B36 Hırçın

1.3K 53 15
                                    

Koskoca 2 saat geçmişti günümden iki saatimi nefessiz/karımsız geçirmiştim.
Büyük villanın salonunda volta atıyor bir telefon, belki bir haber gelmesini bekliyordum.
Telefonun çalması ile masanın üzerinde duran telefonuma ilerledim. Açtım ve konuşmasını bekledim. Tanımadık ses kulaklarıma ilişince olduğum yere çakıldım.
~ O güzel karın elimizde Berke Gündoğan, eğer dediklerimi yerine getirirsen saçının teline zarar gelmeden teslim alırsın.~
Kısık sesimle konuştum.
~Ne istiyorsun? Ne istersen yaparım ama onun kılına zarar gelirse seni öldürürüm.~
Sonlara doğru kesinleşen sesim ne istediğimi belirtiyordu.
~ Son girdiğin anlaşmadan çekileceksin.~

Son girdiğim anlaşma bir okul projesiydi,  çok geniş kapsamlı olan bu proje sayesinde adımızı daha da duyuracaktık.  Ayrıca imzaları attığım bu anlaşmadan çekilmeye kalkarsam yüklü miktar da tazminat ödemem gerekirdi. Hiç birşey demeden telefonu kapattım ve babama döndüm.
BERKE: Anlaşmadan çekilmemizi istiyorlar.
SALİM: Yapamayız çok para kaybederiz, batarız.

Anlaşmadan çekilmemi istediğine göre düşman şirketlerimden biriydi. Koltuğa oturdum ve soğuk parmaklarımı alnıma götürüp düşünmeye başladım. Hangisi olduğunu düşünüyor gittikçe çıkmaza giriyordum.
***BÜŞRA***
Sandalyeye bağlı ayaklarım, gerilen ellerim karnımın acımasına sebep oluyordu. Büyük bir evin bodrumunda tutuluyordum. Sadece ışık ve koli olan bodrum da ne yapıcağımı bilmeden öylece oturuyordum. Gerilmeden dolayı acıyan karnımı biri gelince ona söylemeyi kafama not ettim.

Kısa bir merdiven sonunda olan küçük oda kapısı gibi olan kapı sesli bir şekilde açıldı ve içeri isiminin Murat olduğunu öğrendiğim adam girdi. Beni kaçıran ve kaçırma operasyonunu yapan bu adamdı. Büyük bir işe bulaştığının farkında değildi o sadece iş adamının karısını kaçırdığını sanıyordu fakat bir mafyanın karısını kaçırmıştı. Yeraltındaki ismini iş hayatında kimse bilmiyordu, herkes bu yüzden cesaret alıyor olmalıydı.
Bana doğru yaklaşan sakallı adam önümde durdu, beni süzdükten sonra konuşmaya hazırlanıyordu ama ondan önce davrandım.
BÜŞRA: Ellerimi arkadan bağladığınız için karnım geriliyor ve canım acıyor.

Yaptığım açıklama sonrasında Murat denilen adam gözleri ile adamlarına işaret etmiş ve ellerimi öne almamı istemişti. Ellerimi açıp ön tarafta biri birleri ile bağladılar. Karnımın daha rahat olduğunu hissettiğimde derin bir nefes aldım. Soğukkanlı gözüküyor geldiğimden beri ağlayıp kendimi üzmüyordum biliyordum ki kurtulucaktım. O beni ve oğlumuzu kurtaracaktı.

Kapıdan giren kişiyi önce silüet olarak görmüş ışığın altına geldiğin de bu kişinin Sinan olduğunu görmüştüm. Ağzımı tutamayacağımı biliyordum ve konuştum.
BÜŞRA: Yediremedin deme? Senin evlenme teklifine cevap bile vermeden başkasıyla evlenmemi yediremedin. Sırf o yüzden beni kaçırdın.

Sinanın babasının, Berkenin babası kadar ünlü olmasada bir mafya olduğunu biliyordum.
SİNAN: Belki bebeğim

Üzerime doğru geldiğinde soğuk ellerini sıcak boynumda hissetmiştim, zarifçe boynumdan saçlarıma giden soğuk parmakları saçlarımdaki tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Boşta olan sol elini de boynuma koyduğunda üşüdüğümü hissettim. Bir eli saçlarımda dururken öbürü aşağı inmekte kararlıydı. Altı aylık olduğum için hafifçe süt dolan göğsümü sıktığında ağzımdan tiz  bir çığlık yükseldi.
BÜŞRA: Çek o pis ellerini bedenimden it herif.
Yüzüne yerleştirdiği piç gülümsemesi ile geriye doğru çekildi ve karanlığa doğru yürüdü.
****SİNAN****
Bodrumda onu yalnız bıraktıktan sonra salonda ki koltuğa kendimi atmıştım. Elime Büşranın telefonunu aldım ve zaten şifresi olmayan telefonu bir çırpıda açtım. Instagramına girdim ve kocasıyla olan mesajlarını okumaya başladım. Ona karıcığım diyen bu adamın yerinde olmayı o kadar isterdim ki. Bana düşüneceğini söyleyip onunla evlenen Büşrayı affedemiyordum. Amacım Berke denen herifin yaptığı anlaşma değildi amacım Büşraydı. Uzun zamandır görmüyordum ve oldukça özlemiştim.

Berke one bir şey isteyip istemediğini sorduktan sonra Büşra ona karnının fotoğrafını atmış ve sadece seni istiyoruz yazmıştı. Bedeninin içinde o herife ait olan bir kalp, karnında o herifin genini taşıyan bir çocuk vardı. Canım ilk başlarda çok yanmıştı ama sonra alışmıştım. Aylardır gizliden gizliye takip ediyordum Diyarbakıra geldikleri anda planımı başlattım.
Oturduğum koltukta düşünceler arasında boğulurken karşımdaki şifoniyerin üstünde duran içkilere ilerledim, soğuk parmaklarım oda sıcaklığında olan şişeye temas ettikten sonra bardağıma doldurdum. Viskimi alıp koltuğa tekrar geçtiğim de sol elime de telefonumu almıştım.
İşim düştüğünde aradığım sevgilimi aradım. Tiz sesi kulaklarıma dolduğunda dikkatimi onun konuşmasına verdim.
~Efendim Canım?~
Seni özledim demekle yetindiğim de ne demek istediğimi anlamış ve geliyorum demişti. Normal bir aşk ilişkisinin dışında olan bir ilişkimiz vardı.

İkinci bardağımın sonlarındayken çalan kapının sesi ile bardağımı yanımda ki masaya koymuş ve kapıya ilerlemiştim. Açtığım anda kollarını boynuma sarmış ve hırçın dudaklarını benimkiler ile buluşturmuştu.

Neden hiç yorum yok? Lütfen görüşlerinizi bildirin.

ELDİVEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin