- Ben bir meleğim. Tanrı'nın bir meleği. dedi ve yanıma geldi.
- Pekala çok korktum cici çocuk. Hadi şimdi bizi yanlız bırak! diye bağırdım Tanrı'nın bir meleğiymiş, beni arıyormuş.. Canınız cehenneme! Ben sadece öldürmek, insanlığın soyunu yok etmek ve Babam'ı, Lucifer'ı kafesinden çıkarmak istiyorum. Bu kadar konuşma da yeterdi.
- Alice, Ashley'e saldıramazsın! dedi.
- Aa, aslında saldırırım dedim ve gözlerimi yumdum. Ashley'nin kan kustuğunu düşündüm. Gözlerimi açtığımda Ashley ağzından kan kusuyordu.
- Alice, sana kötü davranmak istemiyorum dedi.
Şeytani kahkahamı attım ve
- Sen mi? Üzgünüm tatlı çocuk ama bu olmaz.
Cevap vermedi. Gözlerini yumdu. Her taraf beyaz bir ışıkla kaplandı. Bunun beni etkileceğini mi sanıyordu? Hayır. Bana hiçbişey olmadı ama kendisi yorulmuş olacak ki ışık bir anda söndü.
- Aslında Claus'cum bunun pek işe yaradığını sanmıyorum. dedim
- Lucifer kafesten çıksa bile Michael onu bir böcek gibi ezecek.
- Babama dokunamazsınız!! Ayrıca diyelim ki Michael, Lucifer'ı öldürse bile kendini sağlama almadığını mı düşünüyorsun? Ben varım!
- Sen de öleceksin Alice. Hemde 'Babam' dediğin Lucifer tarafından. dedi
- Umrumda gibi mi? Şimdi bana cehenneme nasıl giderim anlat bakalım cici çocuk. dedim
- Sana bunu asla söylemem.
- Pekala öyleyse seninle biraz eğleniriz ha? dedim imalı bir şekilde.
Ashley'nin ayağa kalktığını gördüm.
- Otur! dedim ve yere yığıldı.
Ben ne olduğunu anlamadan göğsümden aşağı sıcak bir sıvının aktığını hissettim. Baktığımda, göğsümün ortasında bir bıçak ve akan kanı gördüm. Bıçağı tutup yavaşca çektim ve yaranın kapandığını gördüm. Beni sadece Lucifer yada Tanrı öldürebilir ne de olsa.
- Claus.. Tahmin ettiğimden çok daha aptalmışsın! Beni sadece Lucifer yada Tanrı'nı öldürebileceğini bilmiyor musun?
- Biliyorum, ama bu herhangi bir bıçak değildi. Büyülüydü ve işe yaraması gerekiyordu. dedi.
- Gerizekalı!! Anlamıyor musun? İşe yaramaz!! diye bağırdım.
Çok fazla sinirliydim ve cehenneme nasıl gidileceğini öğrenmeliydim. Lennia söyleye bilirdi değil mi?
- Lennia! Buraya gel! diye bağırdım. Sağıma baktığımda Lennia buradaydı ama geri geri gidiyordu.
- Senin derdin ne Alice! Beni öldürtmeye mi çalışıyorsun?! Bir meleğin olduğu yere neden beni çağırıyorsun!? diye bağırdı. Haklıydı aptallık etmiştim ama Claus'u burdan gönderecektim.
- Bu meleği nasıl gönderecem!?
- Hiç uğraşma Alice, bizimle geliyorsun! dedi Claus. Tam beni kolum tutup çekiştirirken bir ışık patladı ve kendimi bir kapının önünde buldum ve yanımda Lennia vardı.
- Hazırsın değil mi? dedi ve yarım ağız sırıttı. Kapıdan anladığıma göre cehenneme giricektik.
