[19]

2K 148 13
                                    

§

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

§

Telefonuma gelen aramalar sonucu gözlerimi yarım yamalak açtım. Sonunda dayanamayıp yeşil tuşu kaydırarak cevaplamıştım.

"Sonunda Jennie! Neredesin 1 haftadır ya! Okula büyükbaban falan geldi. Benden de seni sordular, adamlardan tırstım biraz."

"İyiyim Lisa, güvendeyim ve okula bir süre daha gelmeyeceğim. Telefonumu şimdi kapatıyorum. Sonra mesaj atarım sana, görüşürüz. Merak ettiğin için sağol." deyip hızlıca kapattım telefonu. Sonra da tamamen kapatmıştım cihazı.

Demek peşime düşmüştü. Bu bilgiyi onlarla paylaşmalı mıydım? Açıkcası bilmiyordum.
Fazlasıyla yük olmuşken, bir de beni korumak için böyle bir işe kalkışmaları...

Öğlen uyumuştum ve şimdi akşamdı. Odadan çıkıp, çıplak ayaklarımın çıkardığı ses ile birlikte salona yürümeye başladım. Saçımı kaşıyıp, üzerimdeki sarı pijama üstünü düzelttim. Tam 5 yaşındaki çocuklara benziyordum, evet. Çocuk olmayı seviyorudum.

"Oy, oy benim sarı kedim uyanmış mı, gel annenin kucağına."

"Haa, Jennie'yi gördü açıldı çenesi. Ömür billah susmaz şimdi."

Boş bir suratla, gidip Taehyung'un yanına oturdum ve başımı omzuna yasladım.

"Harbi geldi ya. Şu an yanaklarını mıncırasım var Jenjen, ama üzgün gibisin? Ne oldu?"

"Bir şey yok." diye mırıldandım kısık bir sesle.

"Sesin bile 'imdat beni bu kızdan kurtarın' diye bağırıyor Jennie, bir şey olmuş işte."

"Bugün dedem okula gitmiş. Lisa ile falan konuşmuş. Ve biraz da tehdit etmiş olabilir bence. Korktuğunu açıkca söyledi kız.
Yani anlayacağınız peşime düşmüş."

"Burada seni kolayca bulabilir, ama gelmeye cesaret edemez. Ufak bir anını kolladığımızı biliyor. Yani güvendesin Jennie, merak etme."

Burukca gülümsedim.

"İyi de, sonsuza kadar sizinle kalamam ki. Eninde sonunda okulumu bitirecek, üniversiteye başlayacağım. Tabii, izin verirlerse."

Sessizlik yine sinir bozucu melodisini etrafda seslendirirken, ağlamak istiyordum.

"1 hafta sonra, biz buradan gidiyoruz, yerimize başka bir grup gelecek. Daha tehlikeli işleri sonlandırmamız gerekiyor. Sana gel diyemeyiz Jennie. Tüm düzenin buraya kurulmuşken, 7 erkekle birlikte 8.ci kişi olamazsın bence. Yani başka bir yere gitmek istemezsin." dedi Namjoon.

Sonra ise Jin devam etti.

"Ama, sana bu seçimi sunabiliriz . Bizimle gelmek istersen ki, bu çok tehlikeli olur. Orada ne ile karşılaşacağımız belli değil. Gelmek istersen götürürüz. Fena mı olur, evde bir kadının olması işimize yarar, mesela Taehyung'dan az çekiyoruz sen olduğunda."

Son dediğini gülerek söylemişti.

"Neden hayatını göz göre göre tehlikeye atsın ki?" diye araya girdi Jungkook.

Sesi hastalandığı için, farklı çıkıyordu. Onu affetmiştim. Taehyung'u biraz sıkıştırdığımda bilgi alabilmiştim. Doğum günü, ailesinden büyük bir darbe yemişti. Ama ne olduğunu bilmiyordum. Sadece bu kadarını öğrenmiştim. Aile çok hassas bir konuydu ve bazen benim bile düşündükce önüme geleni tersleyesim vardı. O biraz ileri gitmişti ama, içki sebebinden olduğunu kabul etmiştim.

Tabii, kalbimin acısı da biraz farklı gibiydi. Neden içkiliyken öpüyordu ki? Normal olurken de yapabilirdi.

Saçma düşüncelerimi bir kenara bırakıp, kendimi içten içe baya sövdüm.

"Ben bunu düşüneceğim. Ve kararım ne olursa olsun hayatım boyunca size minnettar kalacağım orası ayrı."

"Aman Jennie, salla gitsin bunları, bana bir çikolata alırsan ödeşiriz bak."

Gülüştük. Başımızda Taehyung gibi biri olduğu için, ciddi konulara odaklanamıyor, duygusal konularda ise duygusallık diye bir şey kalmıyordu.

Yoongi dışında bu 6 kişi hayatıma çok yeni girmişti ama, izleri de çabuk kazınmıştı kalbime. Öyle kolay da silineceğini sanmıyordum..

§

cheiro no cangote | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin