Okulunda bir balo vardı ve bu baloya herkes davetliyi. Sen çok heyecanlıydın çünkü hayatında ilk defa böyle zengin temalı bir baloya gidicektin. Hemen çarşıya çıkıp kendine harika bir elbise aldın. Ama elbisede ne elbise. Giyince resmen göz kamaştırıyordun. Aynada kendine bakmadan edemiyordun. Balo gece yapılacaktı , bu yüzden sen tüm gününü balo için hazırlanmakla geçirdin.
Ve sonunda da balo zamanı geldi. Hemen heyecanala evden çıktın ve araba ile okuluna geldin. Ama balonun yapıldığı alana gelince büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşadın. Çünkü balodaki herkesin beraber dans ettiği bir kavalyesi vardı,ama senin yokdu. Bu durum baya sinirini bozdu ve sende bi kenarına çekilip dans edenleri seyretmeye başladın. İstemsizce gözlerinden yaşlar sürülüyordu sen onları elinin tersi ile siliyordun. Sonunda göz yaşlarını silmeyi bıraktın ve yanaklarından aşşağı doģru süzülmelerine izin verdin. O sırada bir el yanaklarındaki göz yaşlarını sildi. Sen hemen şaşkınlık ile yanındaki kişiye baktın. Bu Homicidal Liu'ydu. Ve sana sıcacık bir gülümseme ile bakıyordu. Sonra ayağa kalkıp bir elini sana uzatarak. " Acaba güzel hamfendi,benimle dans edermisiniz?" Diye sordu. Sen hala şaşkınlığını atlatamamışken Liu hızlı bir hamle yaprak seni oturduğun yerden kaldırdı ve dans pistine götürdü. Ve oradan DJ'e eli ile bir işaret yaparak çalan pop müziğini romantik bir müziğe çevirttirdi. Sonra bir elini beline koyup diğer elinede senin elini aldı. Ve beraber dans etmeye başladınız. Herkesin ortasındaydınız. Herkes hayranlıkla size bakıyordu. Sen herkes bakıyo diye utanmışdın ve başını aşşağıya eymişdin. Ama sonra Liu eli ile çenenden tutarak başını kaldırdı ve " Çok güzelsin..." dedi. Sen tabii bu sefer domatese döndün ama o hala senin gözlerine bakıyordu. Sende ne kadar utansanda balo boyunca onun gözlerinin içine bakarak dans ettin. Sonunda balo bitmişti ve herkes alandan ayrılıyordu. Sen fısıltılardan ve bakışlardan hala odak olduğunu anladın. Ama takmadın ve Liu'ya teşekkür etmek için arkanı döndün. Ama o yokdu. Bu seni hem şaşırtmış , hemde üzmüşdü. Ama sonra salonun içinde bir gül yaprağı patikası olduğunu fark ettin. Şaşkınlık ve heyecan ile patikayı izledin. Ve bu patika seni okul bahçesine çıkardı.
Yolu izlemeye devam ettin. Ve yolun sonuna kadar gittin. Önüne bir mektup ve gül çıktı. Sen mektuba eğilip bakınca adının çok güzel bir el yazısı ile yazılmış olduğunu gördün. Ve hemen mektubunu açıp okudun. Ve gözlerin yaşardı . Bu bir aşk mektubuydu. Ve Liu' dandı . Sana olan tüm hisselerini açıklıyordu. Sana çok uzun zamandır aşık olduğunu ve bu baloyuda onun planladığını söylüyordu mektupda. Ve daha bir çok yürek ısıtan güzel söz. Mektubu bitirince yere eğilip yerdeki gülü aldın, ama birdenbire gül ışıldamaya başladı. Hayranlık ve şaşkınlık ile güle bakıyordun. O sırada küçük bir not daha buldun yerde. Hemen açtın ve okudun notta. "Bu gül birgün senin güzelliģinin yanında solucak , tüm ışığını kaybedecek." Yazıyordu.
"Sen olsan ne yapardın?..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
