Ben yine ben bu hikaye birkaç şeyden esinlenerek ortaya çıktı ve bence iyi bir konusu var.
Multi media : Miray :)
Yapılan anonsla birlikte hemen kendimi dışarı attım.
Sonunda tekrar İstanbul'daydım. Ama sadece babamın cenazesine katılıp Los Angeles'a geri dönecektim.
Kapıya vardığımda elinde ismimin yazılı olduğu bir kağıtla beni bekleyen teyzemi gördüm. Burada olmak beni hiç rahatsız etmiyormuş gibi davranacaktım.
"Teyzooş"
"Naber deli kız." dedi. Ama gergin olduğu belliydi.
"İyi. " dedim. Ama o tek kelimenin içinde tonlarca nefret cümlesi pişmanlık ve yarım kalmışlık olduğunu bir tek teyzem bilirdi. Şebnem Teyzem.
"Ahh benim güzel kızım hadi bir an önce eve gidelim. Sana sürprizlerim var." dedi. Dolan gözlerime lanet okurken onu takip ettim.
Eve girer girmez ışıklar açıldı ve karşımda gördüğüm kişiyle bavulun sapı yere düştü. Anında gözlerim doldu ve özlem duygusuyla kaplandım.
"Melodi."
"Miray!. Tanrım bu sensin!" dedi ve bana koşarak kollarımı açmamı beklemeden beni ahtapot gibi sardı.
"Kaç sene oldu seni ahmak şey! İnsan bir arar telefon eder. " dedi ve burnunu çekti.
"Sulu göz " diye mırıldandım.
"Sürtüüük!" Diye bağırdı ve yine beni boğarcasına sarıldı.
Teyzeminde gözleri dolmuştu. Ama ellerini sallayıp kısa elbisesinin ucunu çekiştirdi. Kendine hakim olmaya çalışıyordu.
"Neyse siz özleminizi giderin. Bende yiyecek birşeyler hazırlayayım." dedi ve mutfağa gitti.
"Çol değişmişsin"
"Sen hiç değişmemişsin" dedim. Kahverengi saçlarını arkaya sıkıştırıp yine burnunu çekti.
"Evet. Ben değişmedim ama okul.."
"Sus. Ben ne okul ne eski arkadaşlar ne de Berk için gelmedim tamam mı?"
Birden başını kaldırdı. "Gidecek misin?"
Ağır ağır başımı salladım
"Yapma! Miray gitme lütfen. Ben seni bulmuşken gitme sakın!." dedi.
"Okula geri dönemem sadece babam için geldim. " dedim. Bana uzun uzun baktıktan sonra kafasını salladı.
"Hayır. Sen sadece o adam için gelmezsin. Kendine yalan söyleme. Beni özledin. Onlar ne halde bilmek istiyorsun. Ben seni tanıyorum Miray. Sonsuza kadar kaçamazsın. Kendine bir söz vermiştin."
Dedikleriyle gözlerim kocaman açılırken teyzem elinde tepsiyle donmuş şekilde bize bakıyordu.
Melodinin haklı olduğu kısımlar vardı. Sadece baba demeye utandığım adamın cenazesine gelmezdim ve onu çok özlemiştim. Ama Berk ve diğerleri umrumda değildi.
"O sözü ben çoktan çiğnedim. Artık umrumda değiller. Siz hariç kimseden haber almadım."
"O zaman Çağla nın neden burada olmadığını biliyorsundur."
"Evet." dedim. Çağla benim en yakın arkadaşlarımdandı. Ben gittikten sonra bana düşman olan Zelişle arkadaşlık kurmuştu. Tek güvendiğim Melodi kalmıştı.
"Ama yine de yarın cenazeden sonra gideceğim. Seninle bir daha hiç görüşemeyiz belki."
Bunu bile ruhsuz söylemiştim ve kendimi tanıyamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Dönüş
Teen FictionMiray Acar lisenin ilk yılı kötü arkadaşlar, sırtından vuran en iyi dostlar, aldatan sevgili, hakkında çıkan dedikodular ve sürekli aşağılanmasından sıkılmış ve üzerine de ailevi problemler eklenince okuldan kaçmıştır. Amerika' dan geri dönmesi baba...