10.BÖLÜM "S.A"

46 37 6
                                    

Gülüşün büyümüyor,
Gülüşün çocuk.
Seninle, 5 yaşında kalmak isterim. -Ali TEKELİOĞLU.
............

Unuttum mu seni acaba? Unutmaya çalıştım.
İstediğim an seninle konuşabilirdim, özelliklede yalnız olursak. Ama artık yeter! Seni unutmak bu kadar zor olmamalı. 6. Sınıftan beri bu çektiğim zorluk artık katlanılmaz hâle geldi. Bir aralar, tam seni unutucaktım ki tekrar seninle konuşmaya başladım. Yine uçtu midemdeki kelebekler göklere.
O kelebekleri yakalayıp kanatlarını koparmak isterdim fakat, öldüremezdim/öldüremedim.

.............................MELİSA KARCI

Kahveyi yapıp Uluhan'a getirdim. İçine tuz, reçel, bal... Ne bulduysam koymuştum. Uluhan bir kaç yudumdan sonra masaya koydu.

"Sizin bu kızınız, cidden bir tuhaf ya." annem merakla Uluhan'a baktı.

"Ne oldu oğlum, bir sıkıntı mı var?" Uluhan kafasını olumlu anlamda sallarken kahkaha atmamak için zor duruyordum.

"Sanki onu istemeye gelmişim gibi kahvenin içine neler katmış neler." bana baktı ve gülümsedi.

"Tabii, onu almamı istiyorsa o başka." bir anneme bir Uluhan'a bakıyordum. Gamzesine ayağım takılıp yere düştüğüm. Neden böyle yapıyordun ki?

"Uluhan, iki dakika gelir misin canım benim." Uluhan ayağı kalktı ve benim odama geçtik.

İkimizde odaya girdiğimizde kapıyı kapattım. "Uluhan, neden böyle bir şey yapıyorsun?" dedim. Hafifçe bana doğru eğildi ve gözlerini kıstı. "Ne yapıyor muşum?"

Uluhan'ı geri ittim, fakat nafile.

"Sen beni yenemezsin Dicle." dedi daha çok yaklaşarak.

"N-ne yapıyorsun?" dedim ona bakmaya çalışarak.

Gülümsedi, "bilmem."

Aklıma dediği şey dank edince hemen kaşlarımı çattım. "Ne demek seni yenemem?" kafasını sola çevirdi ve ofladı.

"O halde şöyle olsun, gittiğim bir mekan var. Oraya gel, kim kimi yenecek görsün. Tamam mı?" gülümsedim,

"İlk gün kimin kazandığı belli oldu zaten." Uluhan tek kaşını kaldırdı.

"Gelmeyecek misin?"

"Geleceğim." dediğimde serçe parmağını bana uzattı.

"Kaybeden?..." sözünü tamamladım.

"1 günlüğüne- ya da vazgeçtim 2 günlüğüne ne isterse yapar." kahkaha attı.

"Öyle olsun bakalım." deyip serçe parmağımızı birbirine kenetledik.

"Git artık, bu eve Ezel bile girmedi." eğildiği yerden doğrulduğunda farketmiştim yakınlığımızı. Uluhan kapı kolunu tuttuğunda ona baktım.

"Hayret, sen benim kolumdan başka bir kol tutar mıydın? Kapı kolumla sana hayırlı olsun." deyip gülümsedim. Kıkırdadı, kapıyı açtığında hemen çıktım ve annemin yanına gittim.

"Sultanım, Uluhan'ın annesi eve çağırıyormuşta. Gitmesi gerekiyor yani." dedim.

"Aslında annem çağırmadı..." dediği de ona sert bakışlarımı attım.

"Babam çağırdı." deyip şirin olmaya çalışarak gülümsedi. Annem seslice derin bir nefes verdi,

"O zaman, sen git babanın yanına. Hadi." Uluhan kafasını onaylar biçimde salladı ve evden çıktı.

Senin Adına (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin