Oneshot

3.3K 150 17
                                    

Bacağında hissettiği acı ile gözlerini araladı KyungSoo. Jongin, şişmiş olan tatlı yüzünü buruşturmuştu ve KyungSoo'nun bacağını tekmeliyordu. "Uyan artık Soo. Ah hadi ama daha uyanman için ne yapmam gerek?" Soo gözlerini iyice açıp Jongin'in yüzüne yaklaştı. "Yine ne var?" Sesi bıkkınlık ve yorgunluk barındırıyordu. Jongin kaşlarını çattı. "Benden bu kadar çabuk sıkılmış olamazsın.. Ben sadece.." Jongin sabahın yüzüne sunduğu şişkinlikle başını aşağıya eğdi ve gözlerinde hazır olan göz yaşlarından biri pürüzsüz yanağına düştü. Jongin tiz sesiyle devam etti. "Özür dilerim. Uyandırmamalıydım." KyungSoo'ya sırtını döndü ve sıkıca yorgana sarıldı. KyungSoo derin bir iç çekişten sonra başını Jongin'e çevirdi. "Hadi ama.. Sadece yorgun olduğumu biliyorsun. Bir saat öncesine kadar senin için milkshake almaya çıktım. Hala başım ağrıyor Jongin." Jongin çocuk gibi dudaklarını büzerek, KyungSoo'nun göremeyeceğini bildiği halde omuzunu salladı. KyungSoo kolunu Jongin'in etrafına doladı ve burnunu ensesine yaslayıp, sıcak nefesini üfledi. "Seni önemsediğimi biliyorsun." Kai karnını okşayarak, sırtüstü bir hal aldıktan sonra KyungSoo'ya döndü. Birden dönmesi karnı açısından çok zordu çünkü. Kollarını sıkıca KyungSoo'ya sardı. "Benden bıkmadın değil mi?" KyungSoo gülerek geri çekildi ve Jongin'in burnunun ucunu öptü. Parmakları ince çizgi halinde olan gözyaşlarına değdirdi ve yumuşak parmağını yanağında gezdirdi. "Ağlama öncelikle. Bu hallerine hamile olduğun ilk zamanlardan bu yana alışığım. Sadece bugün işimin üstüne ağır geldi o kadar. Sana agresif davranmamalıydım özür dilerim bebeğim." KyungSoo Jongin'i kendine çekti ve başını kendi göğsüne yaslanmasını sağladı. Jongin kendini suçlu hissetti. Düşünce gerçekten onu yoruyordu. İşe gittiği zamanlar bile arayıp bir şeyler istiyordu. Ama KyungSoo hiçbirini şu zamana kadar geri çevirmemişti. Hatta 1 saat öncesine kadar milkshake aldırıp sadece birazını içmiş ve yarısını midesinin kaldırmayacağını söyleyerek çöpe atmıştı. Şimdiyse canı kalamar çekmişti ama bu şekilde suçlu hissederken KyungSoo'dan bir şey isteyemezdi. Jongin'den ses çıkmayınca KyungSoo yine bir şey istediğini anlamıştı. Dudaklarını çikolata kokan saçlara değdirdi ve uzun süre boyunca öptü. Saçlarının kokusuna aşıktı. Bunu uzun zaman önce kabul etmişti. Gülümseyerek, "hadi ne istediğini söyle bakalım.." dedi. İsteksizdi ama bunu kendi çocuğunu taşıyan aşık olduğu adama çok göremezdi, değil mi? Jongin'in birden uykusu gelmişti. Yavaşça gözlerini kapatırken KyungSoo'nun bir şeyler mırıldandığını duydu ancak anlayamadı. KyungSoo uyuyan sevimli yüze bakıp gülümsedi. "Benim uykum kaçırıp kendin uyudun Jongin.. Yine.. Her gece olduğu gibi."

***

Her zaman ki gibi, sessiz bir kahvaltı yapıyorlardı. Bugünü diğerlerinden ayıran şey, KyungSoo'nun fazla yorgun ve her an uyumaya hazır haliydi. 

"Bugün işe gidebileceğine emin misin Soo? Çok yorgun görünüyorsun. Dinlenmeye ne dersin?" Jongin iştahla yemeğini yerken, gözlerini yemeğinden ayırmadan sordu. KyungSoo aşağıya kayan gözlerini yeniden açıp, iştahla yemek yiyen kocasına baktı. "Evet, eğer gitmezsem büyük ihtimalle işten atılırım ve böylece sen de aç kalırsın. Aç kalmayı kabul ediyorsan, şimdi odaya geçip kış uykusuna yatacağım." 


Jongin'in son lokması boğazında kaldı ve zorla önünde duran suyu içti. "A-aç mı? Ah, bak saat çoktan gelmiş. İşe geç kalacaksın." Kocasının kolundan tutup kapıya sürükledi ve eline çantasını verip, ayakkabılarını giymesini izledi. "Akşama görüşürüz, bebeğimize iyi bak," dedi Soo. Sonrasında elini Jongin'in ensesine atarak kendine çekti ve kalın dudaklarını yumuşak bir şekilde öptü. Jongin şaşırmıştı. Birkaç gün öncesine ona kendisini sadece cinsel bir nesne olduğunu söylediğinden beri KyungSoo ona hiç yaklaşmamış, sadece istediklerini yerine getirmişti. Kesinlikle öyle görmüyordu ama takıntılı bir Jongin'e bunu anlatmak çok zordu. Şimdiyse, bir şey diyemeden KyungSoo evden çıkmıştı. Kapıyı kapatıp, biraz düşündü. Aklına bir şey gelmişti fakat, bunu karnının acıkmasıyla unutmuştu. Buz dolabın açıp meyveleri çıkardı ve yanına salatalık turşusu kavanozunu da ekledi. Odaya giderken arkasında kahvaltının bile toplanmadığı, savaş alanını andıran bir mutfak bırakmıştı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 10, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

My Lucky BabyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin