'Geceyi mi daha çok seversiniz, gündüzü mü?'~Ben geceyi daha çok severim.
İyi okumalar dilerim!
-Yıldıza basmayı unutmayalım!-
▌▌▌▌▌▌
"Aha vallahi düşüyordu bu sefer! Ulan Gazel dikkatli ol kızım! Bu vazo senden pahalıdır lan!" Kendi kendime konuşup vazodan uzak durmak için iki-üç adım geriledim.
Olası bir kaza ihtimallerini en düşüğe indirmek yapabileceğim en iyi ve tek şey olduğu için o vazodan uzak durmaya çalışıyordum. Zira bu vazo düşüp de parçalanırsa bir taraflarımı satsam ödeyemezdim.
Allah'ım! Düşüncesi bile kötü!
"Gazel?" Erim'in sesini duymamla beraber yerimden sıçrayıp telaşla arkamı döndüm.
"Erim?" Ulan! Bende tam odadan çıkacaktım! Nasıl bir katır şansı varsa artık...
"Sen bu odaya nasıl girdin?" Erim'in şaşkın çıkan sesine karşılık bende ona şaşkınlıkla baktım.
"Hangi odaya? Buraya mı? Açıkçası... Biraz zorlamam gerekti kapıyı, ama kapı açmakta bir üstad olduğum için açtım." Egom yine yere göğe sığamazken Erim hızla yanıma gelip kolumdan tuttuğu gibi odadan çıkartmak için sürüklemeye başladı.
"Hemen çıkalım buradan! Abim burada olduğumuzu duyarsa bizi öldürür!" Erim'in abisinden gerçekten korktuğu belli olurken olduğum yerde durup onu da durdurdum.
"Alt tarafı vazolar ve tablolar var. Sırf bunları gördük diye bizi cezalandıracak hâli yok ya?" Erim'in cümlelerimi korkudan tam olarak dinleyemediği gerçeği karşısında derin bir nefes alıp odadan çıktım.
"Biz en iyisi, ben bu odaya girmişte, senle beraber çıkmamış gibi yapalım. Yoksa sen bu korkuyla bırak yatağa gitmeyi tuvalete zor gidersin..." Deyip onu arkamda bırakarak kaldığım odaya ilerledim.
Tesadüfen girmem gereken odaya girmiştim... De... Bu oda neden bu kadar kolay açılmıştı? Ben daha zor bir şekilde açılır diye bekliyordum şahsen... Demekki neymiş, her şeyi gözümüzde bu kadar büyütmemeliymişiz...
Odanın kapısını açıp içeriye girecekken gözüm karşıdaki Koral'ın odasına çarptı. Bir baksa mıydım acaba? İnsanlık ölmedi sonuçta... Ya da ölse miydi? Kararsız kaldım şimdi...
Kendi kapımın önünden çekilip Koral'ın odasının kapısına yaklaştım ve besmele çekip kapıyı yavaşça açtım. İçeriye girmeden önce yutkundum ve bir kere bu işe başladığımı kendime hatırlatıp içeriye girdim.
Dağ gibi herif cansız bir şekilde kocaman yatakta yatıyordu. Tabii yatak bana göre kocamandı; Koral için aynı şeyleri söyleyemezdim. Adam yatağın yüzde seksenini kaplamıştı yahu! Onunla evlenecek kadına şimdiden acımaya başladım.
Bu cani ayıdan çok çekeceği vardı. Bu yüzden o kişiye ablalık etmeliydim. Bu hanzoyu benden başka kimse dizginleyemezdi. Uzaktan izlediğim adama biraz daha yaklaşıp üstten ona bakarak düşüncelerimi sesli dile getirdim.
"Görüyorsun cani ayı... Beni o kadar tehdit ettin, ama bak yataklarda sürünen sensin. Umarım bundan sonra beni tehdit etmezsin Koral'cım Emir'cim." Yüzüne birkaç saniye alayla baktıktan sonra sözlerime devam ettim. Nasıl olsa uyuyordu, uyurken beni öldürecek veya duyacak ihtimali yoktu herhalde?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN
RomanceBağlı olduğum sandalyede kıpırdanırken yere değen ayakkabı sesini işittim... Gözlerim bağlı olduğu için etrafı göremezken, bu daha fazla korkmama sebebiyet verdi. Bana kim yaklaşıyordu bilmiyordum ama iyi birinin yaklaştığını sanmıyordum... Zira aya...