Bölüm 1

11 3 2
                                    


her zaman olduğu gibi yine sıkıcı bir güne uyandım. Liseyi bir an önce bitirip şu okuldan ve şu hayattan kurtulmak istiyorum. Günlerden pazar! ne kadar güzel! salı günü geldiğim şu cennet gibi yerden sırf işe yaramaz bir okul için cehennemime geri dönmek zorundayım! cennetim bildiğim yerden cehennemime doğru ilerleyen arabaya bindim.. kulaklığımı kulağıma geçirip hiç bir şey düşünmeden şarkıya eşlik ettim.. zaten bir süre sonra uyuya kalmışım. merak ettiyseniz cennet dediğim yer Antalya cehennemim ise Ankara... Ankara'yı sevmediğimden değil bazı insanların bana hayatımı zehir gibi yaşamam için elinden geleni yaptığı için cehennemim oluyor. 4 saat süren yolculuğun ardından sonunda eve ulaşınca biricik yatağıma yerleşip boylu boyunca yattım. elime telefonumu alıp Whatssapp uygulamasına baktım. kimseyle konuşmak istemiyordum. En yakın Amerikalı arkadaşım Kai'le bile. bana küsmediğinden emindim beni tek anlayan kişinin o olduğunu düşünüyorum.

lanet olası okula gitmek için lanet olası bu uykuyu çekmem lazım!

                                                                                   *   *   *


zorla giydiğim üniformanın üstüne yeleğimi geçirip evden çıktım. dolmuş durağına geldiğimde herzaman ki gibi doluydu. dolmuşun gelmesiyle herkesten önce girip en arka cam köşesine oturdum. kulaklığımı takıp herzaman dinlediğim ruh halini bozan şarkılardan açıp dinlemeye başladım. size okuldan neden bu kadar nefret ettiğimi anlatayım! aslına bilindik hikayelerden. herkes gibi dokuzuncu sınıfın başında plotonik aşık oldum. ve hep olduğu gibi rezil oldum. herkesin bir 2. erkeği varmı bilmem ama benim olmadı olayınca yanlız kaldım. kimse benimle dolaşmak istemedi... aslında kendimede şaşırıyorum ben onun tipinde erkeklerden hoşlanmam. böyle onları seven kızları herkese rezil edecek kadar düşük seviyeli insanları... iğrenç! başıma bunun geleceğini bile bile sevdim! ah! ne kadar salağım iki güzel davrandı diye benden hoşlandığınıı sandım.! benim durumumda olanlar için; boş verin! yapması çok zor ama gerçekten boş verin! o kadar düşük seviyeye inmeyin.. size beni nasıl etkilediğini açıklayayım; lisenin ilk günü herkeste anlamsız bir heyecan olur ya ben onun yüzbininci katını falan yaşıyorum.  bu benim plotonik te 11. sınıf. sınıfta heyecanlı bir şekilde ordan oraya gidiyorum. arkadaş çevrem falan oldu. biri girdi sınıfa 

"11. sınıflar geliyo yandık amk" dedi. nedenini herkes anlamıştır herhalde.

ben aldırmadım. uzun boylu altı kişi girdi içeriye sınıfın içine dağıldılar. biri direkt gözlerime bakarak üstüme doğru yürüdü ben ondan gözümü kaçırdım tabi kolumdan tutup beni oturduğum yerden kaldırdı.

" bu senede kızlarla uğraşalım!" deyince diğer 5'i gülmeye başladı. oturduğum sıra az önce sınıf arkadaşlarımla doluyken şimdi bir tanesi bile yanımda değildi. hatta sınıfta kimse yoktu. bu nasıl bir okuldu böyle?

"kimsiniz?" deyince saçının ön tarafını sarıya boyatmış olan çocuk bana doğru eğildi.

"sence?"

"bu okulda bunu yapamazsınız!"

"bu  okulda kimsenin umrunda değilsin..."

saçımdan tutup beni yere fırlatmaya çalıştılar. ama düşmedim. hep bir ağızdan "oo" deyip gülmeye başladılar.

"dayanıklıymış ta bu" kolumdan sertçe yine kendilerine asıldılar. kolumdaki acı çoğalırken gözlerimin dolduğunu hissettim. kafama yediğim darbeyle kafamı sıraya çarptım.  kafamın acısıyla inleyince öğretmen masasına dayalı olan çocuk 

"yeter!" diye ciddi bir şekilde bağırınca hepsi durdu.

"sınıftan çıkın" emriyle  sırıklar sınıftan çıktı. o çocuk bana doğru yaklaştı. kıpırdamaya halim kalmamıştı. Astım hastasıydım zaten.

"ben yeni gelenlere böyle yapmalarını engellemek için burdayım. onlarla takılıyorum. aslında bende yapmaktan zevk alıyorum nedensizce ama sana yapmalarını istemedim. cebinden çıkardığı mendili uzatıp dudağımdaki kanı sildi.

"kendine dikkat et" deyip gülümsedi ve sınıftan çıktı

"serseriler..!" diye bağırdım arkasından. o gün bütün gün onu düşündüm aklımdan çıkmıyordu. onların amacının da bu olduğunu bilmiyordum. ertesi gün okula mutlu mutlu gittim.ondan hoşlanmaya başlamıştım. yaklaşık 3 hafta boyunca okulda onu gördükçe mutlu oluyordum. oda bana sürekli gülümsüyordu. yine okula hasta olduğum halde sırf onu görmek için gittiğim bir gün. fazla salağım. yorgun argın merdivenlerden inmeye çalışırken klasik olan şey ayağım takıldı veonun üstüne düştüm. daha doğrusu ikimizde merdivenlerden yuvarlandık. onun üstüne denk gelmiştim ve sol tarafından kafam sarkmıştı kafamı kaldırayım derken dudağı dudağıma deydi. DİKKAT! öpüşmedik sadece değdi.

"özür dilerim" deyip üstünden kalktım

"önemli deği.. bunu sevdim" deyip yerden klktı bende yerde oturuyordum. utançtan kafamı eydiğimde kolumdan tutup beni kaldırdı.

"iyimisin?" dedi direk gözlerime bakarak hızla gözlerimi kaçırıp

"hıhı" diye cevap verdim

"ah.. dudakların çok zayıf yine hemen kanamış.." deyip yine bir mendil çıkardı. bu mendil ilk gün dudağımı sildiği mendildi. deseninden ve üzerindeki kan lekelerinden anlamıştım. 


                                                                    *** **** **** ********

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALBİMİN SESİNİ DUYUYORMUSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin