Fazla konuşup canınızı sıkmak istemiyorum. Bayram dolayısıyla bölüm gecikti arkadaşlar. İnşallah bundan sonra daha sık yazmaya çalışacağım.
Ayrıca sıkılan var mı bilmiyorum ama şunu tekrar açıklama gereğini duydum ki bu hikaye dini konulara bağlı değildir ve olaylar sadece köyde geçmeyecek. Gelişmeler gelmeye devam edecek. sabırlı olup beklemeniz dileğiyle.
Keyifli okumalar. Öpüldünüz. :)
•●○•●○•●○•●○•
Sabah Fıstığın sesiyle gözlerimi açtım. Bayramlaşmaya gelmişti anlaşılan. "Ah Fıstık ablam seni duyarsa bayramlaşma falan dinlemez öldürür bu sefer" diye geçirdim içimden.
Yatağımı toplayıp kapıya yöneldiğimde ablamın uyanmadığını görerek rahatladım.
"Fıstık iyi bayramlar ama daha fazla havlarsan yavruların elini öpemeden ablam seni öldürek." Kendimi tutamayıp Fıstığın dışarı saldığı diline gülmeye başladım. Bu köpek gerçekten beni anlıyor olmalıydı.
Dedem bayram namazına gitmiş olacak. İçeri geçip her zaman açık bıraktığımız kapıyı kapattım. Bayram sabahları dedeme kapıyı kendim açmayı alışkanlık haline getirmiştim.
Ablamın yanına geçip derin bir nefes aldım. Uyandırıldığında çok sinirli oluyordu. Yavaşça elimi saçlarına doğru uzatırken
"Nuran, şuraların tozunu da al. Hiç mi temizlik yapmadın hayatında pis kadın."
NURAN... Bu ismi duyduğumda olduğum yere civilendim. Gözümün önüne tam dört gün önce kolumu tutup bağırdığı an geldi. Ve hemen ardından tehdit etmesi ve kolumu sıkması ve terbiyesiz olmam ve... ve...
"Bana menajerimi arayın."
Ablamın o evde hanım olduğu hayallerini rüyalarında da gördüğünü anlamam iki saniyemi almıştı.
Ah ablam ah... Arefe günü Nuran ablalara temizliğe gittiğinden beri bu hayalleri kurup heyecanlanıyordu. Bir anlam veremiyordum bu isteğine. Çünkü biz bu evimizde de çok mutluyduk.
Az önce çektiğim elimi tekrar ablamın saçlarına uzattım.
"Ablacığım kalk hadi dedem birazdan gelir."
"Çek ellerini üzerimden!"
Neden herkes bana bağırıyordu bu sıralar?
"Ama abla bugün bayram dedem namazdan gelir şimdi, daha elini öpeceğiz. Kalkmalısın. "
"Tamam be tamam! Vıdı vıdı etme başımda!"
Dedem gelmeden Şükran Teyze'nin verdiği elbiseyi giymek için aynanın karşına geçtim. Tişörtümü çıkardığımda gözüm kolumun üst kısmındaki morluğa takıldı. Hemen hemen geçmek üzereydi.
" Ne o kız? Yine aynanın karşısında ne yapıyorsun? "
Aniden duyduğum ablamın sesiyle sıçradım ve diğer elimle morluğu kapattım.
"Ne var kız orada? Ne saklıyorsun sen elinin altında?"
"Hiiiçç..."
"Kaldırıver bakayım şu elini."
Ne diyecektim şimdi?
"Bu ne be? Ne oldu kız koluna?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir İyilik Yap
General FictionYeni Bölüm: Pazar Bu kitabı birlikte yazıyoruz. Hem öksüz, hem yetim. Hem çocuk, hem torun. Hem köylü, hem zehir gibi Hem kimsesiz, hem terbiyeli. Hem yoksul, hem karun kadar zengin. Nasıl mı oluyor? Nurgül'ün hayatı bu kitabın içinde.