"Yaşamak bir düş kırıklığıdır.'' -Oscar Wilde
1. Bölüm:"Firar."
16 Kasım 1984
Dört genç adam derin düşünceler eşliğinde, tahtadan yapılma masanın üzerinde olan büyük kağıda bakıyorlardı. Aralarında en cüsseli olan genç, omuzlarını dikleştirdikten sonra hazırladıkları planda herhangi bir pürüz arıyordu. Kusursuz olmalıydı, her zamanki gibi.
Oldukça kaliteli olan koyu kahverengi tahta masada hazırladıkları planı eline aldıktan sonra dikkat çekmek istediği belirtir bir şekilde, elinde olan buruşuk kağıdı ses çıkarır bir vaziyette salladı.
Üç genç adam dikkatlerini cüsseli gence çevirdiler.
"İki saat sonra Beyazıt Köşk'te olmamız gerekiyor, son hazırlıkları yapın." Genç adam sözünü bitirdikten sonra büyük dolapta bulunan çantasını masanın üstüne bıraktı.Gaz lambasının aydınlattığı odada, sarı saçları göze batan genci göz hapsine aldı bir süre. "Özellikle sen Alperen."
Ona hitaben kurulan cümleye genç bıkkın bir yüz ifadesi ile karşılık verdi.
"Alperen'i evde bırakalım bence, can güvenliğimizi güvence altına almış oluruz." dedi Alperen'in yanında oturan siyah saçlı genç. Alperen arkadaşının söylediklerine sahte bir kırgınlıkla baktı. Ardından sitem ederek;
" Ne yanlışımızı gördün Asaf."
Asaf gözlerini büyüterek inanmaz bakışlarıyla baktı genç arkadaşına, dağınık saçlarını düzelterek arkadaşına hitaben konuştu.
"Çok değil, iki hafta öncesi, Hasan'ın evini soyarken bizi az daha yakalatıyordun!" Bakışlarını sarışın arkadaşından geçerek iri cüsseli arkadaşının gözlerine baktı onay istercesine, ardından tekrar sarışın arkadaşını muhattabı seçti ve sitemle konuştu. "Hem de bir kar küresi yüzünden!"
Alperen arkadaşının kızgın sesi ile oturduğu tahta sandalyede omuzlarını düşürerek gözlerini arkadaşlarından kaçırdı. Alperen' in kar kürelerine takıntılı bir ilgisi vardı. Bu minik ilgi başına birkaç sorun açmıştı geçmişte.
Korkut, "Olan oldu, üzerinde fazla durmanın bir gereği yok." dedi. Şu an istediği son şey gereksiz bir tartışma yaşamaktı.
Kollarını masanın iki yanına koyarak eğildi. Elindeki buruşuk kağıdı önüne çektikten sonra arkadaşlarına son bir kez daha planı anlattı.
Plan oldukça basitti, onlar için. Korkut bir yandan planı son kez arkadaşlarına anlatırken masanın en ucunda oturan kumral genç olan Nihat, yünlü ceketinin içinden ezilmiş sigara paketini çıkarmış, masanın üstünde bulunan mumun ateşiyle sigarasını yakmıştı. Sigaranın zehirli dumanını ciğerlerine çektikten sonra dumanı odanın içine saldı. Tahta sandalyeye sırtını yaslayarak dikkatlice konuşan arkadaşını dinledi. Her zaman ki gibi.
Korkut hemen karşısında oturan arkadaşına baktı bir süre. "Söylemek istediğin bir şey var mı Nihat?" dedi.
Nihat kafasını olumsuz bir manada sakladıktan sonra sigara külünü pencere kenarında duran küllüğe savurdu.