Önümdeki soğumuş kahveden bir yudum daha alıp gözlerimi yeniden kitaba çevirdim. Eve gelir gelmez ders çalışmaya başlamıştım. Telefonumun kilidini açıp saate baktım.Saat yedi buçuk olmuştu,yaklaşık üç buçuk saattir ders çalışıyordum.Biraz mola vermeye karar verip kalktım,mutfağa gidip bardağımı bıraktım.Salona geçtiğimde ablam televizyon izliyordu.Ona eşlik etmeye karar verip oturdum. Birkaç dakika sonra zil çaldığında kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki?Kapıyı açtığımda Ayza karşımda duruyordu. Neşeyle "Merhaba ben geldim."deyip içeri girdi.
"Günce abla nasılsın?"
"İyiyim Ayza,sen nasılsın diyeceğim ama pek bir neşeli görünüyorsun."
"Evet keyfim yerinde.Vee Nefes 'i kaçırmaya geldim. Bir yerlere gideriz diye düşündüm."dediğinde hızla kendimi salondaki koltuğa atıp "Bu saatte mi?"dedim.Canım hiçbir yere gitmek istemiyordu."Ne varmış canım saatte!Hem erken döneriz."deyip sorarcasına bakmaya başladı."Hayır Ayza gelemem.Ders çalışmam lazım."dediğimde bıkkınlıkla suratını buruşturup "Ders,ders,ders. Başka bir şey düşündüğün yok mu senin? " dedi.Ablam da "Bence de git kafanı dağıtmış olursun hem."diyerek onayladı Ayza'yı.
Benim sessiz kalmam üzerine Ayza "Hazırlanman kaç dakika sürer?"dedi sırıtarak.Belki de dışarı çıkmak iyi gelebilirdi."On beş."deyip yerimden kalktım.
Sanırım çabuk ikna olmuştum.Akşam dışarı çıkmayı sevmezdim. Ama bunalmış hissediyordum ve kafamı dağıtmam gerekiyordu. Odama gidip hızlıca giyindim. Saçlarımı da tarayıp açık bırakmaya karar verdim.Kısa sürede hazırdım.Salona gidip "Hadi çıkalım."dedim.Ayza ayaklanınca ablama "Görüşürüz."deyip evden çıktık.Yürümeye başladığımızda "Nereye gidiyoruz? " dedim.Gülerek bana bakıp cevapladı."Yeni bir kafe açılmış. Çok güzel diyorlardı,oraya gideriz diye düşündüm.Hem karaoke de varmış.Belki şarkı söyleriz ha?"
Hızla ona bakıp başımı iki yana salladım."Sakın beni zorlama şarkı falan söylemem bak! Şimdiden anlaşalım."dediğimde "Tamam be söyleme! Söylesen şaşırırdım zaten!"dedi.
Bir süre sessizce yürümüştük.Sonra daha fazla vakit kaybetmemek için taksiyle gitmeye karar verip bir taksi çevirdik.Yaklaşık on dakika sonra kafenin önünde taksiden indik.
İçeri girip boş bir masaya geçtik.Güzel bir ortam vardı.Masaların karşısında ise karaoke için bir sahne oluşturulmuştu.Yeni açılmış olmasına rağmen fazlasıyla müşteri vardı.Sadece bir iki masa boştu.
Garson gelince birer latte sipariş verdik.Ayza da ben de gözlerimizi etrafta gezdiriyorduk.Burayı gerçekten sevmiştim.Etrafa mavi tonlar hakimdi ve insanın içini ısıtıyordu.İnsanlar sahneye çıkıp şarkı söylemeye başlamıştı. Birkaç dakika sonra içeceklerimiz de gelmişti.
Bir yandan kahvemi yudumluyor bir yandan da şarkı söyleyen kişiyi dinliyordum. Etrafa bakınırken gözlerim o maviliklerle kesişti. Onun burda ne işi vardı? Hızla gözlerimi kaçırdım. Birkaç saniye sonra Ayza yaklaşıp "Nefes, Arel burda."dediğinde "Biliyorum gördüm."dedim. Keşke hiç gelmeseydik. Bazen gerçekten kendimi anlamlandıramıyorum. Bazen onu görmek istiyorum bazen ise onu gördüğüm yerde kaçasım geliyor. Tutarsız davranıyorum. Tıpkı şu an olduğu gibi.Kalkıp burdan gitmeli miyim yoksa kalmalı mı? Neden kaçayım ki?Kalmalıyım.
Bir yudum daha kahve alıp bütün düşünceleri beynimden savurdum. O burda değilmiş gibi davranabilirdim.
Bir süre ona bakmamayı başarmıştım.Ama beynim durmadan ona bak diye sinyal gönderiyordu.Dayanamayıp bakışlarımı ona çevirdiğimde gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Farklı bakıyordu,derinden.Gözlerinde o kadar çok anlam vardı ki. Burdan okuyabiliyordum.Acı çeker gibi bakıyordu ve ben buna dayanamıyordum! Sanırım onun gözlerine ilk defa bu kadar uzun bakıyordum.Mavi gözler bu kadar güzel mi oluyordu?Ah!Ne diyorum ben?
Ne o çekiyordu bakışlarını ne de ben.Sonra hızla yerinden kalkıp yürümeye başladı.Ben de gözlerimle onu takip ediyordum.Sahnede şarkıları ayarlayan adama bir şey söyleyip mikrofonu aldı ve sahnenin ortasına geçti.Şarkı mı söyleyecekti?
