Chapter 2

48 6 0
                                    

GİNA

‘’Ben Harry’’ dedi sanki sesi daha çekici olamazmış gibi. Rahatlayıcı bir sesi vardı, yavaş konuşmasıyla daha güzel oluyordu.

Dediklerini umursamadan sadece sesine odaklanmıştım. Ne dediğini bilmiyordum. AH TANRIM! Daha ilk günümden böyle olamazdı. O yürümeye devam ederken gerçek hayata döndüm. İlk gecemden arkamdan konuşmalarını istemezdim.

Hilary’I özlüyordum, o benim en iyi arkadaşımdı.

‘’Artık bitti. 3 senedir hiçbir şey değişmedi ve ben çok sıkıldım.’’ Dedim en yakın arkadaşıma en sevdiğim kırmızı bavuluma sevdiğim kıyafetlerimi koyarken.

‘’Seni anladı mı ? Yani ona gideceğini söyledin mi ?’’

‘’Evet anladı, o hep anlıyor. Hiçbir zaman kavga çıkarmıyor, onunla her şey çok sıkıcı, kalmam için kavga bile çıkarmadı ve 3 sene oldu.’’ Dedim gözümdeki yaşlarla. Artık ağlayamazdım. Londra’ya gidiyordum, kendim için yeni bir başlangıç yapıyordum ve bunun için Brad’I arkada bırakmalıydım.

 Brad benim 3 senelik erkek arkadaşımdı. Çok iyiydi ancak onun yanında sıkılmadan duramıyordum. Yaptıklarımızı daha ilgi çekici yapmaya çalıştım ama olmuyordu. Bir parça eksikti. Buna onu söyleyemezdim, çok üzülürdü. Brad’e hayallerimi gerçekleştirmeye gideceğimi söyledim. Son dakikaya kadar bekletmemem gerektiğini biliyordum ama bu en iyisiydi. Daha fazla zaman kaybedemezdim.

 ‘’Londra’ya gidip hemen bir ilişkiye başlamayacağına söz ver. Yavaştan al tamam mı ?’’ dedi Hilary beni havalimanına bırakırken.

‘’Zaten şuan yeni bir ilişkiyi kaldırabileceğimi zannetmiyorum. Söz veriyoruum.’’ Dedim. Bu en yakın arkadaşıma verdiğim ilk sözümdü.

Kafamı salladım ve Harry’nin yürümesini izledim. Mükkemmeldi ama şuan birine ilgi duyamazdım. Daha değil.

Louis elinde yeni bir içkiyle gelip bana uzattığında ona teşekkür edip içkiyi aldım.

‘’Kim flip cup oynamak ister ?’’ diye bağırdı Louis.

 O an ne yapmak istediğimi bilmiyordum ancak birden ‘’Ben isterim!’’ diye bağırdım.

 Sonuçta yeni bir ülkedeydim.

 Flip Cup: İki takım oluyorsunuz, takımlarda kişiler eşit olmalı. İlk kişi içkisini içip bardağı ters bir biçimde masaya koyuyor. Sonra sırada ki kişi aynı şeyi yapıyor ve ilk bitiren takım oyunu kazanıyor.

Louis bir kaç arkadaşını aldı ve oyunu oynamak için mutfağa götürdü. Arkadaşlarının hepsinin çok çekici olmasalar tatlı olduklarını düşündüm. Sarışın olan, sanırım adı Niall. O tanıştığım öbür çocuklardan daha kısaydı. Perrie dışında tek mavi gözlü sarışın olan da oydu. Onun içkili olduğunu söyleyebilirdim çünkü yanakları pembe olmuş kelimeleri tekrarlamaya başlamıştı bile. Ed adında biri ile tanışmıştım. Tatlı gülümsüyordu ve birsürü dövmesi vardı. Neden tüm erkeklerin ‘birsürü’ dövmesi var ?

 Çoktandır flip cup oynamamıştım. Ama çok iyi oynardım. Oynadığımız ellerin hepsinde ben kazanıyordum.

 '’Bir el daha oynarsam kusucam.’’ Dedi Niall eğilerek. Ona güldüğümüzde utançtan daha da kırmızı oldu.

Play With Freedom (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin