kapüşonunu kafasına geçirdi.
Ayağa kalkıp sınıfı dolaştım. Duvar tarafındakilerin yanına gittim. "Mete senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Ooo ayıp ettin başkan."
Sırada yana kapı bana yer açtı. Açtığı yere oturup sayısal lotoda geçen haftanın sayılarını oynadığım kağıdı çıkardım.
"Benim çok uykum var gözümü açamıyorum. Şuna bi baksana."
Kağıdı benim elimden aldı. Birkaç saniye sonra "ALLLLAHUU EKBEEER." diye bağırdı.
"Noldu lan?"
"Başkan zengin oldun ya beni unutma ayarla bir şeyler."
"Bana mı çıktı? Dalga geçme lan."
"Niye dalga geçeyim baya kazandın işte."
Tüm sınıf başımıza toplandı. Herkes bana araba al bana ev al filan demeye başladı.
"Çekilin o parayı bana verecek ve ben de o parayla yemek alıp yiyeceğim."
"Ben de ona eşlik edeceğim." Tuna ve Deniz'e göz devirdim.
Soğukkanlılıkla ayağa kalktım. Kağıdı alıp gözlerinin önünde yırttım. "Para bizi bozar."
Herkesin şaşkın bakışları eşliğinde ayağa kalktım ve yerime oturdum.
"Kupon sahteydi değil mi?" Bu bir soru değildi.
"İşte bu yüzden sevgilimsin."
Bölüm bu kadar kısa olduğu için çok özür dilerim. Okul olduğu için yazamıyorum ve yazmaya zaman bulamıyorum. Zaman buldukça yazacağım çünkü siz buna değersiniz.
Öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE SARMA SCHOOL
Humor*THE SARMA SUMMER adlı kitabın ikinci kitabıdır.* "Okul maceralarıma hoşgelmediniz çünkü ben de hoşgelmedim. Okuldan nefret ediyorum. Okuldaki derslerden, öğretmenlerden, öğrencilerden nefret ediyorum." "Hepsinden mi?" "Bora sen nerden çıktın yine?"...