- Hazırım. dedim ve kapı sonuna kadar çarpılarak açıldı. İçeri girdiğimde; çığlıklar, haykırışlar, yalvarmalar, ağlıyışlar, zincirler, kan, kemik, ateş, değiş bıçak ve kesme aletleri, işkence masası, et kancaları burayı kaplıyordu. İşkence gören, yanan bedenlerin haykırışları kulaklarımın içine doluyordu. Eski ben olsaudım kesin ağlayıp, korkup kaçmaya çalışırdım ama yeni ben bunu istemiyor. Açıkçası bu çığlıklar hoşuma gitti.
- Bu 9. kat dedi Lennia
- Katlar mı vardı dedim tek kaşımı kaldırıp.
- Evet, cehennem 9 katlı. Cennet ise 7 katlı. Cehennemde 9. kattaysan yine şanslısın. Daha kolay kurtulabilirsin. Şöyle ki; cehennemde 1. kat en dip, en derin ve en çok işkence görülen yerdir. Katlar yükseldikçe işkenceler biraz azalı fakat 1. kata düşüp 9. kata ulaşmak istersen bu 150 yılını alır. Biliyorsun ki cehennemde 1 yıl 30 yıl gibi geçer. dedi
- Evet bunu duymuştum.
- Cehennemin herhangi bir katına düşersen işkence edilmeden çıkamazsın. Tanrı öyle bir zorluk yaratmış ki birde, her katı tırmanarak çıkıyorsun ama sen her ulaşmaya çalıştıkça duvar uzuyor. dedi
- Pekala. diyerek yürümeye devam ettik fakat sonra tüm çığlıklar, feryatlar sustu. Ne olduğunu anlamadan sayamadığım kadar çok trilyonlarca kişi önümde diz çöktü. Baktığımda Lennia da oradaydı. Bunu sevmiştim. Sonra hepi ayağa kalktı ve hepsini görebiliceğim şekilde dizildiler. Önce yüzlerine bakmaya korkuyordum ama sanırım alıştım. Nasıl bir işkence görüyorlarsa hepsinin yüzleri ve bedenleri tarif edemeyeceğim şekilde kesilmiş, oyulmuş, yanmış ve daha çeşitli yara izi vardı. Normal bir insan yüzlerini görse psikolojik sorunlar yaşayabilirdi. Bir kişi öne çıkarak yanıma geldi.
- Seçilmiş kişi, benim adım Eria. Cehennem Askeriyim. Babamız'ın Seçtiği, Alice Behavior. Biz şeytan soyunun ve cehennemin artık kraliçesisin. Senin emrindeyiz. dedi ve bana içi kan dolu bir kase uzattı. Kaseyi aldım ve içtim. Tadı harikaydı. Evet, sanırım bebek kanından içtim. Giderek kötüleşiyordum. Ama bu hoşuma gidiyor. Kasedeki kanı içtikten sonra
- Evet, artık sizin kraliçenizim ve sizinle beraber insanlığın soyunu yok etmeye ant içiyorum! dedim ve hepsi ellerini kaldırarak desteklercesine çığlık atıyorlardı. Bu hoşuma gitti. Sanırım onları sevdim. Daha sonra tüm çığlık ve feryatlar geri başladı. Lennia yanıma geldi.
- Hadi Alice, bunu denemen gerek. dedi
- Neyi?
- İşkence yapacaksın!
Arkadaşlar biliyorum uzun zamandır yeni bölüm gelmedi çünkü telefonum sorunlu o yüzden yayınlıyamıyordum. Şimdi ise 2 bölüm yayınladım. Lütfen vote ve yorum, sizi seviyoruummm <3 :-D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucifer'ın Seçtiği
Horror"Sevgili Alice; Eğer bu mektubu okuyorsan ben çoktan öldüm. Sana doğmadan önce benim küçük meleğim diye hitap ederdim. Sen ne yazık ki melek değilsin. Bunun için çok üzgünüm. Ama sana harika bir güç verildi. Bu sıradan bir güç değil. Sen bir efsane...