| 9 Haziran 2007 - Cumartesi |
- Başardım!
Kahverengi piyanosunun başından kalkıp mutfakta yemek yapan annesinin yanına gitti. Doğum gününden beri çalmaya uğraştığı o şarkıyı artık çalabiliyordu.
Piyanoya başlamasını annesi istemişti. Bu yüzden annesine gösterme isteği duyuyordu. Çaldığı her şarkıda gördüğü gülümsemeler onun için paha biçilemezdi.
Elinden tutup piyanonun yanındaki sandalyeye çekiştirdi. Fazlasıyla heyecanlıydı.
"Ya hata yaparsam..." diye geçirdi içinden. Derin bir nefes alıp parmaklarını büyük beyaz tuşlarda gezdirmeye başladı.
Dört dakika süren şarkının daha ilk dakikasında hata yapmıştı. Sinirle mırıldanıp annesine döndü.
- Baştan başlamak istiyorum. Gitme sakın.
Annesi gülerek başını salladı. Bu hırsı ona çok tatlı geliyordu.
Yoongi şarkıya yeniden başladığında annesi bir anda ayağa kalktı. Şarkısını dinlemek istemediğini düşünüp üzülecekti ki mutfaktan gelen duman kokusu ciğerlerini doldurdu.
Annesinin hızla mutfağa gidişini izledikten sonra o da peşinden geldi. Çok korkuyordu.
Kapının eşiğinden baktığında annesini alevler içindeki mutfağın ortasında buldu. Kapının önüne düşen alev içindeki eşyalar ne onun içeri girmesine, ne de annesinin çıkmasına izin veriyordu.
Ne olduğunu anlayamadan annesinin çığlıklarını duydu. Yapabildiği tek şey ise dolu gözlerle annesini izlemekti.
- E-evden çık! dedi öksürükler içindeki annesi.
Hızlıca başını sağa sola salladı. Onu burada bırakmak istemiyordu.
- De-dediğimi yap lütfen oğlum!
Dediklerine rağmen ufacık bir adım bile atmıyordu. Atmayı da düşünmüyordu.
Şok içinde dikilmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Vücudu kaskatı kesilmişti.
- G-git! diye bağırdı ve dumandan dolayı bayıldı.
Son sözlerinde bile oğlunu korumak istiyordu.
Yoongi'nin boğazında düğümlenen hıçkırıklar birden dışarı çıkıvermişti. Annesi gözünün önünde kül oluyordu.
Evet, gerçekten de annesinin kül oluşunun her saniyesini izlemişti.
Soluduğu dumandan dolayı gözleri yavaşça kapanıp bedeni yer ile buluştuğunda yarım yamalak siren sesleri ve onu kucaklayan bir beden dışında hiçbir şeyi seçemiyordu.
Annesi, onu koruyup kollayan, her daim seven kadın kül olmuştu.
Gözlerini açtığında her taraf bembeyazdı. Etrafta birkaç polis ve başında dikilen babası vardı.
Polislerin sordukları sorulara kısaca cevap verip bir daha konuşmadı. Sadece hıçkırıkları duyulabiliyordu.
Başında bekleyen babası polisler gittikten sonra Yoongi'ye sinirle bağırmaya başladı. Bütün bu olanların sorumlusu olarak Yoongi'yi görüyordu.
- Ahmak şey! Mutlu musun yaptıklarından dolayı?! Ne derdin vardı şu aptal piyanoyla?!
Piyano kelimesi beyninde o görüntülerin yeniden canlanmasını sağladı. Kulaklarını aptal bir çınlama doldurunca elleriyle kapayıp çığlık attı.
Birkaç hemşire gelip babasını odadan çıkardı. Fakat dışarıdan gelen sesler rahatlıkla duyulabiliyordu.
- Senden utanıyorum! Katilsin sen!
Yoongi her dediğine katılıyordu. Annesinin ölmesinin nedeni o ve çaldığı aptal piyanoydu.
Ağlaması daha da artınca babasını uzaklaştıran hemşirelerden biri sakinleştirici vermek zorunda kaldı.
Yavaş yavaş gözleri kapandı ve sesi kesildi. Şimdi susmuş olabilirdi ama içi hep ağlayacaktı.
Selam.
İlk bölümü atıyorum eğer (okuyan kişiler için konuşuyorum) sevmezseniz devam etmeye tenezzül etmemeyi düşünüyorum çünkü derslerimi sıkı tutmalıyım.
Eğer Light of Life kitabımı okuduysanız bilirsiniz benim kelebek fic'lerimi.
Bu da bir kelebek fic ve muhtemelen ondan da kısa olacak.
Fic'in tamamı First Love'dan alıntıdır hani böyle gidip laf etmeyin sonra söylemiş olayım.
Dediğim gibi sevmediyseniz belirtebilirsiniz.
Eleştiri yapan biri olduğum için her türlü kötü eleştiriyi kaldırabilirim.
Okuduğunuz için teşekkürler.
- Kitaplarıma seri bir şekilde devam edemediğim için sadece minik bir tanıtım bölümü koyup diğerlerini kaldıracağım. Kalan bölümler kitabı bitirdiğimde yayımlanmaya başlayacak. Kütüphanenize eklemeyi unutmayın lütfen! -