Gözlerimi yine ona kenetlemiştim.O da gözlerini bana çevirip şarkıya başladı.
Kalbim kırık,yüreğim can çekişir
Olmadığın geceler,hayalinle geçişir
Kimse bilmesin gülüşünü,kimse görmesin
Hiç mi hatrım yok?Bu can,gitme ölmesinBu şarkıyı benim için söylediğine emindim. Gözlerini gözlerimden ayırmadan şarkıya devam etti.Sesi daha duygulu çıkmaya başlamıştı.
Sımsıkı sarıl bana,hiç bırakma yar...
Sevmesende yalan söyle,seviyorum de banaSımsıkı sarıl bana,hiç bırakma yar...
Sevmesende yalan söyle,seviyorum de banaSanki şarkıyı yaşıyordu.Aslında bir nevi duygularını dile getiriyordu.Neden bu şarkıyı söylüyordu ki?Zaten kendime ve duygularıma zor hakim oluyordum.Onun bu aşık hallerini gördükçe irademi daha fazla kaybediyordum!
Kimse bilmesin gülüşünü,kimse görmesin
Hiç mi hatrım yok?Bu can,gitme ölmesin
Sımsıkı sarıl bana,hiç bırakma yar...
Sevmesende yalan söyle,seviyorum de banaGözlerinin dolu dolu olduğunu burdan fark edebiliyordum.Bakışlarını bir an olsun benden ayırmamıştı ve ben de ona bakmayı sürdürmüştüm.Bu giderek daha zor bir hal alıyordu.
Sımsıkı sarıl bana,hiç bırakma yar...
Sevmesende yalan söyle,seviyorum de banaGözünden bir damla yaş çenesine doğru süzülürken artık vazgeçmiştim her şeyden.Ne olacaksa olsundu! İnkâr etmenin bir anlamı yoktu.Seviyordum!
Sımsıkı sarıl bana,hiç bırakma yar...
Sevmesende yalan söyle,seviyorum de banaKendime engel olmaktan vazgeçip masadan kalktım ve emin adımlarla sahneye yürümeye başladım.Şaşkınlıkla gözleri beni takip ediyordu.Yanına geldiğimde karşısına geçip şarkının son sözlerini söylemesini bekledim ve şaşkın bakışlarla son sözlerini tamamladı.
Sımsıkı sarıl bana,hiç bırakma yar...
Sevmesende yalan söyle,seviyorum de bana
Seviyorum de bana,seviyorum de banaHızla kollarımı boynuna dolayıp kulağına "Seviyorum... "diye fısıldadım.Ne yapacağını şaşırmış öylece duruyordu.Birkaç saniye sonra olanları kavramış olmalı ki kollarını belime doladı."Şarkıdaki gibi yalan değil,değil mi?"dediğinde "Değil,seni seviyorum. "dedim.Kahkahası kulaklarımı doldururken havalandığımı hissettim.Beni etrafında döndürürken etraftaki insanlar ıslıklar eşliğinde bizi alkışlıyorlardı.Durduğunda ondan uzaklaşıp gözlerine baktım.Az öncenin aksine sevinçle bakıyordu bu defa gözleri."Bu sözleri duymayı ne kadar istediğimi bilemezsin!Seni seviyorum nefesim! Seni çok seviyorum! "deyip beni yeniden kollarının arasına aldı.
Mutlu hissediyordum. Dudaklarıma yerleşen gülümseme gitmiyordu.Biraz uzaklaşıp elimi tuttu."Hadi gidelim."deyip yürümeye başladı.Gözlerimi elimi tutan eline çevirdim birkaç saniyeliğine.Ardından yürümeye başladım.
Bakışlarım Ayza'ya kaydığında gülümseyerek bana bakıyordu. Arel'e "Nereye gidiyoruz? "dediğimde "Bilmiyorum, sadece gidelim."dedi.Ona ayak uydurup yürümeye devam ettim.Kafeden çıkınca yan yana yürümeye devam ettik.Hâlâ elimi tutuyordu.Kalbim neden bu kadar hızlı atıyordu?
Biraz daha yürüdükten sonra durdu.Sakin bir caddedeydik.Bana dönüp önce gözlerime baktı sonra bakışlarını ellerimize indirdi. "Buna inanamıyorum!Şimdi sen,sen beni seviyorsun yani?"dedi sorarcasına. Neden ikide bir soruyordu ki zaten çekiniyordum.Sessiz kaldım ve gözlerine bakmaya devam ettim."Lütfen söyle!Bir kez daha duymak istiyorum."dedi.Umutla gözlerime bakarken ellerimi yanaklarına koyup "Seni seviyorum. "dedim.Gülümsemesi genişlerken birkaç saniye sonra bağırmaya başladı."Seni seviyorum Nefes!Sana aşığım!"Hızla yanına yaklaşıp elimi dudaklarına bastırdım."Sessiz ol, ne yapıyorsun!"dedim.Ama hoşuma gitmişti açıkçası. Elimi çektiğimde "Bugün benden mutlusu yok Nefes!"dedi ve yine sarıldı."Sana doyasıya sarılabilmek,gözlerine özgürce bakabilmek öyle güzel ki!"dedi.
Gülümsemem genişlerken bizi öfkeyle izleyen kişiden bihaberdim.
***
Sonunda kavuştular😊 Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Teen Fiction"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...