Medya: Aiden Butler
Tanrı her geçen gün bu genç adamın günahkar bedeninin arınması için merhamet ediyordu. Fakat o bunun farkinda bile değildi...
Güneş oldukça karanlık olan odaya sızmaya başlamış ve doğru dürüst uyumamış olan Aiden'ın üzerine değerek uyanmasına sebep olmuştu. Aiden'ın bu sabah zihni çok parlak ve pürüzsüzdü. Günlerdir uğraştığı projesi bugün son buluyordu. Aiden herkesin sahip olmak
istediği hatta çoğu insanın hayal bile edemeyeceği zenginliğe sahipti. Çocukluğunun pırıltılı anıları hafızasından silineli çok olmuştu. Fakat derinlerde biryerlerde ufakta olsa bir merhamet
kırıntısı vardı. Muhteşem lüks bir evi,uçağı anımsatan servet niteliğinde bir arabası,
görevlerini çoktan başkalanna devrettiği holdingi, otelleri vardı fakat buzdan kalbini ısıtacak bir yuvası yoktu. Aiden kaslı bedenini ağır haraketler ile yataktan kaldırdı ve elini saçlarında gezdirerek mutfağa yöneldi. Aklında sadece her sabah içtiği acı kahvesini yudumlamak vardı.
Kahve makinesi fokurdarken Aiden tezgaha dayanmış hınzır bir gülümseme ile kahvesini bekliyordu. Sonunda kahvesi hazır olduğunda her zaman ki fincanını alarak ustaca doldurdu ve üst kata ulaşmak için sakince merdivenlerden çıktı. Aiden tüm bu haraketleri tıpkı bir robotmuş gibi ruhsuz ve ezbere yapıyordu. Üst katta bulunan büyük pencereye doğru yürüdü ve elinde ki fincanı bırakmadan eğildi. Yıllanmış ve çok değerli olduğu belli olan halıyı kaldırıp altında ki parkeden bir tahta çıkarttı ve boş elini parkenin altına soktu. Üzerinde iki anahtar bulunan anahtarlığı avcunun içine yerleştirdikten sonra bir üst kata çıkmak için merdivenlere yürüdü. Bu kadar genç bir insanın böylesine duygusuz ve ruhsuz hareket etmesi şaşkınlık yaratacak kadar garipti. Hayattan hiçbir beklentisi kalmayan bir yaşlıyı ve daha hiç birşeyi bilmeyen, önemsemeyen yeni doğmuş bir bebeği anımsatıyordu. Bu kadar büyük bir çelişki nasıl olmuştu da tek bir bedende can bulmuştu? Aiden tüm bu cevapsız soruların tek sahibi idi. Koridorun sonuna gelen genç adam karşısında ki kapıyı elindeki anahtarlardan küçük olanı ile açtı ve odasının aksine çok daha ferah olan çalışma odasını anımsatan ahşap dolaplı
odaya girdi. Masanın üzerinde bulunan saksının içindeki ufak anahtarıda alıp dolaba benzeyen ve odanın sağ köşesinde duran kabini açtı. Bu dolapta sıralanmış yaklaşık 30 tane fotoğraf vardı ve bunlardan 5 tanesi Aiden Butler'in bu gün buluşacağı kadın a aitti...
Aiden ifadesizce kahvesinden bir yudum alıp çenesini sıvazladı. Sonra da parmaklarını fotoğrafın üstünde gezdirdi. Kadının enterasan bir yüzü vardı ve esmer sayılabilirdi. Simsiyah saçları onu daha da cazibeli gösteriyordu. Gözleri acımasız bir yeşile sahipti. Büyük ama ince dudakları vardı ve şehvetle kıvrılmış vaziyetteydi. Aiden bu kadına bakarken çenesinin
kasıldığını ve midesinde hoş olmayan bir hissin canlandığını farketti. Hızla dolabı kapattı. Anahtarları yerlerine yerleştirdikten sonra büyük buluşma için hazırlanması gerektiğinı hatırladı ve hızlı adımlar ile odasına döndü. Görkemli odasının sonunda bulunan kıyafet odasına yöneldi. Mükemmel görünmeliydi. Bu lanet olası kadına hoş görünmek için
hazırlandığını hatırlayınca midesinde ki his biraz daha arttı ve yüzünü ekşitti. Siyah bluzunu ve siyah kotunu giydiğinde aynada ki görüntüsü yüzüne gülümseme yayılmasına sebep oldu. Onun için siyah huzurdu, siyah onun rengiydı, siyah tam anlamı ile Aiden Bulet'tı. Burnuna dolan kaliteli parfümünün kokusunu kibirle içine çekti ve sert adımlar ile odasını terketti. Avcunun içinde tuttuğu son model Bugatti'nin anahtarınıı daha da sıktı ve sarayları anımsatan büyük evinden çıkarak garajına yöneldi. Büyük garaj içinde ki son model arabalarına bakmak hoşuna gidiyordu. Sahi ne zaman bu kadar zengin olmuşlardı? Düşüncelerinden sıyrılarak elindeki anahtara bastı. Son derece konforlu koltuğuna oturduktan sonra büyük anahtarı kontağa yerleştirdi ve arabanın mükemmel hırıltılarını dinledi. Garajın açılan kapısı ile gözüne
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPKIN #WATTYS2015
Mystery / ThrillerHer kelimeyi bir cisim karşılar. Peki ya kusursuzluğu? Tabiki Aiden Butler. Tanrıları kıskandıran bu adam kanın cazibesine kapılmış bir şeytandı, sapkındı. Şehrindeki tüm "EN" leri tek tek yok eden genç adamın hesaba katmadığı birşey vardı. Ezberini...