2 gün sonraYaz tatilimin son günlerini geciriyordum artık. Buraya ve burağa veda edicektim. O üniversiteye bende onsuz bir okula..
O kavgamızdan sonra nereye baksam burağı görür oldum. Beni takip ediyordu ve aynı zamanda benden kaciyordu.
Denizin gelip masaya oturmasiyla bu düşüncelerden sıyrıldım.
Yüzünde fazladan bi sırıtış vardı, sanırım o kızla olduğundan beri daha da mutlu görür oldum onu.
"Nasıl gidiyor?"diye soruverdim.
"Baya iyi, hatta bu gün onun doğum günü. Kutluyoruz ve sende geliyorsun çünkü burak da geliyor."
"Hayır ben gelmiyorum"
"What?!"
"Duydun işte gelmiyorum. Kavga ettik vee ettik işte ne biliyim aynı ortamda bulunmasak iyi olur diye düşünüyorum."
"Hee sen o yüzden 2 gündür bayan asık suratsın. Merak etme bu gece güzel şeyler olucak ve sende geliyorsun hadi görüşürüzz." diye soru sormama fırsat bile vermeden masadan adeta uçtu gitti.
Ne demek istediğini anlamasam da çok da düşünmedim bunun üzerine.
Bu günde öyle böyle geçip akşam olmaya başlıyordu. Sanki biraz heyecan yaptım gibi.
Odaya gidip hazirlanmaya başladım.
İlk önce bi duş alıp çıkınca da kıyafet seçtim.
Kıyafeti giydikten sonra yapabildigim en güzel makyajı yapıp topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra hazırdım.
Kapının çalmasıyla birlikte açtım ve denizin gelmiş olduğunu gördüm.
Deniz gerçekten çok şık görünüyordu, ilk defa bi kız arkadaşı için bu kadar özeniyor.
Koluna girip otelden çıktık ve burağı dışarıda gördüm.
Deniz bana dönüp kız arkadaşını almaya gidiceğini ve beni burağın götürüceğini söyleyip yanımdan ayrıldı.
Burakla bi süre öylece bakıştık. Sonra kolunu uzattı bende tutundum ve koluna girmiş oldum işte.
Bara gelene kadar hiç konuşmadık. Evet doğum günü bu barda yapılıcakmış.
Barda cagirdiklari kişilerin çoğu gelmişti.
Ve enes de vardı. Beni henüz görmemişti, gece sonuna kadar onun için görünmez olabilmeyi diledim.
Denizlerde geldikten sonra pasta merasimi falan yaptık.
Hediyeler falan derken dans müziği açıldı.
Herşeyden habersiz oturmuş etrafı izlerken enes geldi ve dans teklif etti.
Madem burağın gelicegi yok bende kabul ettim.
Belimi kavradı bende bir elimi omzuna attım ve boşta kalan ellerimiz tutuştu.
Yüzünü boyun girintime soktu ve kokumu içine çekti.
Bu çok tuhaf bi duyguydu. İlk kez yaşıyordum.
İlklerimi Burakla yaşamak isterken bi başkasının kollarındaydım.
Bi süre kokumu içine çektikten sonra kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime kenetledi.
Kaş göz yaptım ne var dercesine, o da hafif bi şekilde güldü ve "seni seviyorum" dedi.
Hiç bişey söylemeden dona kaldığım için
"Boşver hiç bişey söyleme, bırak da bu anın tadını cıkariyim" dedi ve beni kendine daha çok çekti belimden tuttuğu eliyle.
Tam o sırada daha şarkının ortalarındaydık ve ne olduğunu anlamadan baktığımızda burağın şarkıyı durdurmuş olduğunu gördük.
Anlam verememiştim doğrusu. Herkes söyleniyordu.
"Hadi gençler birazda kopalım" diyip haraketli bişeyler açtı.
Enesle birbirimizden ayrıldık, cok uzulmustu belliydi.
Ben oturuyorum diyip oturdum.
Ve atıştırmalıklardan yemeye başladım.
Sonunda canlı müzik yapmak için bir gitarist ve solist geldi.
Bir kaç şarkıdan sonra solist sesi güzel olan varmı diye sordu.
Kimse cesaret edip bişey söyleyemedi.
Doğum günü kızına soralım diye fikir attı solist
"Benim sesim güzel değil ama sesi çok güzel bir arkadaşım var adı burak ve buralarda bir yerlerdedir" dedi.
Burağı anons ettiler ve burak sahneye çıktı.
Görünüşe göre kimseyi uğraştırmadan söylicekti.
Bu gerçekten iyi olur çünkü sesini özlemiştim.
Söylemeye başladı, tabiki ingilizce.
Onu ingilizcesiz beni de onsuz düşünemeyiz.
Şarkıyı söylerken direkt bana bakıyordu, gözlerini benden ayırmadan.
Şarkı bittiğinde solist burağa, senin kadar güzel sesli arkadaşların varmı aramızda diye sordu.
Burak beni odağına aldığında anlamıştım. Gözlerimi pörtletip kaşlarımı kaldirdığımda ne kadar çirkin gozuksem de benim adımı verme demeye calışmıştım.
Ama artık çok geçti. Burak adımı vermiş ve herkes bana bakıyordu. Mecbur sahneye çıkmak zorunda kaldım.
Burakla yan yana o kadar uyumlu görünüyorduk ki.
Gözlerimin içine bakarak mikrofonu elime verdi ama sahneden inmek yerine sahnenin kenarında öylece durmayı tercih etti.
Aklıma herhangi bi şarkı geldiğinde söylemeye başladım ve çoğu kişinin de bi zaman sonra eşlik ettiğini gördüm.
Şarkı bitince solist yanımıza adım atıp artık bu ikiliden bir düet istiyoruz değil mi millet? dediğinde, herkesten alkış ve ıslık tuhafını koptu. solist burağa da bi mikrofon uzattı ve aramızdan çekildi.
Burak tek adımda tam yanıma geldi.
Ona döndüm ve gözlerinin içine baktım.
Dolu kadehi ters tut dedi. Belki dedim.
onu söylicektik.
Burak söylemeye başladı. İlk kıta bitince bu sefer ben başladım. Ve kesinlikle gözlerimizi birbirimizden ayırmıyorduk.
Benim kıtam da bitti, ara müzik çalmaya başladı.
Siramizin gelmesini beklerken burak yüzünü bana yaklaştırdı. Iste o an nefesim kesildi.
"Senden, cok, hoşlanıyorum, amazon kızı.."
Dudaklarından dökülen bu sözcükler şaşırmama sebep oldu. Amazon kızı mı?
Gizli numara da amazon kızı diyordu.
İnanamıyorum o gizli numara burakmış!
"Bana güven."dedi bu seferde
"Bu yeşil gözler bir tek bana baksın istiyorum, bir tek benim amazon kızım olur musun?" dedi.
Gülümsedi, gülümsedim.
Ve şarkının nakarat kısmını birlikte söyledik.
Şarkı bitince herkes çoşmuş bi şekilde alkışladı.
Alkış bitince burak mikrofona doğru bir daha sordu.
"Ee ne diyorsun? Bir ömür bu yeşiller bana bakar mı?"diye sordu.
Sarıldım ve elimdeki mikrofonla
"Bir ömür.. bakıcak.." dedim.-Güzel günler göreceğiz, güneşli günler-
Çok istediğiniz gibi artık sevgili oldular.
Sizce artık bir sonraki bölümde final yapmalı mıyım?