'Hayatınızı 'onsuz geçiremem' dediğiniz üç şey nedir?'
Benim hayatımdaki onsuz geçiremediğim üç şey: Kitap, telefon, kulaklık.
İyi okumalar dilerim...
▌▌▌▌▌▌
İki saat yirmi yedi dakika on yedi saniye...
On sekiz, on dokuz, yirmi...
Ve kilit sesi!
Oturduğum yerden hızla kalkıp kapıya bakındım. Koral gelmişti.
"Saf ayağına yatmakta ısrarcı mısın?" Sakin çıkan sesine karşılık sakin bir sesle cevap verdim.
"Asıl sen, anlamamakta ısrarcı mısın? Aynı şeyleri anlatmaktan sıkıldığım gibi, senin de dinlemekten sıkıldığını görebiliyorum... Beni bırak, kapansın bu konu! Ne kıymetli kardeşin varmış! Ölmedi ya?!"
Koral'ın çenesi seğirmeye başlarken derin bir nefes aldım.
Yine başlıyoruz! Buyurun cenaze namazına!
"Gazel! Benim sinirlerimi yerinden oynatma!" Dudaklarımda alaylı bir gülüş oluştu.
"Oynatırsam ne olur sayın Koral Emir Yılmazer?" Koral'ın gözleri aynı iki buçuk saat önceki gibi git gide kararırken tehlikeli bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Seni öyle bir düzerim ki, değil kalkmak, kıçının üzerine bile oturamazsın!" Dediği edepsiz laflar gözlerimi kocaman açmama sebep olurken kendimi toparlayıp bağırmaya başladım.
'"Hoşt ulan! Allah'ın abaza herifi! Git kendini düz önce! Sen benimle nasıl konuşursun böyle adi herif?!" Her bir kelimem önce onu sonra beni sinirlendirirken yanıma yaklaşıp boğazımdan tuttu ve duvara yasladı.
Nefes alamamaktan daha çok hızı yüzünden gözlerim kocaman açılırken boynuma hafif bir baskı uyguladı.
"Bana bak küçük aptal! Kimle ne şekilde konuştuğuna dikkat et! Yoksa bir çarparım; sanatını çıkartırım duvara!" Git gide nefesim daralırken bacağına tekme attım. Bunu beklemeyen Koral'ın verdiği tek tepki boynumdaki elini gevşetmek oldu.
Ağzımın içinde homurdanıp bileğini tuttum. Parmaklarının altına parmaklarımı sokup elinin boynumdan ayrılmasını sağladım.
"O eli oradan bir çek! Sözde adamsın birde!" Koral'ın gözleri öfkeyle parlarken zorlukla boğazımdan ayırdığım elini tekrar boynuma götürdü ve hafif bir baskı uyguladı.
"Bana bak kadın! Benim adamlığımı sorgulamak ne sana, ne de başkasına kalmadı! Ya şimdi sen bana gerçekleri paşa paşa anlatırsın... Ya da sana öyle şeyler yaparım ki mecbur konuşmak zorunda kalırsın!" Yaptığı boş tehdite boş bakışlarla karşılık vererek konuştum.
"Bana hiçbir bok yapamazsın Yılmazer! Şimdi bas geri! Benimde cinlerimi tepeme çıkartma!" Tehdidine tehditle karşılık vermem onu hiç memnun etmemişti...
Boğazımdaki baskı biraz daha arttığında sabır çekip bir şey anlamasına izin vermeden dirseğimle kolunun iç tarafına vurup bileğini ters çevirdim. Kendini toparlamak üzereyken kendimi duvardan ayırıp bileğini bıraktım ve ondan olabildiğince uzaklaştım.
Koral boynunu çıtlatarak bana döndüğünde yapacağı şeyi bekledim. Ya yanıma gelip pekte narin olmayan bir şekilde tek hamlede boynumu kıracaktı; ya da ben öldürmem süründürürüm diyerekten tek tek tüm kemiklerimi kıracaktı. Aklıma gelen bu iki şey yutkunmamı sağlarken Koral'ın bana yaklaşmasıyla geri çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN
RomanceBağlı olduğum sandalyede kıpırdanırken yere değen ayakkabı sesini işittim... Gözlerim bağlı olduğu için etrafı göremezken, bu daha fazla korkmama sebebiyet verdi. Bana kim yaklaşıyordu bilmiyordum ama iyi birinin yaklaştığını sanmıyordum... Zira aya...