ÇOK MUTLUYUM.

96 9 10
                                    

ABİ VOTE VERİN

VERMEYENLER OKUMASIN AQ

Bugun sabahın köründe kalktım, yine. Giyindim dişler saç yüz falan, çıktım sonra. Melle buluştuk. Yolda Jordan piçiyle karşılaştık. Grubundan dışlanmış galiba, Melissa'ya geri geldi. Ağladı falan ama. Melissa çok cici görünür, yine de serttir, ağzına sıçtı yolladı çocuğu. Öyle fena haldeydi ki ben bile üzüldüm. Affet dedim. "Salak mısın kızım ya senin de bu melekliğinden başlıyacam ha." dedi. Nerdeyse dövüyordu amk kıpkırmızı oldu. Altıma sıçtım yani. Jordan neden dışlandı acaba, neyse öğreniriz bi ara.

Okula gittik, ilk dersimiz ortaktı. Sınıfa yerleştik falan, makaraydı ders iyi eğlendik, bu arada o sinemaya gittiğimiz çocuklarla yakınız artık, hatta biriyle ekstra yakınım ;))););));) Çok aşırı yakışıklı, belki Isaac'ten fazla. Öyle yani. Çocuğun beni sevdiği belli oluyordu, bende de hafif bişeyler vardı ama sevgi denilemezdi. Isaac'ten vazgeçmem hiç kolay olmaz zaten, ayrıca bilirsiniz; böyle şeyler kızlar arasında tartışılır ölçülür biçilir. Ancak karar verilir ve Melissa nedense desteklemiyor. Ben de evet demeyi düşünmüyorum zaten pek.

Bay Hudson'ı dinlemek yerine bunları düşünürken ders bitmişti. Çıktık, Melissa o çocuklarla takılırken tuvalete gidicem dedim ve temizlik dolabının önünden geçerken bi el o önceki serserinin tuttuğuyla aynı yerden tutup çekti kolumu. Sonra dudaklarımda dudak hissettim. Anında ittirip tokatladım. Kapıyı açtığım anda sert bi şekilde geri kapandı ama tam kapanırken karşımdakinin yüzünü hafif aydınlatan ışıkla tanır gibi oldum, yada çok sevdiğimden halüsinasyon gördüm ama o Isaac'ti. Ağzım açık mal gibi baktığımı görmüş olacak ki "selam" dedi. Bu onun sesiydi. Rüya mı görüyorum acaba diye kendime tokat attım. Uyanmadığımı sanıp tekrar deneyecekken elimi tuttu, bana baktı. Yani çok karanlıktı ama bana bakıyordu heralde, az çok görüyorduk. "Napıyon lan" dedi. Mal mal baktım sadece. Çok heycanlanmıştım. Yıllardır aşık oldugum çocuk karşımda ve elimi tutarak bana bakıyordu. "Ben Isaac" dedi falan, kendini tanıttı, sanki bilmiyormuşum gibi. Sonra bana sordu, "Adım Isabel" dedim ve kafamın gelip gittiğini hissettim. Bayılmamalıydım, olmazdı. Bu mükemmel anı batırmamalıydım. Kendi kendime boğuşurken bayılmadım, savaşı kazandım. Ama birden kendimi bir çift kolun arasında buldum. Isaac'e yaslanmış, bana sarılmasıyla güç alarak ayakta duruyordum. Tanrım bu çocugu nasıl dengemi kaybedecek kadar sevebiliyordum. Zorla cesaretimi toplayıp, "Ben seni..." dedim, "...seviyorum" dedi. Bu sefer bayıldım sanırsam.

Gözlerimi açtığımda revirde yatıyordum ve başımda Mell vardı. Burayı çok görmüştüm ama ilk defa ben yatıyordum. Hasta gözünden çok tuhafmış ha. Neler olduğunu sorduğumda, "Tuvalete giderken ayağın kaymış heralde, nasıl kaydıysan hayvan gibi ilk teneffüsten beri baygınsın, anca kalktın amk son dersin bitmesine 20 dk var. Babanı falan arıyorlardı da yalvardım resmen. Baban zaten bi değişik, kalp krizi geçirirdi adam. Neyse okul kapanana kadar uyanmazsa arayacaklarını, dönüşü olmadığını söylediler, dua ettim lan resmen kalk diye."

"Isaacla bir şey olmamış mı ya?"

"yok niye?"

"Hadi yaa."

Moralim bozulmuştu, ama ne bekliyordum ki. Tabii ki rüyaydı. Oysa ki tokat çok gerçekti.

"Melissa..."

"evet kamki?"

"Bana uyanmam için vurdunuz mu?"

