Bekle bizi Kuşadası!

669 77 3
                                    

Dosyaları gözden geçiriyordum, hatta bildiğiniz süzüyordum, kırk yıllık süzgeç bile benim kadar süzmemiştir. O denli istikrarlı, o denli işini layığıyla yapan, o denli odaklanmış. Tabii bu odaklanmanız, Asuman gibi bir oda - iş arkadaşına sahip olunca kısa sürüyor. Kapıyı çaaaat diye kapattı. Bir anlık Nirvana'ya gittim, geldim. Ödüm hala Nirvana da duruyor tabii.

"Kız ne yapıyorsun, kaç para bu kapı biliyor musun sen? Maaşından fitil fitil alırlar valla!"
"Ay, umurumda bile değil. Böyle adaletsizlik adalet sayarında yok (!) Bu nasıl iş ya?"
"Ne olmuş, birileri yine seni erkek mi sanmış? Asumancığım, bu değişiklikte de olmuyorsa artık kusura bakma. Kadınlık sana göre değilmiş. Bak bildiğim çok iyi bir dok..."
"Ya, dalga geçme bir, bir dalga geçme ya! Bizim sayemizde kazandıkları ihaleyi, görüşmek ve ön bilgi almak için Cemre'yi yolluyorlar!"
"Ee, gitsin kızım. Oda iş yapsın, hem ön bilgi çok daha zor. Çalışsın sıcağın beynin de!"
"Aaaay, her şeyi bana yaptırıp kendinin yattığı o kadar belli ki. Haruncuğum, Kuşadasın da ki yedi yıldızlı otel bu. Üç gün çalışacaksın, beş gün tatil yapacaksın. İki tane sıska bacağıyla nasıl olur da dört ayak üstüne düşüyor anlamıyorum ya." Hafifçe gülümsedim. Asuman'ın yanına yaklaştım ve elimle çenesini tuttum: "Cemre güzel bir kadın. Üstelik de zeki. Güzelliğini, zekasıyla kullanıyor. Ben erkek olarak gidip Doğan Bey veya üst patrona salınacak değilim. Bazıları yapar, bazıları yaşar."
"Sıçarım böyle işte ya!" deyip, masanın üzerindeki kalemleri devirdi. Sonra da eteğini çekiştire çekiştire odadan çıktı. Kız ne oluyor? Asuman yoldan çıktı, kız gel buraya!
"Asuman, ne bu hal? Nereye gidiyorsun sen? Ne bu çekiştirmek? Zaten zor kapatıyor, niye çekiştiriyorsun sen?"
"Ay, Harun bir dur! Ben halledeceğim. Geliyorum."
"Kız, neyi halledeceksin?"
"Geliyorum, dedim ya! Bir çekil!"
"Kızım, gel buraya!" Asuman önden, ben arkasından gidiyordum. Cemre'nin bulunduğu odaya girdiğinde asker de yaptığım gibi sağa dönüp, kendi odama doğru yürüdüm. Genel de kızlarla tanışmam da böyle olur. Dümdüz yürüyorum, baktım gittiğim yerde yüz yok. Bu sefer kendime doğru yürüyorum.

Ben yedi yıldır bu şirkette çalışıyorum, bu olay en az otuz sefer başıma gelmiştir. Ama hiçbir şeyi devirmedim, pardon. Sekizinci de binlik rakı devirdim. Eve gidince de annem beni devirdi. Resmen Smack Down yaptık. En son koltuğun üstüne çıkıp, üstüme atlamıştı. Resmen kaburga eti dövüyormuş gibiydi. Dümdüz etti beni. Terbiyesiz halimi alıp, terbiyeli hale çevirdi. Neyse. Ne demek ulan, Japonya'ya gidemezsin? İhaleyi alan ben, koşturan ben, uyuyamayan ben. Sırf seksi ve çok güzel diye ön bilgi alıp, tatil yapmaya giden Gizem Hanım. Neyse ki gitti. Kaldı orada. Ee, Doğan Bey! Herkes ben gibi sadık mı?! O zamanlar toyduk tabii. Şirketin yeni yılları. Alışkın değildik. Şimdi koyuyor mu, koymuyor. Neden? Bünye alıştı.

Bünye alıştı dedikten sonra çaaat masamın üstüne dosya fırlatıldı. Nirvana'dan daha yeni dönen ödüm, tekrar oraya gitmişti. Bende kendi kendime patladım. Ama ciddi ciddi patladım.

"Asumaaaan, delirtecek misin beni kızım? İnsan gibi hareket etsene."
"Sana insan gibi hakaret ederdim ama Şuan çok mutluyum. Gidiyoruz, tatlım. Biz gidiyoruz!"
"Nikah dairesine mi? Olmaz. Önce ödüm gelsin. Onu bekleyelim."
"Kuşadasına!"
"Ne? Nasıl yani?"
"Eteğimi çekiştirdim, aynı onun gibi. Girdim odasına. Gösterdim fotoğrafı. Üç ağabeyinin telefon numarasını da bir bir okudum, dedim böyle mi böyle? Adaletsiz yapmak var mı? Var mı o göz bende? Ne yapacağını ikimiz de biliyoruz, kim önce davransın?" dedim.
"Oha Asuman. Ohaaaaa. Şantaj bildiğin bu."
"Adaleti aramak, bulmak ve çözmek Haruncuğum. Adaleti sağlar yasadışı yollar. Gitti hemen, ne dediyse üç saniye sonra siz gidiyorsunuz dedi."
"Senden korkmaya başladım, Asuman. Oha!"
"Daha yeni mi korkmaya başladın?"
"..."



Bekle bizi tatil cenneti!

Şerefsizsin çünkü, yaparsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin