Scretfriend (Harry Styles)

İsminle soyadım çok yakışmış

Stylily: Aman Tanrım sen gerçekten Harry Styles'sin ve ben seni engelledim.

Stylily: Çok çok özür dilerim.

Stylily: Cevap vermezsen anlarım. Telefonum evde ve ben evden kaçtım. Sana ulaşabileceğim tek yer burası ama sanırım geç kaldım.

Stylily: Yine de bir gün okursan, seninle sohbet etmek ve zaman geçirmek hayatımın en güzel gününü yaşamamı sağladı.

 4 gün sonra

Secretfriend: Oh. Sonunda senden mesaj alabildim. Hepimiz senin için çok endişelendik. İyi misin? Yanına gelmemi ister misin?

Stylily: Kibar davranıp 'hayır, bütün işini bırakıp gelmene gerek yok' diyemeyeceğim. Sana ve sevgi dolu kollarına ihtiyacım var.

Secretfriend: Adresi mesaj at.

Adresi gönderdim ve Stella'ya döndüm. "Harry buraya geliyor." "Adresi buraya gelmesi için gönderdik. Ne zaman geliyor?" hala şoktayken bana cevabını bilmediğim sorular sormamalıydı.

"Bilmiyorum. Bildiğim tek şey aşık olduğum adam benim için buraya geliyor. Yaptığım o saçma şeylere rağmen geliyor"

Kaşınan bileğime elimi attığımda tenim yerine kumaş hissettim. Bu da neydi böyle? S*ktir!! Harry'nin bandanası. 

"Seni anlayamıyorum bileğinde Harry'nin bandanası varken nasıl 2 hafta boyunca onun hayal olduğunu düşünebildin?" Bugün benim de cevabını bilmediğim soruları sormaktan vazgeçmeliydi. "Bilmiyorum. Banyoya girdiğimde nasıl yıkandığımı bile hatırlayamıyorum." günlerdir sayılamayacak kadar fazla olan hıçkırılarımdan biri dudaklarımdan kaçtı. "B-ben dü- dünyadaki en aptal i- insanım. Lanet o-olsun." Stella yanıma gelerek kollarını etrafıma sardı. Sakinleşene kadar sırtımı sıvazladı. "Git ve duş al. Dostun olarak artık kokmaya başladığını söylemek benim görevim." gülümseyerek başımı salladım. "Banyo dolabında kıyafet, havlu ve çekmecede kullanılmamış iç çamaşırları var."

Banyoda yeterince uzun kalıp kirlerime veda ettim. Kurulanarak üzerimi giyindim. Saçlarımın da nemini havluyla almam yeterliydi. Yemek masasını hazırlayan Stellaya gülümseyerek sarıldım  ve yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. "Şimdi güzel kokuyor muyum en iyi arkadaş?" gülerek sarılışıma karşılık verdi. "Evet, güzel kokuyorsun." ayrılıp muzipçe gülümsedi. "Ama yıkandığın için değil. Benim duş jelim ve şampuanım güzel koktuğu  için." konserden sonra ilk defa kahkaha attım. Masaya göz gezdirdiğimde 5 servis tabağını fark ettim.  "Misafirlerin kim?" "Misafirlerimiz. Harry mesaj attı, Niall ve Zayn ile yemeğe gelip gelemeyeceklerini sordu." Z-zayn mi? "Bu kadar erken geleceğini tahmin etmiyordum ve Tanrım Zayn ile karşılaşmaya hazır hissetmiyorum. Daha Harry ve diğerlerine alışamamışk-" Stella zil çaldığında elime tahta kaşığı tutuşturdu. "Geldiler. Lütfen tuvuklarımı yakma ve sakin ol" Sakin ol derken benden daha çok kendini uyarıyor gibiydi. Derin nefesler alarak yemeklere döndüm. Rezilliğin en üst seviyesindeyken extra rezil olmak istemiyordum. Kısa süre sonra mutfağa Harry ve Stella girdi. Üzerindeki pembe kazak ve dar kotuyla bile nefes kesiciydi. Hızla koşup boynuna sarıldım. Kolları beklemeden beni sardığında ağlamaya başladım. "Şşşşt lütfen ağlama Stylily" kullanıcı adımla seslenmesiyle ayrıldım. "Soyadının hesaplarda kullanılmasını sevmediğin halde kullandığım için özür dilerim ve tüm bu şe-" "sorun değil" kulağıma eğilip fısıldadı. "aramızda kalsın kullanıcı adına kızmadım hatta isminle soyadım çok yakışmış."