"Belki 1-2 kere ):):)"

"Hay allam ya hahah"

":D"

Karşılıklı güldük, ama benim moralim bozulmuştu. Rüyalar neden gerçek olmaz ki diyorum ama bazen ya kabuslar da gerçekleşseydi deyip her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu anlıyorum. Gerçekler acıtıyor belki ama hayaller acıtacak kadar bile gerçek değil. Ben bunları düşünürken Melissa "Hemşire gelse de çıksan" dedi ve çağırmaya gittiğini söyledi. O çıktığında odaya Isaac girdi. Bu da rüya değildi heralde.

"M-meraba"

"selam?"

"I-ısabel?"

"evet?"

"B-ben LANET OLSUN ARGH! Ben Isaac"

Bağırması beni korkutmuştu ve kekeme miydi bu çocuk? değildi ya.

"Biliyorum, kekeme miydin sen ya ?"

"Hayır bak ben seni çok seviyorum tamam mı. Beni izlemeni seviyorum bana baktığında istemsizce gülüyorum, sakarlıklarına aşığım gülüşüne ölebilirim. Gözlerin benim en sevdiğim mavi. Karşına çıkmaya utanıyordum, üstelik sevgilim varken başkasını sevmek tuhaftı ve hala utanıyorum seninle konuşmaya o yüzden konuşmam tuhaf oluyor ama normalde öyle değilim. Her neyse Isabel, seni her şeyinle her şeyim olacak kadar seviyorum."

"NE AHAHAHHAAHAHHAAHHAHAHA"

"K-komik bir ş-şey mi s-söyledim???"

"Hayır ama bunlar gerçek olamaz"

"Neden?"

"Sen beni sevmezsin ki"

"Seni her şeyimi verecek kadar sevebilirim."

"Buna inanmıyorum."

birden eğilip alnımı öptü.

Gözlerim faltaşı gibi açıldı, kal geldi bana, sonra burnumu öptü, iki yanağımı öptü. Dudakları sıcak ve yumuşak, öylesine aşık olunasıydı ki, ben de bir daha aşık oldum.

"Seni seviyorum, tahmin edebileceğinden fazla."

dedim.

Yanağımdan dudağını çekip dudağıma doğru yaklaştı,

"Eğer şimdi seni öpersem, dudakların daima benimkilere mühürlü olur ve asla başkasına vermem, ister miydin bunu?" dedi.

Dudaklarımı hafifçe yukarıya doğru uzatıp onun dudaklarına değdirdim.

Tanrım bu an gerçek olamazdı.

Gerçekti. TAMAMEN GERÇEKTİ. çünkü tam o anda kapıyı öküz gibi açan bi Melissa duvarın yanında belirdi. Ve rüyamda bu anın mallaşmasına bir kere daha izin vermeyecek kadar iyi rüyalar görmeliydim, aksi takdirde kabus olurdu. Ama kabuslarımda Isaac olmaz ki❤️ Of neyse.

"Şş, hayalci hatun kalk okul bitti"

diye girdi, bizi öyle görünce gözlerini hayvan kadar açtı, kalakaldı, sonra elindeki telefonumu masaya bırakıp,

"Eve beraber gidersiniz kumrular, öptüm"

diyerek gitti. Tekrar söylüyordum bu sefer inanarak, bu an gerçek DEĞİLDİ. Gerçeklik bu kadar güzel olmazdı. Melissa gidince toparlandık, çıktık revirden hemşireye babamı aramadığı ve benimle ilgilendiği için çok teşekkür ettim ve eve doğru yola koyulduk. Tanrım yaşananları idrak edemiyordum. Isaac yanımdaydı, okuldan sonraki tüm o uzun saatleri el ele, sarılarak ve koşturarak mal mal geçirmiştik. şuandaysa bi eli omzumda, diğer eli elimdeydi. Dünyanın en mutlu insanı bendim, beni hafifçe öpüp o tapılası gülüşü yaparak yönünü tarif ettiğim evime bıraktı (Aynı yerde oturduğumuzun tahmin ettiğim gibi farkında değildi :D ama olsun, artık biliyor.) Saniyesinde odamın camına çıkıp 10 metre uzaktaki kendi evine yürüyüşünü izledim. En sevdiğim gecenin karanlığında, en sevdiğim, en sevgilim yürüyordu. Ona sevgilim demek öylesine tuhaftı ki, 4 yıl olmuştu. Ondan başka kimseyi sevmeyeli, 4 yıl. Sevgilim özür dilerim, seni asla bırakmayacak sana deliler gibi aşık, hayranım sana ben. Bugün uyumak istemiyorum, yarın bir şeylerin değişmesini istemiyorum. He ayrıca günlük, saat geç olduğundan Melissa çoktan uyumuştu kesin, ama gelecek sabah ilk olarak ondan gelen ortalığı inleten ve bana, o gittikten sonra n'aptığımızı soran bi aramayla uyancağımı biliyordum.

Ve bir şey diyeyim mi günlük, bu kez Isaac perdeleri kapatmadan uyudu. Çok mutluyum. İyi geceler.

Yağan Yağmurda AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin